NEW YORK (İHA) - Ülkeleri içinde mecburi göçle karşı karşıya kalanların veya 'iç mültecilerin' durumunu inceleyen bir rapor, Birleşmiş Milletler'in bu kişileri korumak için yeterince çaba göstermediğini ortaya koydu. Kendi ülkeleri içinde göçe zorlanan yaklaşık 25 milyon kişi var. İç mülteciler konusunda son dönemde en çok adı duyulan ülke, 1.5 milyondan fazla kişiyle Sudan'ın Darfur bölgesi. Bunun yanısıra Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde 3 milyon, Kolombiya'da da bir o kadar iç mülteci var. İç göçe zorlanan kişilerin yüzde 80'ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Ancak, Birleşmiş Milletler bünyesinde, evlerinden ayrılmak zorunda kalan bu kişilere yardım edecek bir kurum bulunmuyor.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli Brookings Enstitüsü ve Birleşmiş Milletler'in İnsani Yardım Çalışmaları Koordinasyon Dairesi tarafından hazırlanan rapor, çoğu Afrika kıtasından, dokuz ülkede göçe zorlanan kişiler üzerinde yapılan araştırmaya dayanıyor. Rapor, mecburi göç mağdurlarının eziyete maruz kaldıklarını ve çoğu zaman ihmal edildiklerini ortaya çıkardı. Bu ihmalin başlıca sebebi olarak da, onlara yardım götüren kuruluşların ellerindeki imkanların yetersizliği ve yardım çalışmalarının yeterince düzenli yürütülememesi gösteriliyor.
Tüm dünyada kendi ülkeleri içinde göçe zorlanan yaklaşık 25 milyon kişi var. Bu sayı, çeşitli sebeplerle mülteci konumunda olan kişilerin sayısından çok fazla. İç göçe zorlanan kişilerin yüzde 80'inin kadın ve çocuklar olduğu bildiriliyor. İç mülteciler konusunda son dönemde en çok adı duyulan ülke, 1,5 milyondan fazla kişiyle Sudan'ın Darfur bölgesi. Bunun yanısıra Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde 3 milyon, Kolombiya'da da bir o kadar iç mülteci var.
Daha da trajik olan, bu kişilerin sürekli tacize maruz kalıyor olması. Oldukça yaygın şekilde cinsel taciz, tecavüzler yaşanıyor ve bunlar çoğunlukla gündeme gelmiyor. Tecavüz, son dönemlerde meydana gelen iç çatışmaların değişmez parçası olmaya başladı.
Ancak, Birleşmiş Milletler bünyesinde, evlerinden ayrılmak zorunda kalan bu kişilere yardım edecek bir kurum bulunmuyor. Yayımlanan rapor, bu eksikliğin yanısıra, ulaştırılabilen küçük miktardaki yardımın düzensiz olduğunu ve çoğu zaman Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin bu konuda siyasi tutum takındıklarını ortaya koyuyor.
Avrupa'da da milyonlarca kişi aynı durumda. Bu kişilerin çoğu 10 yıldır evlerinden uzakta. Çadırlarda, geçici konutlarda yoksulluk içinde yaşıyorlar. Yayımlanan rapor, bu kişilerin durumunun daha dikkatli takip edilmesi gerektiğini vurgularken, Birleşmiş Milletler bünyesinde özel bir daire oluşturulması gerektiğini belirtmiyor. Bunun başlıca sebebi ise, iç mültecilerin durumunun ülkeden ülkeye değişiklik göstermesi ve hala kendi ülkelerinin sınırları içinde oldukları için dış müdahalenin siyasi olarak kolay olmaması.