HABER

"Biz sözümüzü tuttuk"

DAVOS (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs konusunda Türk tarafının, verdiği tüm sözleri yerine getirdiğini, Rumlar'ın da verdiği sözleri tutması gerektiğini söyledi.

36. Dünya Ekonomi Forumu sebebiyle Davos'ta bulunan Başbakan Erdoğan, TGRT'de yayınlanan "Ankara'nın Gündemi" programında, Murat Odabaş ve Nuri Elibol'un Kıbrıs, İran, Irak, Ortadoğu, enerji ve diğer gündem konularıyla ilgili sorularını cevapladı.

Başbakan Erdoğan, "Kıbrıs'la ilgili yeni bir eylem planı açıklandı. Annan'la da bu konuyu görüşeceksiniz. Eylem planıyla ne amaçlanıyor?" sorusunu, "2004 yılındaki Davos Zirvesi'nde Annan'la bir araya geldiğimizde, 'Şu Kıbrıs'taki tıkanıklığı artık çözelim' dedim. 3 teşebbüsün maalesef olumlu gerçekleşmediğini, yeni bir teşebbüs beklediğimizi, Rumlar'ın bir adım önünde olacağımızı söyledim. Annan 4. defa bu işe girmek istemediğini söyledi. Ancak arzumuz üzerine bir görüşelim dedi ve bu görüşmelere başlandı. Bu çalışmaların ilk etabı New York'taydı. Bu etaba Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da gitmişti. Başbakan M. Ali Talat'tı. New York'taki görüşmelerden sonraki görüşmelere, Talat ile Serdar Denktaş devam etti. Orada Annan Planı üzerinde çok şeyler konuşuldu, eklemeler ve çıkarmalar oldu. Mutabakat sonunda görüşmeler yapıldı. Annan Planı hazırlandı. Oylamaya gidildi. Herkes KKTC'den 'hayır' bekliyordu. Tam aksine KKTC, Annan Planı'na yüzde 65 ile 'evet' dedi. Fakat Güney Kıbrıslı Rumlar yüzde 75 ile 'hayır' dedi. Bunun sonucu aslında neydi? Güney Kıbrıslılar'ın bu tavrı, 'barış istemiyoruz, şu andaki halimizden memnunuz, AB'nin yaklaşımını da kabul etmiyoruz' manasına geldi. Bir hafta sonra da Güney Kıbrıs AB'ye alındı. KKTC ile ilgili ambargo ve izolasyonlar kalkmadı ama ticari heyetler gidip gelmeye başladı. Siyasiler gidip gelmeye başladı. En son Straw'un ziyareti gibi. Artık KKTC'yi Annan Planı'nda geçtiği adıyla orada kabul etmesi lehte olan gelişmeler" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin niçin böyle bir eylem planı ortaya koyduğuna da değinen Erdoğan, "Biz bu eylem planını niye ortaya atma gereği hissettik? Biz durmuyoruz, barışın içerisindeyiz, biz yeni yeni adımların atılmasından yanayız. Annan'ın hazırladığı rapor hala BM'de görüşülmedi. Burada bir sümen altı durumu söz konusu. Putin ile birkaç gün önce görüştüm. Kendileri de bu konular üzerinde değerlendirmelerini yapacaklarını söyledi. Bu eylem planıyla birlikte limanlar ve havalimanları konusunda Türkiye'nin deniz limanları, AB topluluğu, Gazi Magosa, Girne gibi limanların Kıbrıs Türk Yönetimi altında uluslararası dolaşıma açılmasına evet deniliyor. Ercan Havaalanı'nın doğrudan açılmasına 'evet' deniliyor. Kıbrıs Türk tarafının sportif, kültürel ve sosyal alanlarda serbestçe katılabilmesinin önü açılıyor" ifadelerini kullandı.

"İSTİYORUZ Kİ KARŞI TARAF DA OLUMLU BİR ADIM ATSIN" Başbakan Erdoğan, üzerinde mutabık kalınacak bir takvim çerçevesinde yol haritasının belirlenmesi ile ilgili olarak da, "BM Genel Sekreteri himayesinde en geç Mayıs 2006'ya kadar 4'lü bir toplantının gerçekleştirilmesini istiyoruz. Sayın Talat kabul edildiği zaman görüşmeler başlayacaktır. Eylem planı ve sonuçlarının BM Genel Sekreteri tarafından BM Güvenlik Konseyi'ne sunulmasını istiyoruz. 'Eylem planı hiçbir şekilde hukuki ve siyasi haklarına halel getirmeyecek' dedik. İstiyoruz ki karşı taraf da buna olumlu bir adım atsın. Burada aklı selim egemen olsun, duygusallıklar bırakılsın. Olmayacak şartlarla yaklaşımlarla oturmak etik olmuyor. Biz verilen sözlerin hepsini yerine getirdik. Onlar da verdikleri sözleri tutsun. AB üyesi ilk 15 ülkenin üzerinde büyük bir sorumluluk var. Onlar da bu sorumluluğun bilinci içerisindeler" şeklinde konuştu.

Straw ile yaptığı görüşmeye de değinen Erdoğan, "Straw ile de aynı konuları görüştük. Kendileri de 24 Nisan süreci öncesinde ve sonrasında yaptıklarımızı haklı buluyorlar" dedi.

Başbakan Erdoğan, Olli Rehn'in yarıyıl raporu ek protokolünün hatırlatılarak, "Eylem planına cevap alamazsanız AB yolundaki yol haritası ne olacak?" şeklindeki bir soruya ise "Biz bu ek protokolü Meclis'e getirmeyiz. Önce bunların yerine gelmesi lazım. Olli Rehn dostumuzdur ama biz şu ana kadar her dediğimizi yerine getirdik. Yeni eylem planımızda da bunları belirttik. İstediklerimiz yerine geldiğinde niye engelleyelim ki. Karşı taraf üzerine düşeni yerine getirmelidir" şeklinde yanıt verdi.
"Yarın eylem planını Annan ile görüşeceksiniz. Annan'ın insiyatif almasını ve 4'lü tarafı toplantıya çağırmasını bekliyor musunuz?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Biz her şeyden önce Annan'ın hazırladığı ve BM'ye sunduğu raporun akıbetini soracağız. Bizden ne bekleniyor, karşı taraftan ne bekleniyor, onları da öğreneceğiz. Biz ona, 'Kıbrıs meselesini çözerek görevinizi bırakın' şeklinde bir yaklaşım göstereceğiz. Eylem planı kabul edilmezse, bu bizim için son değil. Kıbrıs bizim için milli davadır. Biz orada ticari, altyapı ve diğer hayat standardının yükseltilmesi konusunda çalışmalarımızı devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.

"NÜKLEER SİLAHLARIN YAYILMASINI BİZ DE İSTEMİYORUZ" Ortadoğu'da yaşananlarla ilgili soruları da cevaplayan Başbakan Erdoğan, "Ortadoğu'da savaşsız bir barışın gerçekleşmesi için hükümet olarak çalıştınız. Ama Körfez Savaşı çıktı. İran'ın nükleer silahlara sahip olması Türkiye açısından endişeli. Enerji sıkıntısı yaşıyoruz. ABD müdahale ederse enerji konusu ne olacak?" sorusu üzerine, "Olayın bir insani amacı var, bir de kitle imha silahı olarak bakışı var. Nükleer silahların yayılmasını biz de istemiyoruz, biz de rahatsız oluruz. Ancak insani amaçlı olarak bunu kullanacaksa, Uluslararası Enerji Ajansı ile şeffaf şekilde bu süreci işletecekse, bunu engellemeye kimsenin hakkı yoktur. Bizim de buna ihtiyacımız var. Önümüzdeki hafta ve aylarda en kısa zamanda belki de bununla ilgili ihaleye çıkacağız. Benim sanayicim bunu istiyor. Ucuz enerji elde edemediğimiz için iş dünyasında sıkıntı var. Bunun çalışmalarını yapıyoruz. Yer tespitlerini yaptık. Görüşmelerimiz büyük ölçüde bitti. İran da aynı durumda. 'Ben insani amaçlı olarak nükleer santral kurmak istiyorum' diyor, karşı taraf bunu kabul etmiyor. AB'li Almanya, Fransa, İngiltere tarafından İran'la görüşmelerin kesildiğini ve BM'de görüşmelerin devam ettirilmesi yolunda rapor hazırlanacağı yolunda bir bilgiye eriştik. Bunlar bizi psikolojik olarak rahatsız ediyor. İran komşumuz, ciddi ekonomik ilişki içerisindeyiz. Doğalgaz ihtiyacının az da olsa oradan karşılıyoruz. İhracat ve ithalatta, turizmde önemli gelişmeler yaşıyoruz. Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin içerisindeyiz. Bu görevin de bize yüklediği görevler var. Biz şu anda mayınların temizlenmesi için Suriye ile işbirliği içerisindeyiz. Biz böyle bir durumdayken komşularıyla ilişkileri kesen bir duruma geçemeyiz. Bizim zararımızı kimse karşılamıyor. Bu kadar zor şartlar içerisinde ülkemizi iyi bir konuma taşımak ve insanımızın hayat standardını iyileştirmek ve bölgemizde barış istiyoruz. Bu bütün bölgemiz için geçerli. Bunun başını da ABD çekiyor. Onun için bu ortaklığa katıldık" diye konuştu.
Erdoğan, Irak'ta hükümet kurma çalışmalarına da değinerek, "Her şeyden önce bütün etnik unsurların katıldığı bir hükümetin Irak'ta oluşması şart. Sünniler büyük ölçüde katıldı. Bundan önceki seçimlere göre daha farklı bir tablo ortaya çıktı. Hükümet itibariyle Şiiler, Kürtler ve Sünniler belli bir ağırlık koyuyorlar. Hepsinin katılımcı olduğu hükümet, Irak'ta dengeleri daha fazla koruyacaktır" dedi.

Kerkük konusu ile ilgili açıklamalarda da bulunan Başbakan Erdoğan, Kerkük için özel bir statünün hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Kerkük olayının özel statüyle geleceğe taşınması şart. Kerkük'ün demografik yapısıyla oynanıyor. Kerkük özel bir statüye tabi tutulmazsa, burası Irak'ta sıkıntı olmaya devam edecektir. Bunu ABD'liler de kabul ediyor. Kuzey Irak'ta PKK meselesini kabul ediyorlar. Biz daha etkin tedbir alınmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İran'a yönelik olası bir operasyonla ilgili bir soruya ise "İran'a yönelik bir operasyon için BM'nin alacağı karara göre Türkiye, şartlar müvacehesinde tavrını ortaya koyacaktır" yanıtını verdi.

En Çok Aranan Haberler