Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve amacı öğrencilere kenti gezerek öğretmek olan ‘’Birleşmiş Kentler Okulu’’ bu sene ibadethaneler teması ile düzenlendi.İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen proje kapsamında, Okmeydanı Okçular Tekkesi’nde paneller gerçekleşti. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vecdi Akyüz, İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökçen Çatlı, 500. Yıl Vakfı Başkanı ve 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Kurucu Proje Koordinatörü Naim Güleryüz, İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarihçi Prof. Dr. Zerrin Günal, İlahiyatçı Prof. Dr. Emin Işık ve İlahiyatçı Fikret Özdemir’in konuşmacı olarak katıldığı panellerde İstanbul ve tarihsel boyutuyla ibadethanelerin önemine değinildi.‘’SİNAGOGLAR YAPI OLARAK CAMİLERE BENZİYOR’’Moderatörlüğünü İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Başkanı Zeynep Banu Dalaman’ın yaptığı “Birleşmiş Kentler Okulu” programının kent ve ibadethaneler panelinde konuşan 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Kurucu Proje Koordinatörü Naim Güleryüz, sinagogların kilisenin bir türü zannedilmesine rağmen camiye daha çok benzediğini ifade etti. Sinagog kelimesinin Yunanca’dan geldiğini ve beraber olma, toplanma evi anlamına geldiğini söyleyen Güleryüz, ‘’Sinagog, Osmanlı arşivlerinde de havra, sinavi ve kenise olarak yer almaıştır. Sinegog bir camiye benzer. Ülkesine göre bir mirari tarzı vardır. Genel, dinsel bir kuralı yoktur. Osmanlı’da, Türkiye Cumhuriyeti’nde sinegoglar Osmanlı mimarları tarafından inşa edildiğine göre genelde Osmanlı ibadethane mimarisinin ana öğeleri sinagoglarda da belirgindir. Camiye ilk benzerlikleri buradan gelir" dedi.‘’AVM’LERDE MESCİT İHTİYACI VAR’’Alışveriş merkezlerinin (AVM) ibadethane ihtiyaçlarına değinen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vecdi Akyüz, ‘’AVM’lerde mabet ihtiyacı çok büyük. İnsanlar özellikle tatil günlerini AVM’lerde geçiriyor. Ancak buralardaki mabetler, izbe yerlerde veya otoparka ya da tuvaletlere komşu durumda. Bu doğru değil. AVM’lerde nasıl ki dükkanlar güzel yerlerdeyse mescitlerde öyle yerlerde olmalıdır. Okullardaki ibadethaneler de aynı mantıkla düzenlenmelidir.” diye konuştu.‘’CEM EVLERİ HEM İBADETHANE HEM DE SOSYO KÜLTÜREL VE EKONOMİK SERMAYEYE KATKI SAĞLIYOR’’Konferansta İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökçen Çatlı, kentleşen Alevileri ve Cem Evlerini değerlendirdi. Modernleşmenin yarattığı değişime rağmen kentleşen Alevilerin, kentte kurguladıkları Cem Evleri üzerlerinden cemaat birliğini muhafaza ettiklerini vurgulayan antropolog-sosyolog Çatlı, Cem Evleri’ni dört ayrı tipte (köy tipi, dergahlı kent tipi, dergahsız kent tipi, kapalı toplum mahalle tipi) değerlendirdi. Özellikle kent merkezlerindeki Cem Evleri’nin ibadet dışında, sosyal-kültürel ve ekonomik sermayeye de katkı sağladığına değinen Yrd. Doç. Dr. Gökçen Çatlı, “Aleviler üst kültür karşısında çatışma kültürüne karşılık gelmiyor. Bu durum Alevilerin ulusalcı milliyetçi anlayışlarıyla açıklanabilir” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz