HABER

BM Konferansı'nda IMF eleştirisi

İSTANBUL(ANKA)– Tanzanya eski Devlet Başkanı Benjamin Mkappa, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerin kendi ulusal kalkınma reçetelerini yarattıkları için başarılı olduklarını ifade ederek, "Bu ülkeler, kendileri için dışarıdan bir çözümü kabul etmediler. Çünkü bir giysi her bedene uymaz" diye konuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından İstanbul'da düzenlenen "Küreselleşmenin En Az Gelişmiş Ülkeler Yararına İşletilmesi" konulu "En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC) Bakanlar Konferansı"nda, en az gelişmiş ülkelere yapılacak yardım ve yatırımların artırılması konusunda görüş birliğine varıldı.

YOKSUL ÜLKELER KÜRESEL TİCARETTE SEYİRCİ

Konferansta konuşan Tanzanya eski Devlet Başkanı Benjamin Mkappa, günümüz dünyasında küreselleşme olgusunu yönetenlerin İkinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkmış kurumlar olduğunu belirterek, "Küreselleşme süreci Kuzey ülkelerinin kararları ile şekilleniyor. Onlar da öncelikle kendi şirketlerinin çıkarlarını düşünüyor" dedi. En az gelişmiş ülkelerin küresel ticarette marjinal bir oyuncu, bir seyirci olduğunu ifade eden Mukappa, yoksul ülkelerin ayakta kalmak için yüksek oranlarda borçlandığını hatırlattı.

BAZI YARDIMLAR İSTİSMAR ARACI OLARAK KULLANILIYOR

Bu borçlanma sürecinin sürdürülemez olduğunun altını çizen Mukappa, gelişmiş ülkeler tarafından yapılan bazı yardımların en az gelişmiş ülkeleri sürekli istismar etmek üzere bir göz boyama aracı olarak kullanıldığını savundu. Mukappa, "Adil bir küreselleşme için borçlar ve yardım konusundaki uygulamaların yeniden düzenlenmesi gerekiyor" dedi. Konuşmasında IMF politikalarına da atıfta bulunan Mukappa, "Çin, Hindistan ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerin son yıllarda gösterdiği başarıların en önemli sebebi, bu ülkelerin kendi ulusal kalkınma reçetelerini yaratmış olmalarıdır. Kendileri için dışarıdan bir çözümü kabul etmediler. Çünkü bir giysi her bedene uymaz" diye konuştu.

KALKINMA İÇİN MÜTHİŞ FIRSAT VAR AMA KULLANACAK DONANIM YOK

BM 61. Genel Kurul Başkanı Haya Rashed Al Khalifa da küreselleşmenin iyi olduğu kadar kötü tarafları bulunduğuna dikkat çekerek, küreselleşmenin artık tüm dünyada bir "fenomen" haline geldiğini ve çeşitli etkiler halinde şekillenmeye devam ettiğini söyledi. Bu süreçte en az gelişmiş ülkelerin kalkınması için müthiş fırsatlar olduğunu, ancak her ülkenin bu fırsatları değerlendirebilecek donanıma sahip olmadığını ifade eden Khalifa, en az gelişmiş ülkelerin küreselleşmenin nimetlerinden en az yararlanan, buna karşın zararlarından en çok etkilenen ülkeler olarak kalmaya devam ettiklerini kaydetti.

MİLYONLARCA İNSAN YOKSUL, HASTA VE UNUTULMUŞ YAŞIYOR

Khalifa, yoksul ülkelerin kalkınma hedeflerine ulaşmasında uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyduğunu hatırlatarak, gelişmiş ülkelerin özellikle yardım, ticaret, kredi ve yatırım gibi yöntemlerle bu ülkelere el uzatması gerektiğini vurguladı. Bu süreçte hükümetler ve sivil toplum örgütleri arasındaki ilişkinin önemine de değinen Khalifa, "Milyonlarca insan yoksul, hasta ve unutulmuş bir şekilde yaşıyor. Bu durum hepimizi ilgilendiriyor, ahlaki ve stratejik sorumluluğumuz var" dedi.

FAKİRLİĞİN AZALTILMASI İÇİN ÜRETİM VE İSTİHDAM ARTIRILMALI

Benin Dışişleri Bakanı Musa Affolabi Okanla da en az gelişmiş ülkeler adına yaptığı konuşmada, yoksul ülkelerin küreselleşmeye entegre olabilmek için gerekli istek ve iradeye sahip olmasına rağmen, çeşitli yerel ve uluslararası faktörler sebebiyle bunu başaramadığını dile getirdi. En az gelişmiş ülkelerin sürdürülübilir büyüme oranları yakalamasının, bu ülkelerdeki ekonomik ortamın gelişmesinde kilit rol oynadığının altını çizen Okanla, "Fakirliğin azaltılması için üretimin ve istihdamın artırılması gerekiyor. En az gelişmiş ülkelerin bu yöndeki çabaları, uluslararası toplum tarafından desteklenmeli ve geliştirilmeli. Özellikle teknoloji transferi ve yatırımlara ağırlık verilmeli" diye konuştu.

GÜNEY-GÜNEY İŞBİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Genel Sekreteri Supachai Panitchpakdi, dönem dönem hızlı büyüme oranları yakalayan en az gelişmiş ülkelerin, bir süre sonra yine derin bir durgunluğa düştüğünü belirterek, yoksulluğun azaltılabilmesi için ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması gerektiğini ifade etti. En az gelişmiş ülkelerde nüfusun yarısının günde 1 dolardan az para kazandığına dikkat çeken Panitchpakdi, "Yoksul ülkelerde yaşanan zorluklar gerçekten korkunç. En az gelişmiş ülkelerin üretim kapasitesini artırmak için uluslararası çaba gerekiyor" dedi. Bu ülkelerin sosyal ve insani gelişimi için de özel politikalar oluşturmanın gerekliliğine işaret eden Panitchpakdi, "Yalnızca Kuzey ülkelerinin değil, gelişmekte olan güney ülkelerinin de en az gelişmiş ülkelere yardımda bulunması gerekiyor. Güney-Güney arasında işbirliğine her açıdan ihtiyaç var" diye konuştu.

GELİŞMİŞ ÜLKELERİN KISITLAMALARI TEHDİT OLUŞTURUYOR

BM Afrika Ekonomik Komisyonu İcra Sekreteri Abdoulie Janneh ise, en az gelişmiş ülkelerin 2006 yılında dünya ekonomisine ancak binde 6-7 oranında katkıda bulunabildiğine vurgu yaparak, bu oranın artması için gelişmiş ülkelerin teşvik politikalarının geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. Afrika ülkelerinin küresel ihracata 1980'li yıllarda yüzde 6 katkıda bulunurken, bu oranın 2005 yılı itibariyle yüzde 2.5'a gerilediğine işaret eden Janneh, özellikle gelişmiş ülkelerdeki kısıtlamalar ve uluslararası anlaşmalardaki taraflılığın en az gelişmiş ülkeler için tehdit oluşturduğunu vurguladı. Janneh, uluslararası sermaye yatırımlarının da gelişmekte olan ülkeler arasında paylaşıldığını hatırlatarak, en az gelişmiş ülkelere yatırım çekilmesi konusunda çaba sarfetmek gerektiğini bildirdi.

DOHA RAUNDU BAŞARISIZ OLURSA, KAZANIMLAR KAYBOLUR

Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Genel Sekreter Yardımcısı Valentine Rugbawiza da hala uluslararası ticaret alanında koyulmuş kuralların önemli bir bölümünün, en az gelişmiş ülkelere karşı bir önyargı içerdiğini söyledi. Özellikle tarım sübvansiyolarının, uluslararası ticareti gelişmiş ülkelerin yararına çarpıttığını belirten Rugbawiza, uygulanan tarfilerin yoksul ülke ekonomilerini zorladığını dile getirdi. Rugbawiza, küresel ticaret önündeki engelleri kaldırmanın da tek başına sorunları çözmekte yeterli olmayacağını ifade ederek, "Önemli olan en gelişmiş ülkeler için ticaret önündeki engelleri kaldırırken, bu ülkelerin sosyo-politik ihtiyaçlarını da karşılamaktır" dedi. "DOHA Raundu"nun başarıya giden yolda yavaşladığına dikkat çeken Rugbawiza, DOHA'dan beklenen başarı elde edilmediği takdirde son 5 yıldaki kazanımların kaybolacağını savundu.

AFRİKA'NIN YOKSULLUĞU 30 YILDA İKİ KAT ARTTI

BM En Az gelişmiş Ülkeler Yüksek Temsilcisi Harriet Schmidt ise, en az gelişmiş ülkelerde yaşayan 800 milyon insanın küreselleşmeden hiçbir yarar sağlamadığını söyledi. "Refah içinde yaşayanlar, duvarların dışındaki insanları unutuyor" diyen Schmidt, dünya nüfusunun yüzde 12'sini oluşturan en az gelişmiş ülkelerin, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ancak yüzde 2'sini çekebildiğine dikkat çekti. En az gelişmiş ülkelerin 1950 yılında küresel ihracatın yüzde 3'ünü oluştururken, bu oranın günümüzde binde 7'ye kadar düştüğüne vurgu yapan Schmidt, "Son 30 yılda Afrika ülkelerindeki yoksulluk iki kat arttı. En az gelişmiş ülkelerin kalkınması için yapılan uluslararası görüşmeler hiçbir işe yaramadı. Önümüzdeki 30 yıl da böyle devam ederse, yoksul ülkeler yok olma sürecine girecek" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler