BMD'den BDDK'ya tepki
İSTANBUL (İHA) - Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Saruhan Tan, özellikle limit ve taksit sınırlaması gibi perakende sektörünü olumsuz etkileyecek düzenlemeler konusunda uyardıkları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK), verdiği sözü tutmayarak sektörü yeni bir krize sürüklediğini söyledi. Alım gücüne getirilen sınırlama ile tüketicinin de cezalandırıldığını belirten Saruhan Tan, düzenlemenin alıcıyı da satıcıyı da mağdur ettiğini savundu.
Saruhan Tan, BDDK tarafından hazırlanarak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'e sevk edilen "Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanun Tasarısı" taslağının perakende sektörü için sonun başlangıcı anlamına geldiğini belirtti. Türkiye'nin kırılgan ekonomisinden dolayı kriz üstüne kriz yaşayan sektörün, BDDK'nın kararlarıyla yeni bir krize gebe olduğunu anlatan Tan, "BDDK hazırladığı bu kanun tasarısı ile tüketicinin alım gücünü düşürüyor. Piyasanın, taksit yaparak dar olan alım gücünü artırma çabasına karşın, BDDK kredi kartı limitini gelirin 2 kat ile sınırlandırarak tüketicinin alım gücüne sınır koyuyor. Bu uygulama yeni darboğazlar yaratmaktan başka bir işe yaramayacak. Yaşadığı krizlerin ardından belini doğrultmaya çalışan sektör, bu anlayış sayesinde yeni bir krizle karşı karşıya" dedi.
"BDDK GERÇEKLERE DUYARLI DEĞİL" BMD Başkanı Saruhan Tan, bir süre önce görüştükleri BDDK yetkililerinin, limit ve taksit sayısının düşürülmeyeceği yönünde güvence verdiklerini hatırlatarak, "Biz BDDK ile yaptığımız toplantıda kredi kartı limitinin gelirin 3 katı ile sınırlandırılmasının hata olacağını söylemiş ve kaygılarımızı sıralamıştık. Verilen güvenceyle toplantıdan rahat bir nefes alarak çıkmıştık. Şimdi BDDK yetkilileri verdikleri sözleri bir çırpıda unutup limitin maaşın 2 katıyla sınırlandırılmasını kabul etmemizi bekliyor. Biz buradan BDDK'nın ne perakende sektörüne ne de Türkiye gerçeklerine karşı duyarlı olmadığını anlıyoruz" diye konuştu.
Kredi kartlarının kayıtlı ekonomi için bir şans olduğunu ifade eden Saruhan Tan, kart limitlerinin Türkiye gerçekleriyle bağdaşmayacak şekilde sınırlandırılmasının kayıt dışını azdırmaktan öte bir anlam taşımadığını kaydetti.
