Bolu'daki otel yangını tüm Türkiye'nin yüreğini yaktı. Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybederken, ihmal iddiaları gündemden düşmüyor. Herkes 'Otel yangınında sorumlu kim?' sorusuna yanıt ararken; gözler hem Kültür ve Turizm Bakanlığı'na hem de Bolu Belediyesi'ne çevrilmiş durumda.
Yaşanan felaketin boyutu bir anda yangın tehlikesinin yeniden hatırlanmasına neden olurken; yangın sırasında yapılması gerekenler ve yangına karşı alınacak önlemler de konuşulmaya başlandı.
Onedio'nun YouTube'daki Bana Bi Anlat programına katılan ve Eda Aytekin'in sorularını yanıtlayan A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Dr. Müh. İsrafil Kayabalı, Bolu'daki yangın faciasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İhmaller ve kusurlar yüzünden böyle üzücü olaylar yaşandığına dikkat çeken Kayabalı, "Alarm sisteminin, sensörlerin çalışıp çalışmadığını kontrol eden bir sistem olması lazım. Tedbir alırsan iş kazası diye bir şey yoktur. 60 dakika boyunca alev almayan kapılar takılması lazım. Misafir, ziyaretçi ve müşteri güvenliği. Bunların sağlanması için ne tedbir alınması lazımsa hepsinin alınması lazım." diye konuştu.
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Dr. Müh. İrafil Kayabalı'nın Onedio'ya yaptığı açıklamalar şöyle;
Otel işletmesi ISG hizmeti alıyor muydu? Alıyorsa ISG uzmanı işini yapmıştır diyebilir miyiz?
"Yönetmeliklere göre 50'den fazla alışanı olan ve 6 aydan fazla süreli işlerde, iş yerleri tehlikeli, az tehlikeli ve çok tehlikeli olarak sınıflandırılmış. Oteller az tehlikeli sınıfa giriyor. Dolayısıyla bir iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu var.
Basından edindiğim bilgiye göre bir ISG hizmeti alıyorlar. Bu iş güvenliği uzmanı tutuklanmış halde. İş güvenliği uzmanı risk analizi yapmak zorunda. Eğer bir risk analizi yapılmış olsaydı aranılan soruların tamamının cevabı o risk analizinin içerisinde vardı. Bu analizde ortaya çıkan riskler sonucunda Çalışma Bakanlığı'nda da bildirilerek iş yerinin faaliyetini durdurulmasına kadar gidebiliyor.
Burada yangın alarm sistemi yoksa kabul edilemez bir risktir. İş güvenliği uzmanının vazifeleri, iş yerinde risk analizi yapmak, çalışanlara yangın eğitimi gibi eğitimler vermek ve acil durumlar için acil eylem planı hazırlamaktır. Öyle ki acil eylem planlarının içerisinde, çalışanlardan seçilen tahliye, söndürme, arama, kurtarma ve ilk yardım ekipleri oluyor.
Tedbir alırsan iş kazası diye bir şey yoktur. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre amacımız iş kazalarını önlemek ve meslek hastalıklarını sıfır düzeyine indirmek. Bu kapsamda eğer gerekli tedbirler alınsaydı ve buna rağmen de bu yangın çıksaydı ilk olarak güvenlik kamerasında olayın fark edilmesi lazımdı. Güvenlik görevlisi yangını kameradan görseydi erken müdahale edilebilirdi.
Binaların yangından korunması yönetmeliğine göre otomatik söndürme ve alarm sistemi ile yangın tüpünün binada bulunma zorunluluğu var. Bu sistemlerin çalışıp çalışmadığını kontrol eden sözleşmeler ve firmalar olması lazım. Bütün bunlar kayıt altındadır. O raporlara ulaşıldığı zaman ne eksik, ne tamam görülür.
Bu raporlar Çalışma İl Müdürlüğünce onaylanıyor mu?
İşletmenin ISG birimi varsa Çalışma İl Müdürlüğü'ne başvurup onaylı defter almalı. Bu defterin aslı iş verende kalır, bir kopyasını iş güvenliği uzmanı bir kopyasını ise iş yeri hekimi alır.
Tespit edilen uygunsuzluklar o deftere yazılır bir sonraki ISG kurulu toplantılarında kontrol edilir.
Az tehlikeli iş yerlerinde en az 3 ayda bir, tehlikeli iş yerlerinde en az 2 ayda bir ve çok tehlikeli iş yerlerinde de ayda en az bir kere ISG kurulu toplanma zorunluluğu var.
İhmaller ve kusurlar yüzünden maalesef böyle üzücü olaylara maruz kalıyoruz. Bu tip iş yerlerinin yangın tatbikatı yapma zorunluluğu var. Bu tatbikatlarda itfaiye ekipleri destek ve eğitim verir. O otelde tatbikat yapıldıysa mutlaka cd kayıtlarına ulaşılır. Ulaşılamıyorsa yapılmamış demektir. Bu bir ihmaldir.
Odalarda yangın dedektörü bulunma zorunluluğu var ancak iptal edilemez. Oteldeki yangın gece uyku saatinde çıkmış ancak vardiyalı sisteme göre gece de çalışan birinin her an kontrol etmesi lazım.
Mutfaklarda bulundurulması gereken yangın söndürücülerin özelliği farklıdır. Halojen dediğimiz köpüklü yangın söndürücüdür ve havayla tamamen temasını keser ve anında söndürür.
Tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de uyulması gereken yönetmelikler var ama sonuçları ortada. İş yeri ruhsat almadan önce bu yönetmeliklerdeki maddeler kontrol edilmeli. Bu kısım Turizm Bakanlığı ile ilgili ama bunların sürdürülebilir olması ve denetimi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı.
Yangın merdivenlerinde halıfleks olup olmadığını bilmiyorum ama risk analiz raporlarında merdivende kaydırmaz bant olması lazım.
Yangını ilk fark eden kişi itfaiyeyi arar ve alarmı çalıştırır. Daha sonra yangın tüpüyle müdahale eder.
Yangın kapıya kadar dayandıysa içeride bulabildiğiniz battaniye, çarşaf gibi bir ürünü ıslatıp kapının altına koyarak en az 6 dakika süre kazanabilirsiniz. Çarşafları birbirine bağlayıp aşağı inebilirsiniz ama yüksek kattaysanız atlamak bir çözüm değil. Alt kattaki vatandaşlar bu konuda daha şanslı.
Misafir, ziyaretçi ve müşteri güvenliği. Bunların sağlanması için ne tedbir alınması lazımda hepsinin alınması lazım.
Bakanlıkların konusu altına giren risk yönetimleri değerlendirilmeli ve kayıt altına alınmalı. Eğer yapılmıyorsa tedbirler de alınmıyor, kazalar oluyor. "
Okuyucu Yorumları 3 yorum