'Bölgeye Barış, Kardeşlik, Huzur Gelirse Koruculara Da Ihtiyaç Kalmaz'

Geçici Köy Korucuları Haklarını Koruma Yardımlaşma Derneği Başkanı Ali Haydar Yener, bölgede bir kardeşlik, barış, huzur sakinliği geldiği takdirde zaten köy korucularına da bir ihtiyaç kalmayacağını söyledi. PKK terör örgütünün canlara kıymaması için, barış ve kardeşliğin bozulmaması için koruculuk sisteminin kabul edildiğine dikkat çeken Yener, korucuların kardeşliğin, barışın sembolü olduğunu belirterek barış için bedel ödediklerini vurguladı.

Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirinin sorularını cevaplayan Yener, terör örgütünün çekilip çekilmeme insiyatifinin tamamen kendilerinde olduğunu ifade etti. Hizmetlerinin ve görevlerinin başında olduklarını dile getiren Yener; devletin emrinde, halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla yetkili olduklarını kaydetti. Emniyet tedbirlerini daha da fazlalaştırdıklarını ifade eden Yener, "Son zamanlarda çıkan söylemler, bize 'biraz daha dikkatli olun', kendimiz böyle alıyoruz. Daha dikkatliyiz, bugüne kadar bir iki emniyet noktamız varsa bunu üçe dörde çıkardık." dedi.

Yener; koruculuğun kaldırılmasıyla ilgili olarak, bunların politik söylem ve vaatler olduğunu kaydetti. Kendiliğinden oluşmuş bir örgüt olmadıklarına dikkat çeken Yener, devletin kolluk kuvvetleriyle birlikte halkın hizmetinde olan insanlar olduklarını vurguladı.

Devletin silah bırakma gibi bir durumunun olmadığını anlatan Yener, "Devletimiz ihtiyaç duydukça, bunu devam ettiririz. İhtiyaç duyulmadığı takdirde devletin resmi açıklamalarına bakarız. Bu tür söylemlere bakmayız." diye konuştu.

Terör örgütü PKK'nın koruculardan rahatsızlığının sebepleriyle ilgili bir soruya da Yener, örgütü örgütleyen güçlerin amaçları ve bu bölgede uygulanmak istenen oyunu bozanın köy korucuları olduğuna dikkat çekti. Sisteme karşı etkili olanın köy koruculuğu olduğunu dile getiren Yener, örgütün de bu sebeple ısrarla koruculuğun kaldırılmasını istediğini ifade etti.

"30 YILDIR BARIŞ İÇİN BEDEL ÖDEDİK; BARIŞIN SEMBOLÜ KORUCULARDIR"

Koruculuk sisteminin, 200-300 bin insanın ölümünün önüne geçtiğinin altını çizen Yener, bu insanların can güvenliğinde önemli bir yere sahip olduklarını söyledi. Hiçbir kurum ve birim ebedi olmadığı gibi koruculuk sisteminin de ebedi olmadığına dikkat çeken Yener, şöyle devam etti: "Koruculuk sistemine, bölgenin güvenliği açısından ihtiyaç duyulmuştur. Olumlu faydaları da görülmüştür. Bölgenin coğrafi yapısını karış karış bilen insanlarız. PKK'nın hareketini engelleyen, kısıtlayan, etkisiz hale getiren köy korucularıdır. Sadece silah amaçlı faydalanılmadı, istihbarat amaçlı da faydalanıldı. Korucuların devlete maliyeti de çok az. Devletin bundan vazgeçeceğini zannetmiyorum. Ama devlet vaz mı geçecek; tabi ki devletimiz bölgemizin canını, malını, huzurunu göz önünde bulundurarak, istihdam oluşturarak, bölgede bir kardeşlik, barış, huzur sakinliği geldiği takdirde zaten bize de bir ihtiyaç kalmaz, köy korucularına bir ihtiyaç kalmaz. Biz de zaten hep köy koruculuk sistemi olsun demiyoruz. PKK terör örgütünün canlara kıymaması için barış ve kardeşliğin bozulmaması için koruculuk sistemi kabul edildi. Biz kardeşliğin sembolüyüz. 30 yıldır barışın sembolü olan köy korucularıdır. Barış süreci diyorlar, benim aklım ermiyor. Sanki 30 yıldır barışı istemeyen var da şimdi yeni barış isteyen insanlar oluyor. Biz 30 yıldır barış için bedel ödedik."

"ÇÖZÜM SÜRECİNİ SAMİMİ BULMUYORUZ, GÖNLÜMÜZ KIRIK"

Çözüm sürecini samimi bulmadığını ancak samimi çözüm süreçlerinden yana olduğunu belirten Yener, kaş yaparken göz çıkarılmamasını istedi. Yener, "70 bin tane insan var bu bölgelerde. Bunlar sabit adresli ve PKK'yı hedef almış. PKK da zaten bu bölgenin insanı, buradan üretim olmuş. Devletimizin yanında yer alarak bunlara karşı mücadele verdik. Devlet, bir PKK var dediği zaman, bizden bahsedilmediği zaman orada o zaman bir samimiyetsizlik var. Orada özgür bir barış yoktur, bir dayatma var. ABD'nin bir dayatması olarak görüyoruz. Kardeşlik, barışı elbette beraber istiyoruz. Ama biz samimi bulmuyoruz." şeklinde konuştu.

Öcalan'ın direk muhatap alınmasının samimiyetsizliğin göstergesi olduğunu dile getiren Yener, muhatabın yöre halkı olması gerektiğini söyledi. Terör örgütüyle isimleri dahi olsa bir araya gelmelerinin mümkün olmadığının altını çizen Yener, pazarlık olmadan gelip devlete teslim olmaları halinde yasaların uygulanacağını kaydetti. Af konusunun ise devletin büyüklerine kalmış bir konu olduğunu söyleyen Yener, gönüllerinin kırık olduğunu belirtti.