Doç. Dr. Naci Onus, bitkilerin de insan ve hayvandaki gibi DNA'sı bulunduğunu, DNA'ların da çeşitli karakterleri olduğunu, bu karakterler incelenerek, bitkilerin de "parmak izlerinin" alınabildiğini bildirdi.
DNA incelemesiyle insanların çeşitli hastalıklarının tanısının küçük yaşlardan itibaren mümkün olabildiğine işaret eden Onus, tıpta kullanılan yöntemin, bitkilerde de kullanılabildiğini söyledi. Onus, bazı bitkilerdeki değişikliklerin genlerinden mi, yoksa yetiştikleri yörenin toprak, güneş, rüzgar gibi doğal etmenlerden mi kaynaklandığının da bu yöntemle tayin edilebildiğini belirtti.
Onus, Antalya ve çevresinde tohum ıslahı ve geliştirme çalışmaları yapan çok sayıda firma bulunduğunu, yeni bir tür geliştiren firmanın bunu kendi adına tescil ettirdiğini, ancak bazı korsan firmaların tescil ettirilen bu tohumlardan fide üreterek, haksız kazanç sağlayabildiklerini hatırlattı.
Bitkilerin DNA parmak izleri sayesinde, bu konudaki hukuki itilafların da çözümlenebileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Onus, "Firma kendi geliştirdiği tohumun DNA parmak iziyle mahkemeye başvurduğunda, rakip bir firmanın kendi geliştirdiği tohumdan fide elde ederek, haksız kazanç elde edildiğini ispatlayıp, maddi haklarını koruma altına alabilecek" dedi.
Onus, Antalya yöresinde yüzlerce endemik türde tıbbi, aromatik bitki bulunduğunu, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan bu bitkilerin de DNA parmak izi yöntemiyle koruma altına alınabileceğini kaydetti.