Ankara (AA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer biz bir yanlış yapıyorsak bize cezayı verecek olan millettir. Milletin dışında hiçbir kurumun buna da tevessül etmemesi gerekir" dedi.
Erdoğan, ATV'de canlı yayınlanan "Teke Tek" programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.
Erdoğan, limanların açılması konusunda Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının bilgilendirilip bilgilendirilmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken, daha önce bilgilendirilmenin yapıldığına ilişkin açıklaması olduğunu, yazılı bir cevap verileceği zaman ise ilgili kurum ve kuruluşlarla görüşüleceğini söylediğini ifade etti.
Olayın iki önemli boyutu bulunduğunu kaydeden Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün 10 maddelik öneri paketini açıkladığını, buna Güney Kıbrıs'ın yanıt veremediğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin KKTC'ye yönelik izolasyonların kaldırılmasını istediğini, limanlar konusunda yazılı bir şey verilmediğini dile getirdi.
Türkiye'nin onurundan ve imkanlarından bir şey kaybetmediğini belirten Erdoğan, "bizim şu ana kadar kaybettiğimiz bir şey yok" dedi.
Erdoğan, AB konusunda halkın rahat olması gerektiğini söyledi.
"AB bizim olmazsa olmazımız değil. AB, Türk insanının yaşamının değişmesi ve dünya ile bütünleşmesinde bir adrestir. Aynı şekilde Türkiye de AB için İslam dünyası ile bütünleşmesinde bir adrestir. Medeniyetler ittifakı için adrestir" diyen Erdoğan, Türkiye için şu anda kaybedilen bir şey olmadığını ifade etti.
Türkiye'yi üyeliğe almamaları halinde kriterlerin adını değiştirerek yoluna davam edeceğini kaydeden Erdoğan, bu konuda duygusallık gösterilmemesi gerektiğini dile getirdi.
-"Cezayı millet verir"-
"Ben bir bürokratın eşinin başıyla uğraşılmasını bir defa medeni bir çıkış olarak bulmuyorum, bunu gayri medeni buluyorum" diyen Erdoğan, din ve vicdan hürriyetinin Anayasal bir hak olarak yer aldığı bir ülkede evine elemanlar göndermek suretiyle eşinin başı örtülü mü, açık mı? Kimlerin bu eve geldiğine varınca kadar araştırılmasının ayıp olduğunu kaydetti.
Erdoğan, kendisine "Sizin yaptığınız atamaların tamamı imam hatipli" denildiğini, müsteşar, genel müdür, daire başkanı seviyesinde atamaları çıkardığını, 857 kadar atama yaptıklarını, bunların içinde imam hatip menşeli 52 atama bulunduğunu söyledi.
Diğer atamaların KPSS ile yapıldığını, burada seçme olmadığını kaydeden Erdoğan, atadıkları kişilerin devlette görev aldığını söyledi. "İmam hatip dediğimiz nedir, illegal örgüt mü burası" diyen Erdoğan, buradan mezun bakanların ve milletvekillerinin bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, "Bu düşmanlık nedir. Bunu anlamak mümkün değil, Bunu bu boyuta getirmek çok çirkin. Bunlar bu ülkenin evlatları" dedi.
Kendilerinden önceki dönemlerde yerleştirilen insanlar da bulunduğunu, bunların neden tartışılmadığını soran Erdoğan, "Eğer biz bir yanlış yapıyorsak bize cezayı verecek olan millettir. Milletin dışında hiçbir kurumun buna da tevessül etmemesi gerekir. Biz seçimle geldik. Götürecekse halkım götürür, biz ona saygı duyarız. Demokrasi de budur zaten" diye konuştu.
-'Din eksenli parti değiliz"
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlamayı düşünüp düşünmediklerine ilişkin bir başka soru üzerine, rejimle ilgili herhangi bir sıkıntıları olmadığını vurguladı.
"Biz din eksenli bir parti değiliz, insan eksenli bir partiyiz" diyen Erdoğan, kurumlar güç kazanıyorsa rejimin güçlendiğini, bu noktadan hareketle başta eğitim kurumları olmak üzere kurumları güçlendirmeye çalıştıklarını anlattı.
Erdoğan, Irak ile ilgili bölge ülkeleriyle istişarelerde bulunduklarını söyledi. İran ve Suriye'nin de Irak'ın bölünmesine kesinlikle karşı olduğunu kaydeden Erdoğan, "Türkiye olarak biz zaten başından itibaren Irak'ın toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine, beraberliğine taraftarız, bundan yanayız. Peki (Irak bölünürse ne olur?) diye bir soru soracak olursanız, bir felaket olur. Şu andaki iç savaşla mukayese edilemeyecek bir netice doğar"dedi.