Suriye'de Beşşar Esad muhalifleri Özgür Suriye Ordusu kontrolünde olan bölgenin PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin eline geçmesiyle tüm dengeler bir anda şaştı. Gözler bölgeye çevrilirken Suriye'nin kuzeyinde tıpkı Irak'ta olduğu gibi bir Kürt devleti kurulması öngörülüyor.
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı, Habertürk'te katıldığı programda Suriye'nin kuzeyinde gelişen son gelişmeler hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Sandıklı özetle yeni gelişmeler için şunları ifade etti:
PYD kendince doğru bir strateji uyguluyor. Beşşar Esad muhalifleri bölme çabası için PYD'nin istefiği özerkliği vermeyi kabul etti. PYD'nin hamlelerinden fırsat alan Esad zayıflayan ÖSO'ya saldırıp kaybettiği yerleri geri aldı.
ESAD ÖZERKLİĞİ KABUL ETTİ
Özgür Suriye Ordusu ve muhaliflerin içlerinde Kürtler ve Hristiyanlar bulunmadığından dolayı Batıda bu görüntünün Suriye'yi temsil edip etmediği kaygısı var. Esad yönetimi bunu kullanıyor. Muhalifler de artık içlerindeki El Kaide'yi temizlemeye çalışıyor.
Kürtler ne istiyordu? Kürtler özerk bir yönetim talebi içindeydi. Bunu bilen Esad tamamen bölgeyi kaybetmektense kontrollü bir biçimde özerk yönetimin kurulmasına ve sisteme dahil olmasına izin verdi.
KCK KONGRESİNDE BUNLAR KARARLAŞTIRILMIŞTI
Kongra-gel'de bunlar zaten kararlaştırılmıştı. Alınan kararlara dikkatli bakın bunların çözüm süreci ile bir alakası yok. PKK çözüm sürecini kullanarak ikircikli bir politika ile kendi çıkarları için çalışıyor. İkili oynuyor. Çözüm süreci için çalışıyorum derken kendi stratejilerini uygulamak için uygun bir ortam hazırlamaya çalışıyor.
YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇÖZÜM SÜRECİ İLE ALAKALI DEĞİL
Tartışılan hep PKK'daki yönetim değişikliği idi. Yönetim değişikliği çözüm sürecine olumlu etki edecek gibi yansıtıldı.
Alakası yok. Kongrede alınan kararlara bakmak lazım. PKK silahları çekecekti diyor, ama kararda ne var? HPG'i, silahlı gücü güçlendirmemiz lazım diyor kararlarda. Bu Kürt hareketinin asıl unsurudur diyor. Karayılan da silahlı unsurları söylüyor, bu güvencedir diyor.
Kürt ulusu yaratılmaya başlanıyor. Nasıl Ermeniler soykırım yapıldı, politikası yapmışsa onlar da 1925 sonrası Kürt soykırımı yapıldığı kararı aldılar.
Çözüm sürecinden istifade ederek PKK'ya uluslararası ve ulusal meşruiyet kazandırıyor. Öcalan'ın sadece PKK'nın değil bütün Kürtlerin lideri olması için çaba sarfediyorlar. PKK, HPG bırakın silah bırakmayı tam tersi kuvvetlenerek demokratik konfedaralizm oluşturmaya çalışıyor.
Halk savunma güçleri ile PKK terör örgütü birlikte kararlar aldı. Örgüt mensuplarına eğitim veriyorlar. Kıra dayalı devrimci halk savaşı ile sonuca gitme stratejisi uyguluyorlar.Türkiye devletinin üzerine düşeni yapmadığını söyleyerek kendilerini rahatlatmak için devleti zorluyorlar.
OPERASYON PLANI HAZIRLANIYOR ANCAK İZİN VERİLMİYOR
Türkiye bu faaliyetleri tespit ediyor. Güvenlik güçleri bunların raporlarını tutuyor, operasyon planı hazırlayıp valiliğe götürüyor ancak çözüm süreci için hayır cevabı alınıyor.
PKK'NIN GÜÇLENMESİNE NEDEN OLUNUYOR
Bir yapılanmanın varlığı görülüyor ancak müdahale edilemiyor. Böyle bir şey olmaz. Farkında olmadan çözüm süreci dahilinde PKK'nın güçlenmesine neden olunuyor.
Kuzey Irak'ta hakim silahlı güç Barzani. Suriye'de olursa tamamen PKK üssü olacak. Geçiş güzergahını Resulayna kadar uzatacaklar. Sınırdan da Türkiyede'ki gelişmeleri yönlendirebilecek unsurlarını harekete geçirecek.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Birinci olarak Türkiye PKK'nın ikircikli politikasını kamuoyuna anlatmalı. PKK'nın çözüm sürecini kullanarak aleyhte ne yaptığı anlatılmalı.
PKK temmuza kadar silahlı unsurlarını çekecek miydi, çekmedi. Bilakis yol kontrollerine bile başladı. Bunlar stratejik planlamalardır.
İkincisi onlar birinci safha tamamlandı diyor. Madem birinci aşama tamamlandı o zaman orda TSK, PKK'nın silahlı unsurlarını gördüğünde bunlar sürece zarar veren unsurlar deyip kontrolleri yapıp müdahale etmeli.
Devletin kamuoyunu canlandırması lazım ve PKK üzerinde baskı oluşturması lazım.