Cilt hastalıkları içinde en önemlileri sayılan ve geçmez diye bilinen sedef ‘te son yıllarda tamamlayıcı tıpla tedavi yöntemleri gözde. Sedef hastalığı, görüntü olarak kişileri daha fazla olumsuz anlamda etkiliyor. Deride yara şeklinde veya döküntülü ve pullu lekeler olarak oluşan sedef hastalığını taşıyanlar kendilerini çaresiz hissediyor.. Ülkemizde binlerce insan bu hastalığa çözüm arıyor. Fitoterapist .Dr. Elif Güveloğlu, bulaşıcı olmamasına rağmen diğer insanların sedefli hastalardan uzak olmayı istemelerinden kaynaklanan bir çok sorun olduğunu vurguluyor. Özellikle eğitim çağında olan yüzünde ve ellerinde sedefi bulunan genç insanların, okulda arkadaşlarının içine çıkmakta zorlandıklarını söyleyen Güveloğlu, bundan dolayı yaşanan stresin dersleri de etkilediğini anlatıyor.
Bir öğrenci hastasını bitkilerle tedavi sonucu iyileştiren Güveloğlu "Sedefin tedavisi çok zor ama bizler şifalı bitkilerle çok iyi neticeler aldık. Sadece haricen yapılan uygulamalarla tam olarak sonuç alınamıyor. İçilmesi gereken saf bitki özlerinin yanı sıra, 5 cins bitki ve saf bitki özlerinden oluşan kremleri de düzenli olarak kullanmak geekiyor olumlu sonuç için. Bunları 4 aylık bir sürede kullandıktan sonra hastanın baüışıklık siteminin düzelip düzelmemesine bağlı olarak yüz güldürücü netice alınabilirıyor. Hastam İlayda Batman da bu yöntenle sağlığına kavuştu" diyor.
Fitoterapist Dr. Elif Güveloğlu sadece sedef değil, vitiligo, mantar ve egzama gibi hastalıklardan şikayetçi olanların da kendilerine başvurduğunu aktarıyor. Bitki tedavisi için onlarca bitkiden yararlanılıyor. Bunlardan bazılarının ısırganotu, karabaş otu, gökçe otu, funda yaprağı, hatmiçiçeği ve meyankökü gibi şifalı bitkilerle gerçekleştiriliyor. Klasik tıbbın yanında tamamlayıcı tıptan da yararlanarak bir çok hastalığa çözüm bulunabildiğinin ialtını çiziyor . Doğal yöntemlere olan ilginin her yıl daha da artığını belirtiyor.
Deride kırmızı, üzeri beyaz pullu, çeşitli büyüklükte döküntülerle seyreden, iyileşme ve tekrarlamayla ömür boyu sürebilen bir cilt hastalığı olan sedef hakkında şunları da Elif Güveloğlu sedef hastalığı hakkında şunları da söylüyor: "Klasik tıpta sedef tedavisi için kortizon içeren pomadların kullanıldığını ve sonuç alınabiliyor. Fakat kortizon bırakıldığında hastalığın yeniden şiddeti daha da artmış olarak ortaya çıktıyor. Sedef hastalığının, bitki ve bitkisel kaynaklı ilaçların tedavi amaçlı kullanılması anlamına gelen fitoterapi ile tedavi edildiğinde tekrar etme olasılığı çok düşük. 10 yaşındaki hastası İlayda Batman'ın 6 ay içerisinde sağlığına kavuştuğunu söylüyor.
Dışardan lokal olarak uygulanan hiçbirşey (tıbbi veya bitkisel kremler, ışın vs) tek başına bu hastalığı tedavi etmiyor. Herhangi bir dış etkenden kaynaklanmayan hastalık bulaşıcı değil ancak sıkça görülüyor. İlayda Batman'ın tedavisinde bağışıklık sistemini düzenleyici ve yüksek antioksidan özelliğe sahip Melisa, Oğul otu, Toros Nanesi, Civanperçemi gibi bitki ve bitki özleri ile bazı besin takviyeleri kullandıklarını vurguluyor.. İkişer aylık dönemlerde uyguladığımız kürlerin birincisinin sonunda İlayda'nın lezyonlarının yarıdan fazlasının iyileşti. Dört ayın sonunda da İlayda sağlıklı bir cilde sahip oldu.
Klasik tıpta kullanılan ve bitkisel tedavi ile yeri doldurulamayacak hayati öneme sahip birçok ilacın var olduğunun gözardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Güveloğlu, diğer yandan klasik tedavilerle tedavi edilemeyen birçok hastalıkta da bazı bitki ve bitki özlerinin kullanılmasıyla olumlu yanıtlar alınabildiğini hatırlatıyor. Bitkisel desteğin başarıyla uygulandığı hastalıklar sadece sedef değil. Romatizmalar, hepatitler, kalp ve beyin damar tıkanıklıkları, gastritler, fibromiyalji ve bazı kanser türlerinde de fitoterapi kullanılıyor.