Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye’ye “Fransa Cumhurbaşkanı” olarak değil de “G-20 dönem başkanı” olarak gelmekte ısrar etti. Ayrıca ziyaretini de saatlerle sınırlamak için de büyük çaba sarf etti. Bu çaba Ankara’yı rahatsız etti.
Bu rahatsızlık Paris’e ziyaret öncesinde yansıtıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, diplomatik bir ifade ile Sarkozy’ye, “Böyle gelecekseniz gelmeyin daha iyi; ileride resmi ve daha uzun bir ziyaret daha yararlı olur” mesajı gönderdi. Ancak Sarkozy ısrar edince, ziyaret “kerhen” kabul edildi.
“Türkiye ile oyun oynamayın”
Gül-Sarkozy görüşmesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği en ağırlıklı konuydu, diyebiliriz. Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü’nde ağırladığı Sarkozy’ye hem ikili görüşmelerde hem baş başa görüşmede ciddi uyarılar yaptı.
Köşk kaynaklarına göre Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı duran Sarkozy’ye şu mesajı verdi:
“Türk kamuoyu AB üyeliği konusunda bize karşı oyun oynandığını düşünüyor. Açıkçası ben de öyle düşünüyorum. Türkiye ile tam üyelik müzakeresinin başlamasına oybirliği ile karar verildi. İmzalar atıldı. Bu imzalar boşuna mı atıldı? Türkiye’ye karşı tutum Türk kamuoyunda büyük hayal kırıklığı ve tepkiye yol açtı. Türkiye büyük devlettir. Türkiye ile oyun oynanmaz, oynanmaması lazım.”
“Size rağmen yürürüz”
Cumhurbaşkanı Gül’ün, Türkiye’nin AB üyeliği hedefine er veya geç ulaşacağını söylerken, “Sarkozy’nin de buna engel olamayacağını” yüzüne söylediğini aktarabiliriz. Gül’ün bu yöndeki sözlerini özetle şöyle ifade edebiliriz:
“Anlaşılan AB üyeliği konusunda birbirimizi ikna edemeyeceğiz. Ancak şurasının bilinmesi gerekir ki, biz bu yolda size rağmen yürümekte kararlıyız. Bizim için AB hedefi bir devlet politikasıdır. Siyasi partilerin üzerinde bir politikadır. Geçmiş kuşaklardan alınan ve gelecek kuşaklara taşınacak bir süreçtir.”
Gül’ün uyarı ve eleştirileri karşısında Sarkozy’nin ise, “Ben görüşümü yüzünüze karşı dürüstçe söylüyorum” diyerek şöyle bir değerlendirme yaptığı da Köşk’ten gelen bilgiler arasında:
“Ben açıkça görüşümü yüzünüze karşı da dürüstçe, açıkça söylüyorum. Ama sizin üyeliğinizi istemeyen başkaları da var. Onlar söylemiyorlar. Ben onlar gibi size başka, başkalarına başka konuşmuyorum. Halklar istemiyor. Fransa halkı istemiyor, Almanya halkı istemiyor. Şimdi bir referandum yapılsa, Türkiye’nin üyeliğine hayır, çıkar. Ben tutarlı bir politika izliyorum. Bunun sizin açınızdan daha değerli olduğunu düşünüyorum. Ben müzakerelerin devamına karşı değilim. Nitekim bizim dönem başkanlığımızda iki fasıl açıldı.”
Gül’den Hitler uyarısı
Cumhurbaşkanı Gül’ün Sarkozy’yi uyardığı bir konu da son dönemde Avrupa’da artan ırkçılık ve ayrımcılık oldu. Gül’ün bu konudaki düşüncesini şöyle aktardığını söyleyebiliriz:
“Son yıllarda Avrupa’da giderek artan ırkçılık ve ayrımcılık dikkat çekiyor. Nazi döneminde de başlangıçta anti-semitizm yüzde 5’ler düzeyindeydi. Başlangıçta bu önemsenmedi. Ama daha sonra faşizm geldi ve Avrupa’da neler yaşandığını biliyoruz.”
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Cumhurbaşkanı Gül’e açtığı bir konu da Türkiye’nin nükleer santral projesi. Sarkozy’nin bu konuda işbirliği önerdiği ve şu mesajı verdiği bilgisi de kulislere yansıdı:
“Nükleer santrallar konusunda işbirliği yapabiliriz. Fransa’da 64 nükleer santral var. Bizim teknolojimiz dünyadaki en güvenli teknolojidir. Bu alanda size sınırsız işbirliği öneriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Gül’ün, bu öneri karşısında Sarkozy’ye olumlu yanıt vermediği, “Bu alanda sizinle işbirliğine girmeyi başlangıçta biz de arzu etmiştik, ancak, AB konusunda temel görüş ayrılığımız devam ettikçe bunun mümkün olmadığı anlaşıldı. Bu görüş ayrılığı iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerlemesine engel teşkil ediyor. Bu engel kalkarsa ilişkilerin her alanda büyük bir atılım içine girmesi mümkün olur” karşılığını verdiği yansıdı.
Türkiye ilham kaynağı
Kuzey Afrika’da yaşanan olaylar ve son olarak Libya’daki halk hareketlerini değerlendirirken de Cumhurbaşkanı Gül’ün, şu değerlendirmeyi yaptığı kaydedilebilir:
“AB’nin de değerleri olan demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetler konusunda Türkiye bu ülkelere ilham kaynağı oluşturuyor. Bir bakıma AB’nin işlevini Türkiye üstlendi.”