Batı Karadeniz Bölgesi'nde bulunan Yedigöller, adeta bir orman denizi. Doğa harikası olan bu mekan huzur arayanlar için birebir. Yedigöller, İstanbul'a yakın olmasıyla, kalabalıktan sıkılmış, binalar içerisinde boğulmuş ve yeşile hasret İstanbullular için tam bir kaçış noktası.
Yeşilin ve sarının 50 tonu burada saklıdır, hatta belki de daha fazlası! Tüm yıl boyunca ziyaret edebileceğiniz Yedigöller, ekim ayında bir başka güzeldir.
Kayın bitki örtüsünün hakim olduğu milli parkta, geyik, karaca, ayı, yabani domuz, kurt, tilki ve sincap türleri bulunuyor. Bu enfes geziden kötü anılarla ayrılmamak için dikkatli olmakta fayda var :)
Yedigöller'e günübirlik değil de kamp yapmak için gidiyorsanız, ekipmanlarınızın tam ve sağlam olması şart! Ayrıca kamp sırasında ateş yakmak, mangal yapmak isterseniz bu arzunuzu gerçekleştiremeyebilirsiniz. Çünkü burada ateş yakma yasağı var. 'Ne yani hiç kimse yakmıyor mu ?' dediğinizi duyar gibiyim. Evet, bu yasağı dinlemeyenler de oluyor zaman zaman. Ama biz yine de kurallara uyalım, doğayı sevelim ve koruyalım :)
Burada göle girmenin tehlikeli olduğunu da belirtmek isterim. Gölün derinlik seviyesi 45 metreden başlıyor ve 90 metrelere kadar yaklaşıyor. Gölün dibinde bulunan uzun sarmaşıklara dolanıp boğulma tehlikesi geçirmeniz mümkün. Bu yüzden göle girmek yerine, manzaraya dalıp huzur içerisinde kendinizi dinlemeyi tercih edin...
Yedigöller'de karavanla konaklayanları görebilirsiniz ve bu durum sizi çok fazla özendirebilir :) (Tıpkı benim yaşadığım gibi). Karavanınız yok ve çadırda da kalmak istemiyorsunuz, kolayı var! Milli parkta misafirhane ve bungalov evler bulunuyor. Tercih sizin!
Sefa Yamak'ın fotoğrafları için sizi şöyle alalım.
