Birlik Vakfı Kayseri Şube Başkanı Mehmet Adıgüzel:

Birlik Vakfı Kayseri Şubesi tarafından Gönüllü Kültür Kuruluşları Platformu üyelerine iftar yemeği verildi. İftar yemeğinde konuşan Birlik Vakfı Kayseri Şube Başkanı Mehmet Adıgüzel, 1997 yılında kapanan vakfın 19 yıl aradan sonra Kayseri’de hizmet alanı oluşturmaya başladığını söyledi.Birlik Vakfı Kayseri Şubesi yönetimi verilen iftar yemeğinde Gönüllü Kültür Kuruluşları Platformu üyeleri ile bir araya geldi. İftar yemeği öncesinde konuşma yapan Birlik Vakfı Kayseri Şube Başkanı Mehmet Adıgüzel, "Kayseri de Birlik Vakfı olmazsa olmazlardandı çünkü gençliğe daha önem veren bir vakfımızdı’’ dedi. Birlik Vakfı Kayseri Şube Başkanı Mehmet Adıgüzel, "Kendini artık bu işe adamış kırk tane cesareti insan içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Meclis Başkanımızın, bir çok bakanımızın ve milletvekilimizin dahil olduğu insanlar topluluğu bu millete, bu memlekete ne yapabiliriz diyerek Milli Türk Talebe Birliğinden ayrılarak Birlik Vakfını kurmuştur" dedi. Şube Başkanı Adıgüzel, "Vakfın kurulması için 1983 yılın da karar almışlar, 1985 yılında da hizmet alanı oluşturmuşlar. Kurulduğu anda Kayseri’de de şubesi vardı. 1997 yılından itibaren başlayan 28 Şubat süreci dediğimiz olay Kayseri’yi de vurmuş oldu. Milli Türk Talebe Birliği, Hayrat Vakfı, Milli Gençlik Vakfı ve Birlik Vakfı da nasibini aldı bu 28 Şubat sürecinden. 1997 yılında kapanan ve 19 yıldır Kayseri de hizmet edemeyen Birlik Vakfı Kayseri’de hizmet alanı oluşturmaya başladı’’ şeklinde konuştu."Başkanı olduğum vakıftan dolayı yargılanıp ceza evinde yattım. Cezaevinden çıktıktan sonra 3 ay açıkta kalmıştım’’ ifadelerini kullanan Kayseri Mazlum-Der Şube Başkanı ve Kayseri Gönüllü Kültür Kuruluşları Platformu Başkanı Ahmet Taş, ’’28 Şubat döneminde bir çok vakfımızın şubeleri kapandı. İstenen bir durum değildi bizim isteğimiz dışındaydı. Ben başkanı olduğum vakıftan dolayı yargılanıp cezaevinde yattım. Cezaevinden çıktıktan sonra 3 ay açıkta kalmıştım. Bazı arkadaşlar ’kapatalım gitsin devletle baş edemeyiz’ dediklerinde ben şunu dedim; ’biz kapatmayalım kendimiz savunalım. Devlet kapatıyorsa kapatsın, devlete gücümüz yetmez.’ 5 yıl kadar savunmamız devam etti sonra suçsuz olduğumuz ortaya çıktı vakfımız kapanmadı." diye konuştu.