Benim ilk basketbol kahramanım Erman Kunter'di. Onu; Efe Aydandı, Doğan Hakyemez'i eski Spor Sergi'de seyretmek için çok yürüdüm Fulya'daki evimizden Harbiye'ye. Sonra Levent Top Sakal, Orhun Ene, Ufuk Sarıca, İbrahim Kutluay geldi Abdi İpekçi Spor Salonu'yla.
Her şey gibi basketbolda makyavelist düzenin kurbanı oldu. Estetik ve tekniğin yerini güç ve atletizm aldı. Artık genç oyuncular Erman Kunter'in şut stilini veya Efe Aydan'ın pivot hareketlerini çalışmak yerine spor salonlarında bacak çalışıp smaç vurmanın peşine düştüler. Bugün gelinen sonuç ortada. Oyun kurmayı şut atmayı bilmeyen fakat Jordan smacı vuran oyun kurucularla Avrupa Şampiyonası'nda Spanulise, Bellini'ye karşı oynamaya çalıştık. Bu kadar nostalji yeter. Beko Basketbol Ligi'ne seyrettiğim maçlarda gördüm ki Fenerbahçe ve Galatasaray kadro yapıları ve özellikle 'coaching' farkıyla diğer takımların çok önündeler. Bütçe tırpanı yetmiyormuş gibi Mahmudi'nin yüzünden okunan mutsuzluğu ve bitkinliği, Efes'i üst gruptan uzakta tutuyor. Bence gayet dengeli bir kadrosu olmasına rağmen Efes, Mahmudi'yi tekrar antrenörlüğe döndürecek formulü bulamazsa, Efes kızları bile bu takımı seyredilir yapmayacaktır tahminim. Beşiktaş yine mütevazi ve tehlikeli, Banvit ve Karşıyaka ise genç ve istekli takımlar. Dikkat çeken oyunculara gelince; en çok Karşıyakadan Mutlu'yu beğendim. Pivot hareketleriyle, şutlarıyla tekniğiyle tam bir 5 numara. Kenan Sipahi, Cedi Osman gelecek için iyimser olmamızı sağlıyor, umarım yanılmam. Bogdanoviç, Arroyo, Vasileiadis, Chris Lofton ligimizi seyredilir kılacak yetenekler. Nathan Jawai, Henry Domercant ise bütçede ve rotasyonda kapladıkları yer itibariyle şuan için hayal kırıklıkları benim için.
Her zaman Türk Milli Takımları'nı Türk antrenörlerinin çalıştırmasını savunmuş biri olarak Ergin hocanın bu iş için en uygun kişi olduğunu düşünüyordum ki, Obradoviç'in gözlerindeki kazanma hırsını ve isteğini gördüm ve fikrim değişti kusura bakma Ergin hocam...