Hem yaprakları hem de meyvesi göz önüne alındığında oldukça faydalı bir besin kaynağıdır. Bazı ilaçlarda kullanılmasının yanı sıra normal tüketildiği zaman da şifa dağıtma özelliğine sahip. Sağlık problemleriyle mücadele ederken büyük katkılar sunma potansiyeline sahip olan böğürtlenin ağaçları doğada uzun zamanlar boyunca varlığını sürdürebiliyor ve boyları yaklaşık olarak iki metre kadar oluyor. Genelde her senenin haziran ayından itibaren ağaçlar beyaz çiçekler açmaya başlar ve eylülün gelmesiyle birlikte sonbahar başlayınca yavaş yavaş siyah meyveli ve dikenli bir yapıya bürünürler. Meyveleri ilk etapta yeşil olan ve daha sonra kırmızı bir renge bürünen, olgunluk döneminde ise siyaha dönüşen böğürtlen halk arasında farklı isimlerle de tanınır. Yöreden yöreye farklılık göstermekle beraber en yaygın bilinen diğer isimleri alik, ağaç çileği, diken otu, diken dutu, diken çileği, tilki üzümü şeklindedir. Folik asit, B1, B2, C ve E vitaminleri açısından oldukça zengin bir besin kaynağı olan böğürtlen sağlığa da birçok olumlu etki yapıyor.
Böğürtlen nerede yetişir? Ana vatanı Avrupa ve Asya kıtaları olan böğürtlen, uygun şartları bulduğu zaman kendiliğinden her yerde oluşabilme potansiyeline sahiptir. Daha çok fundalıklar, çalılıklar, yol kenarları ve bahçe çitlerinde yetişen meyve, bol suyu sevmesi sebebiyle yağmurlu alanlarda sıklıkla karşımıza çıkar.
Miktar: Bir adet orta porsiyon (Yaklaşık 150 gram)
Kalori (kcal): 45
Yağ (g): 1,5
Karbonhidrat (mg): 4,05
Protein (g): 1,8
Günlük yaşamda karşılaştığımız birçok fiziksel ve ruhsal sıkıntı bedenimizin yorgun düşmesini ve yaşamdan aldığımız tadın azalmasını sağlar. Hayat koşuşturması esnasında ev yaşantısı, iş hayatı, sosyal yaşam derken ruhu ve bedeni dinlendirmek ve kendimizi daha dinç hissetmek için doğru besinlerden faydalanmak gerekir. Böğürtlen de içeriğindeki zengin vitamin ve mineraller sayesinde enerjiyi yükseltir ve günlük hayatın getirdiği yorgunluktan daha hızlı kurtulup bedenin kendisini daha kuvvetli hissetmesini destekler.
Böğürtlene koyu rengini veren antosiyaninler, adeta bir antioksidan görevi görür ve serbest radikaller ile savaşarak inflamasyonu azaltmak konusunda bedene yardımcı olur. Bu sayede böğürtleni düzenli tüketenlerin kalp hastalıklarından korunacağı, kalp ile ilgili rahatsızlıklarla karşılaşma ihtimallerini azaltacakları belirtiliyor. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalara göre böğürtlenin içerisinde yer alan C vitamini sayesinde damar sertliğinin ilerlemesi yavaşlatılabilir, kalp krizi ile felç gibi kardiyovasküler rahatsızlıkların oluşum riski ortadan kaldırılabilir.
Böğürtlenin bünyesinde barındırdığı C vitamini ve antosiyaninler sayesinde makula dejenerasyonuna karşı doğal bir korunma sağlayabilirsiniz. Yaşa bağlı bir şekilde oluşan ve ilerlemesi halinde katarakt gibi ciddi göz hastalıklarına sebep olabilen makula dejenerasyonundan korunmak için doktorunuzun önerilerine ek olarak düzenli bir şekilde bu meyveyi tüketmeyi de tercih edebilirsiniz. Bu sayede görme yetisini kaybetmeye yönelik risklerle karşılaşma ihtimalinizi azaltabilirsiniz.
Böğürtlenin cilde faydaları oldukça fazladır. Meyvenin içerisinde yer alan polifenoller ile antosiyaninler iki önemli antioksidan olarak karşımıza çıkar. Bu iki madde serbest radikaller ile mücadele edip hücrelerin yenilenmesine katkı sağlar. Ayrıca böğürtlenin içerisinde yer alan A ve C vitaminleri de hücre yenilenmesini destekler ve UVA ile UVB ışınları gibi zararlı kaynaklara karşı cildi korur. Meyvede bol miktarda su ve lif bulunması ise cildin daha sağlıklı görünmesini sağlar. Düzenli bir şekilde böğürtlen tüketirseniz cildinizin elastikiyetini korumuş olursunuz.
Bedendeki anormal glukoz düzeyleri ile tetiklenen bir rahatsızlık olan diyabet birçok durumda oldukça tehlikeli bir hastalıktır. Yüksek glukoz indeksi yüzünden ortaya çıkan ve yaşam kalitesini negatif anlamda etkileyen kümülatif diyabeti önlemek için yapabileceğiniz şeylerden biri de düzenli olarak böğürtlen tüketmektir. Meyvenin içerisinde yer alan yüksek lif oranı sayesinde kan şekeri emiliminizi düzenlemiş ve iyi seviyelere getirmiş olursunuz. Elbette tek başına diyabeti önlemek için böğürtlen yeterli değildir fakat sağlığınıza bir şeyler katması için önemli bir yardımcı olacaktır.
Zaman zaman bellek kaybı ya da bellek yetersizliği gibi durumlarla karşı karşıya kalıyorsanız doktorunuzun tavsiye ettiği medikaller haricinde ek kuvvet olması adına böğürtlen tüketmeyi de tercih edebilirsiniz. Böğürtlen, içeriğinde bol miktarda bulunan antosiyanin, A vitamini, E vitamini, C vitamini, manganez, magnezyum, selenyum ve B-kompleks gibi mineraller sayesinde beyin fonksiyonlarının daha iyi bir şekilde çalışmasını destekler. Söz konusu mineraller aynı zamanda beyninizdeki sağlıklı hücreleri de koruyarak nörotik bozuklukların oluşmasının önüne geçerler. Araştırmalara göre böğürtleni düzenli olarak tüketmek beyin fonksiyonların artmasına destek olduğu gibi ruhsal açıdan da huzur sağlıyor.
Kemik yapınızın güçlü olmasını sağlamak için düzenli bir şekilde böğürtlen tüketebilirsiniz. Kemik sağlığı açısından oldukça yararlı olan K vitamini, çinko, kalsiyum, fosfor, manganez, magnezyum ve demir gibi mineralleri bünyesinde bolca barındırır. Kalsiyumun kemikler tarafından emilmesini destekler. Başta kalsiyum olmak üzere diğer minerallerin de yeterli miktarda vücutta bulunması kemiklerinizin güç kaybını önler ve daha güçlü kemiklere sahip olmanızı sağlar.
Günlük lif ihtiyacının çok önemli bir kısmını karşılamamızı sağlayan böğürtlen ister sıvı halinde ister normal şekilde tüketilsin bağırsakların düzenli çalışmasını destekler ve sindirim sistemi ile alakalı sorunların etkisini azaltır. Eğer sindirim sistemi ile ilgili bir hastalığınız yoksa sindirime verdiği katkılar sayesinde bu sistem ile alakalı hastalıklara yakalanma şansınızı da düşürmüş oluyor.