Bu nedenle hastaları tümü diyaliz ile yaşamayı bir esirin yaşamı ya da eziyet gibi algılar. Tüm bunların gerçek dışı olduğu sayılan tedavi şekillerinden birine başladıktan bir iki hafta sonra fark edeceksiniz. O zaman önceden boşuna korku çektiğiniz için de üzüleceksiniz.
Burada anlatılan her tedavi şekli, her hasta için uygun olmayabilir. Örneğin, önceden karın ameliyatları geçirmiş, bu nedenle de karın zarında yapışıklıklar bulunan hastalarda periton diyalizi imkanı bulunamayabilir.
Damarları çok zedelenmiş bir fistül ameliyatları başarısız olmuş hastalar, hemodiyaliz programına giremez. Çok ağır iltihabi hastalıklar geçirmiş ve vücudunda bu hastalıkların izi kalmış bazı hastalar, ağır karaciğer rahatsızlığı ve tümöral hastalığı olanlar için böbrek nakli sakıncalıdır.
Bu sayılan tedavi yöntemlerinden birine başlamak, diğerine geçmeye engel oluşturmaz.
Örneğin, bir hasta kronik böbrek yetersizliği tedavisine hemodiyaliz ile başlayabilir. Daha sonra imkan bulursa böbrek nakli yaptırılır. Herhangi bir şekilde böbreği redde uğrarsa tekrar hemodiyalize veya periton diyalizine dönebilir. Tekrar böbrek vericisi bulursa 2. veya 3. kez böbrek nakli olabilir.
Burada sayılan sakıncalar ve yan etkiler çok az hastada görülür. Buna rağmen sizlere tüm bu konularda çok açık bilgiler verilmiştir. Çünkü, toplumumuzda, maalesef çoğu kimse bilmediği halde tüm konularda yalan yanlış fikirler öne sürer. Sayılan yan etkilerden birini duyan, bire bin katarak felaket tellallığı yapar ve etrafındakileri korkutur. Sizin bu konularda bilgi sahibi olmanız hem bu tedavi şekillerinin yan etkilerini önleyebilmek için daha bilinçli olmanızı sağlar, hem de daha korkusuz ve güvenli yaşamanıza katkıda bulunur.