ANKARA (ANKA) - Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, türbanın üniversitelerde serbest bırakılması çalışmalarına hakkında "Laiklik ilkesinin zayıflatılması kabul edilemez" diyen Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin'e yanıt geldi. Şahin, Hükümet'in söz konusu anayasa değişikliği konusundaki çalışmalarının cumhuriyetin temel niteliklerini zedelememeye özen göstererek yürütüldüğünü belirterek, "Cumhuriyet ve onun temel nitelikleri konusunda ne kadar hassassalar biz sorumlu mevkide olarak onlardan çok daha hassasız" dedi.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin'in, "Laiklik ilkesinin zayıflatılması kabul edilemez" açıklaması hakkında görüşlerinin sorulması üzerine Şahin, gerek hükümetin gerek parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin amacının Türkiye'de rejimi ve temel ilkelerinden olan laikliği zayıflatmak olmadığını belirtti. "Hepimizin en önemli görevi, rejimimizi nasıl daha güçlü hale getirebiliriz ve laikliği nasıl güçlendirebiliriz" diyen Şahin, vatandaşın "sorunum" dediği hiçbir probleme yöneticilerin sessiz kalamayacağını ifade etti. Şahin, "Ancak bunu yaparken, anayasal çerçevede hareket edecektir. Cumhuriyetin temel niteliklerini zedelememeye özen gösterecektir. Parlamentoda iki siyasi partiye mensup arkadaşlarımız tarafından hazırlanan anayasa değişikliği de bu hassasiyet göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Dolayısıyla bu konuda çaba sarf eden değerli arkadaşlarımız, Cumhuriyet ve onun temel nitelikleri konusunda ne kadar hassassalar biz sorumlu mevkide olarak onlardan çok daha hassasız" diye konuştu.
Şahin, söz konusu düzenleme nedeniyle yaşam tarzlarının etkileneceğini düşünen vatandaşların tepkilerini de anlamak ve onları değerlendirmenin de kendi görevleri olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
"Tabi ki onları da anlayışla karşılıyoruz. Ancak hiçbiri endişe etmesinler ki, hükümet olarak, parlamentoda bulunan iktidar partisi olarak ve bu teklife imza koymuş milletvekilleri olarak hedefimiz, halkımızın, sorunu olan halkımızın, bu sorunlarını anayasal çerçevede çözmekte, onların rejimlerin temel ilkelerine bağlılıklarını daha da güçlendirmektir.
Sorun yaşayan bir vatandaşımız, bu sorununun çözümünü beklerken bunun karşısına, eğer siz ‘şu ilke nedeniyle bunu çözemiyoruz' derseniz, vatandaşlarımızın cumhuriyetin temel ilkelerine bakış açısı istediğimiz kadar olumlu olmayabilir. Bizim görevimiz bütün vatandaşlarımızın cumhuriyetin temel ilkelerine bakışının olumlu hale gelmesini sağlamaktır. O bakımdan bunu yaparken hissiyatımla ifade ediyorum ki, kuşkusuz ki laiklik ilkesi, bizim toplumsal birlik ve bütünlüğümüzün en önemli teminatlarından biridir. Onu hassasiyetle korumalıyız."
-"KİŞİLER LAİK OLMAZ"-
Laiklik ilkesinin toplumsal birlik ve beraberliğin en önemli teminatı olduğunu ancak laikliği dar kalıplar arasına hapsetmemek ve çağdaş anlamda yorumlanması gerektiğini kaydeden Şahin, "Çünkü laiklik devletin bir karakteridir. kişiler, laik olmazlar, bir inanca sahip olurlar ya da bu inancı taşımayabilirler. Ama bu insanlar devletin laiklik karakterine sahip olmasına inanırlar" dedi. Şahin, hükümet, parlamentodaki gruplar ve milletvekilleri olarak söz konusu anayasa değişikliğini gerçekleştirerek, Vatandaşlarımızın bu konuda rejime ve onun temel ilkelerine olan bağlılıklarının, tam anlamıyla gerçekleşmesi amacını yakalamak istediklerini söyledi. Şahin, "Kimse endişe etmesin. Onlar ne kadar hassassa bu konularda biz onlardan çok daha hassasız" diye konuştu.
-MEDENİYETLER İTTİFAKI-
"Medeniyetler İttifakı Ulusal Planı"nın da kurulda görüşüldüğünü ifade eden Şahin, daha önce kurulan Medeniyetler İttifakı Ulusal Eşgüdüm Komitesi'ne Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun da katıldığını ve böylece bakan sayısının 10'a çıktığını açıkladı.
-"ALMANYA'DAN BİZİ BİLGİLENDİRMESİNİ İSTİYORUZ"-
Bakan Şahin, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın da AB ile ilgili gelinen nokta hakkında kurulu bilgilendirdiğini kaydetti. Babacan'ın Almanya'nın Ludwigshafen kentinde meydana gelen yangında hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarla ilgili Bakanlar Kurulu'nu bilgi verdiğini ifade eden Şahin, "9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Cenabı Allahtan rahmet diliyoruz, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Federal Almanya yetkili makamlarından bu konuda çok ciddi bir soruşturma istiyoruz. Kaza mıdır, sabotaj mıdır? Çok ciddi çalışmalar yapmalarını ve bilgilendirmelerini istiyoruz" dedi.
-"ARTIK ZAMANA İHTİYAÇ YOK"-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şahin, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'in Başbakan Erdoğan'la görüşerek anayasa değişikliği sürecinin durdurulmasını istediğinin hatırlatılarak "Bir erteleme söz konusu mu?" sorusu üzerine şu yanıtı verdi:
"Sayın Başbakanımız Sayın Sezer'le görüşmesinden bahsetti. Kendisinin ifade ettiğiniz beklentisini dile getirdi. Ama bu anayasa değişikliğinde eğitim ve öğrenim özgürlüğü alanında yaşadığımız sorunu aşmak için artık bir zamana ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz. Zaten uzun süredir Türkiye'nin gündeminde olan bir konudur. Halk nezdinde böyle bir sorunun Anayasal çerçevede çözümü noktasında büyük bir konsensüs vardır. Halkımızın yüzde 80'i bu konunun çözülmesini bekliyor. Parlamentoda büyük ölçüde bu konuda mutabakat da oluşmuştur. AKP, MHP zaten bu teklifi vermişlerdir. DTP de yanlış hatırlamıyorsam böyle bir teklife destek vereceklerini açıklamıştır. Sadece CHP bu teklife karşıdır. Aslında bu tür toplumsal sorunların çözümünde ileri demokrasilerde hep önlerde sosyal demokrat partiler olmuştur. Aslında CHP'nin de böyle bir sorunu çözmek için öncü rol oynaması en azından destek olması beklenirdi. Ama bilinen nedenlerle CHP karşıdır."
-KAMUOYUNUN YÜZDE 80'İ DESTEKLİYOR-
Halk nezdinde konsensüs sağlandığını açıklamasına karşın 100 binin üzerinde bir kişinin Anıtkabir'e giderek söz konusu yasayı protesto etmesinin nasıl değerlendirildiği sorulan Şahin, kamuoyu yoklamalarını kastederek söylediğini belirtti. Şahin, "Belim elime geçen kamuoyu yoklamalarında bu sorunun çözümü konusunda halkımızın yüzde 80'inin olumlu görüş belirttiği ortaya çıkıyor. Buna karşı olan halk kesimleri olacaktır. Onları da anlayışla karşılıyoruz. Onların endişelerini gidermek de en azından hükümet olarak görevimiz olduğuna inanıyorum" diye konuştu.
Bakan Şahin, "301. madde ile sivil toplum görüşlerinin alınmasına karşın neden türban konusunda böyle bir yol izlenmedi" şeklindeki bir soru üzerine de "Parlamentoda dört tane grup var üç tanesi buna destek vereceğini söylemiş. Bir tanesi de karşı çıkıyor. O da demokrasinin bir gereğidir ne diyelim" dedi.
-"ANAYASA MAHKEMESİNİ SİYASİ BEKLENTİLERE ALET ETMEYELİM"-
DSP Lideri Sezer'in Anayasa Mahkemesi tarafından söz konusu değişikliğin iptal edilmesi durumunda bir kargaşa meydana geleceği uyarısında bulunmasının hatırlatılması üzerine de Şahin şu değerlendirmede bulundu:
"Bir yüksek mahkemeyi ve onun saygıdeğer üyelerini, böylesine bir anayasa değişikliği teklifi görüşülürken siyasi beklentilerimize alet etmeyelim. Anayasa Mahkemesi üzerinden siyaset yapmayalım. Böylesine bir sorunu çözerken Anayasayı çok iyi yorumlayan, parlamentoda hukukçu arkadaşlarımız var. TBMM'de milletvekillerinden 103 tanesi hukuk fakültesi mezunu. Bunun içinde profesörler var, doçentler var. Bir yasa tasarısının anayasaya uygun olup olmayacağını değerlendirebilecek ve Anayasaya uygun bir kanun teklifini ve tasarısını meclisten geçirebilecek insanlar var TBMM'de. Dolayısıyla ‘siz yanlış yaparsınız, Anayasa mahkemesi de bunu bozar' diye daha şimdiden ortada henüz yasalaşmış bir durum yokken, Anaysa Mahkemesi üzerinden siyaset yapmayı çok şık bulmadığımı ifade etmek istiyorum." (ANKA)