YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Bolu İli Doğa Turizmi Çalıştayı"

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2002 yılında 952 olan korunan alanları bu yıl bin 533'e, miktarını ise 3,4 milyon hektardan 5,6 milyon hektara

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2002 yılında 952 olan korunan alanları bu yıl bin 533'e, miktarını ise 3,4 milyon hektardan 5,6 milyon hektara çıkardıklarını söyledi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce Karacasu beldesindeki otelde düzenlenen "Bolu İli Doğa Turizmi Çalıştayı"nda konuşan Eroğlu, eşsiz tabiatı, gölleri ve yeşiliyle müsemma Bolu'da, Köroğlu diyarında bulunmaktan dolayı mutluluk duyduğunu anlattı. "Turizmden yaklaşık 30 milyar dolarlık gelirimiz, 36 milyon turistimiz var" diyen Eroğlu, "2023 hedeflerimiz arasında 50 milyar dolarlık turizm geliri, 50 milyon turist hedefimiz var. Bunu geçekleştirmek için dünyadaki temayülleri çok iyi takip etmemiz gerek. Artık dünya deniz turizminden ekoturizme, doğa, tabiat ve yayla turizmine kaymaya başladı. Bolu, tam bu noktada merkez olabilir. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmemiz lazım. Bolu'yu dünya turizmine açmamız lazım" şeklinde konuştu. Sağlık turizminin geliştirilmesine yönelik çalışma yapılması gerektiğine dikkati çeken Eroğlu, "Termal, şifalı sular büyük bir imkan. Buna en büyük örnek Afyon. Afyon, dünyanın termal turizm merkezi oldu. Bolu'da neden olmasın? Sırf Türkiye, 20-25 milyonluk potansiyele sahip. Yurt dışından gelme imkanları da kolaylaştı. 'Bunu geliştirmemiz lazım' diye düşünüyorum" ifadesini kullandı. Eroğlu, kongre turizminin çok önemli olduğunu belirterek, kongre turizmine gelen turistlerin diğerlerinden 56 kat daha fala gelir sağladığını vurguladı. Şifalı bitkiler konusunda hamle yapılması gerektiğini kaydeden Eroğlu, "Bunları marka şeklinde yapmamız lazım. Bu konuda her türlü desteği vereceğiz. Tibbi ve ıtri merkezi kurduk. Burası bütün Türkiye'ye hizmet edecek. Bolu konusunda da bir adım atalım" dedi. - "Biyoçeşitlilik açısından da oldukça zenginiz" Eroğlu, Türkiye'nin biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en şanslı ülkelerinden olduğunu aktararak, "Avrupa kıtasının tamamı kadar bitki çeşitliliğine sahibiz. Ülkemizin en gözde turizm alanı Akdeniz’dir. Yaklaşık 8 bin kilometre uzunluğundaki sahilleri, çeşitli uygarlıklardan kalan zengin tarihi ve kültürel mirasın yanı sıra iklimsel çeşitliliği sebebiyle biyoçeşitlilik açısından da oldukça zenginiz" diye konuştu. Koruma alanlarının sayısının azaldığına dair yanlış kanaatler olduğuna işaret eden Eroğlu, "2002 yılında 952 olan korunan alan sayısını 2013 yılında bin 533'e, miktarını ise 3,4 milyon hektardan 5,6 milyon hektara çıkarttık. 2003 yılında 33 olan milli parklarımızı 40'a, 17 olan tabiat parklarımızı 193'e çıkarttık. 2002 yılında 102 olan tabiat anıtı sayısını 2013 yılında 111'e, 9 olan Ramsar alanını 14'e çıkarttık. Yaban hayatı geliştirme sahasını 43'e, sulak alan koruma bölgesini ise 41'e çıkarttık" diye belirtti. Eroğlu, 10,5 yılda 3 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını, Belçika'dan daha büyük 3,5 milyon hektarlık bozuk orman ve ağaçsız alanda çalışma yaptıklarını kaydederek, ürettikleri fidanları belediyelere proje kapsamında ücretsiz verdiklerini, yıllık 70-75 milyon fidan üretimini daha az para ve elemanla 470 milyona çıkardıklarını vurguladı. - "Türkiye’de 420 civarında kuş türü tespit edilmiştir" Türkiye'nin kuş türleri konusunda da zengin olduğuna dikkati çeken Eroğlu, Avrupa’da 500 kuş türü bulunmasına karşılık, Türkiye’de 420 civarında kuş türü tespit edildiğini dile getirdi. Avrupa’da tespit edilen yaklaşık 12 bin bitki türünden 9 bininin Türkiye'de olduğunu anlatan Eroğlu, "Türkiye, gerek dağları, ormanları, yaylaları, kıyıları, gölleri, akarsuları gibi tabii varlıkları; gerek flora ve faunası ve gerekse mağaraları ve kanyonları gibi ilginç jeolojik oluşumları açısından diğer ülkelerle kıyaslanamayacak düzeyde zenginliğe sahiptir" şeklinde konuştu. "Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekoturizm faaliyetleri genelde korunan alanlarda gelişme göstermektedir" diyen Eroğlu, şunları dile getirdi: "Bunların yanı sıra uluslararası anlaşmalarla korunan Ramsar alanları, doğal sitler, özel çevre koruma bölgeleri de ekoturizme-tabiat turizmine yönelik önemli alanlardır. Sahip olduğumuz bu zenginlikler, gündemde olan ekoturizm-tabiat turizmi için ülkemizi oldukça ilgi çekici konuma getirmektedir. Gayemiz bu zenginliğimizi koruyarak gelecek nesillere aktarmaktır. Bunun yanında tabiat turizmini geliştirmek, turizmi, deniz-güneş-kum üçgeninin hakim olduğu alışılmışlığın dışına çıkarmak istiyoruz. Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki tabiat turizmine talep giderek artmaktadır. Tatil, deniz ve kumdan ibaret değil. Ekoturizm-tabiat turizmi, ülkemizin gelecekte başlıca turizm kaynaklarından biri olmaya adaydır." - Tabiat turzmi master planları Eroğlu, insanların tabiatla iç içe, çevreye saygılı tesislerde ve temiz çevrede tatil yapmak istediğini söyledi. Türkiye'de uzun yıllar "turizm" denilince güneş ve denizin akla geldiğini, özellikle sahillerde milyarlarca dolarlık yatırımlar yapıldığını belirten Eroğlu, şöyle devam etti: "Oysa dünyanın birçok ülkesinde turistik değer taşımayan bölgeler, organik dokusu ve tabii güzellikleri çok iyi korunarak, bazı görsel ilaveler ve peyzaj çalışmalarıyla turistler için cazip hale getirilmiştir. Tabiat turizmini geliştirmek için tabiat turizmi master planlarını hayata geçiriyoruz. Verdiğim talimat doğrultusunda, 81 ilimizin master planları tamamlandı. Ayrıca 28 ilimizde koordinasyon toplantılarını tamamladık. Valilerimiz koordinasyonunda hayata geçireceğiz. Bugün de 29'uncu koordinasyon toplantımızı Bolu İli Tabiat Turizm Master Planı için yapmaktayız. Hazırlanan bu planlarla yöre halkımıza ekonomik kazanç sağlayarak, bu kazanımların sürdürülebilir olması için kaynak koruma şuurunu aşılamayı hedefliyoruz. Öte yandan, 81 ilimizden topladığımız bilgiyi 'tabiat turizmi' adı altında veri tabanında toplamak için çalışma başlatacağız. İsteyen, bu veri tabanından bilgiye rahatlıkla ulaşabilecek, böylece bu alanlardan daha fazla yararlanma imkanı bulacak. Bu sayede tabiat turizminin gelişmesine vesile olacağız." Dünyada ilk olan Nuh’un Gemisi Projesi'ni 2007'de hayata geçirdiklerini ve biyolojik çeşitliliğin anında izlenmesine imkan sağladıklarını hatırlatan Eroğlu, "Bugün Nuh’un Gemisi’nde yarım milyonu aşkın veriye ulaştık. Bakanlık olarak ekoturizm temelli projeler geliştirmekteyiz. Milli, tabiat parkı gibi korunan alanlarda, ekoturizm uygulamalarına yönelik temel ilke ve stratejileri oluşturarak, tabiatı koruma ile kırsal kalkınmayı desteklemeyi hedefliyoruz" diye belirtti. Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Küre Dağları Milli Parkı, Kaçkar Dağları Milli Parkı, Sultan Sazlığı Milli Parkı, Camili Ormanları ve İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı için ekoturizm alt plan ve programlarını geliştirdik ve uygulamaya başladık. Özellikle korunan alanların uzun devreli gelişme planları ve yönetim planlarına ekoturizm alt plan olarak dahil edilmekte. 2012 yılı içinde Beyşehir Gölü Milli Parkı’nda sürdürülebilir turizm-ekoturizm alt planının yapım sürecini başlattık, çalışmalarımız devam ediyor. Öncelikle korunan alanları kapsayacak ülkemizdeki ekoturizm uygulamalarını yönlendirmeye yönelik Ulusal Ekoturizm Stratejisi ve Eylem Planı'nın hazırlanması için Kalkınma Bakanlığına öneri projesi sunduk. Bu proje kabul gördü, inşallah hayata geçireceğiz. Tabiat turizmi ve ekoturizm alanında el ele vererek yürüyeceğiz." Eroğlu, konuşmasının ardından bakanlık tarafından hayvanseverlere dağıtılan kedi barınaklarını inceledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler