İstanbul’un herhangi bir bölgesini gezerken kaybolduğunuz çok olmuştur. Gezecek yer ararken veya toplu taşıma araçlarında duraklara bakaren aklınıza bir takılan bir semt ismi hiç oldu mu? Aslında hepsinin eski zamanlardan, Osmanlı Devleti’nden hatta Bizans’tan kalma hikayeleri var. Biz de birkaçını sizin için derledik.
Bizans İmparatorluğu döneminde aslında bu semtte yaşayanlar yoktu. Halk da burayı adlandırmak için “karşı yaka, öte” anlamına gelen “pera” kelimesini kullanarak Peran Bağları derdi. Özellikle yabancılar buraya Pera dese de Türkler Pera’yı Beyoğlu’na çevirmiştir. Bu ismin anlamıyla ilgili de çeşitli rivayetler vardır. Rivayetlerden en güçlü olanı şudur: Fatih Sultan Mehmed zamanında Pontus prenslerinden Aleksios Komnenos’un İslamiyeti kabul ederek burada oturmasından dolayı burası Beyoğlu adını almıştır.
Bizans İmparatorluğu döneminden bu yana varlığı bilinen bu yol, Osmanlı Dönemi’nde bambaşka bir boyut kazanmıştır. Üsküdar’dan Şam ve Bağdat yönüne giden kervanlara tarafından kullanılan yol aynı zamanda Osmanlı ordusunun doğu seferindeki güzergahıydı.
1950 yıllarının başında burada 192 villa yapımı için Etibank ortaklığıyla Etiler Yapı Kooperatifi kurulmuştur ve bu sebepler ilçenin adı Etiler olarak kalmıştır.
Bu semtin adının Rumca saray anlamına gelen ‘palation’ kelimesinden türetildiği düşünülmektedir. İlk olarak İstanbul’un Haliç kıyısındaki kapılarından birine verilen ad, sonra bütün semtin ismi olmuştur.
Semtinin ismini daha önce burada yaşayan bir dervişten aldığı iddia edilmektedir. Bu dervişin adı Laleli Baba’dır. III. Mustafa döneminde padişah tarafından çok sevildiği ve padişaha hikmet ettiği, saygı gösterdiği gerekçesiyle yapılan camiye Laleli Baba adı verilmiştir.
İsmini, Fatih’in bu bölgenin muhafazasına memur ettiği bölükbaşının ‘Bebek’ lakabından almıştır. Bebek Çelebi ya da Bebek Çavuş’un bu semtte bir köşkü ve sonrada has bahçe olan bir bahçesi vardır.
Savaş zamanında o noktayı fethetmeye giden ordu, kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargahta tutuyordu. Bu rivayetten sonra o meydanın adı “ok atılan yer” anlamına gelen Okmeydanı olarak değiştirilmiştir.
Sultan Abdülaziz zamanında burada bir vakıf kurmak istemiştir fakat bu kurulması düşünülen vakıf II.Abdülhamit döneminde faaliyet gösterebilmiştir. Vakıf Azizeye Camii’nin giderlerini karşılamak için oluşturulmuştur. “Akaretler” adlı bu vakfın ismi de ilçenin adını aldığı Akaretler olmuştur.
Rivayete göre; Hz.İsa’nın beşiği Kudüs’ten getirilerek Rahip Yuşka tarafından burada yaptırılan kiliseye konulmuştur. Bu sebeple önceden ilçe, taş beşik anlamına gelen “Kone Petro” kelimesiyle adlandırılıyordu. Daha sonra kiliseye Rumlar arasında “Taş Beşik” denmiştir ve söylenenlere göre rahip ölünce beşik Ayasofya’ya götürülmüştür. İlçenin ismi ufak bir değişikliğe uğrayarak bugüne gelmiştir.
Köklü bir geçmişe sahip olan bu semt birçok rivayete de konu olmuştur. Rivayatlerden en bilineni ise, 8. yy’da Megaralı göçmenler tarafından “Khalkedon” adıyla kurulan bu semtin Fatih Sultan Mehmet tarafından bakımsız olduğu bir köy olarak düşülmektedir. Fatih Sultan Mehmet ilçenin bakımını üstlenmesi için bir kadı tayin edilmiştir. Bundan sonra ilçenin ismi “Kadıköy” olarak anılmıştır.
İlçenin ismin Rumlardan geldiğini söylemek mümkündür. “Gala” Rumca süt anlamına gelen bir kelimedir. Bizans İmparatorluğu döneminde bu ilçede çok fazla süthane olduğu için süt kelimesiyle anılmaktadır. Diğer bir rivayete göre ise, İtalyanca’da denize inen yol anlamındaki “Galata” kelimesinden direkt olarak alınmıştır.
İsim Bizans döneminde her tarafı surlarla çevrili anlamındaki “pantecion (pantiki)” kelimesinden gelmektedir. Şuan kullanılan isim ise “duvar” anlamındadır ve İstanbul’u doğu tarafından gelebilecek olası bir saldırıdan kurtarabilmek için kullanılır. Yani bir savunma hattıdır.
Bizans döneminde ilçeye “Makri Hori” deniliyordu. 14. yy’da ilçenin Osmanlı yönetimine geçmesiyle “Makriköy” olarak ismi değiştirilmiştir. 1925 yılında yabancı kökenli kelimelerin değiştirilmesi için başlatılan mücade sırasında Atatürk’ün isteğiyle bugünkü adını almıştır.
Zamanında şiş işiyle uğraşan ve “Şişçiler” olarak anılan bir aile sebebiyle bu ilçeye “Şişçiler Konağı” denirdi fakat daha sonra bu isim değişe değişe “Şişliler Konağı”na gelmiş ve oradan da bugünkü halini almıştır.
İlçe adını Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz döneminde yaşayan Madam Feri’den almıştır. Bölgedeki geniş topraklar padişahın isteğiyle Madam Feri’nin eşine bağışlanmıştır. Eşi öldükten sonra ilçe Madam Feri’nin ismiyle anılmaya başlanmıştır.
Antik çağda “Amykos” olarak adlandırılan ilçe, Yıldırım Beyazıt tarafından fethedildiğinde “Amikos” olarak bilinen ilçe Beykoz olarak değiştirilmiştir. İlçe ilk defa Bizanslılar tarafından Beykos ismi ile anılmıştır. “Kos” Farsçada köy anlamına gelir ve ilçede zengin kişilerin oturmasından dolayı da Beykoz şeklinde isimlendirilmiş olabilir.