HABER

Borcunu ödemeyen arkadaşlarını ateşe verdiler

Borcunu ödemeyen arkadaşlarını ateşe verdiler
Manisa'da önceki sabah saat 05.20 sularında tren istasyonu içinde park halinde bulunan yataklı bir vagonda yanarak can veren Şükrü Balcı'nın (17), 145 lira borçlu olduğu arkadaşları tarafından yakılarak öldürüldüğü ortaya çıktı. Kibriti tutuşturan zanlının polise verdiği ifadesinde "Kurtlar Vadisi'nden etkilendim" dediği öne sürüldü.
**CESET TANINMIYORDU**
Manisa Garı'ndaki yangının ardından vagondaki ilk incelemeleri yapan polis önce boy, kilo ve vücut hatlarına bakarak ölen kişinin kimliğini belirlemeye çalıştı. Bu sırada olay yerinde bulunan anahtarlık ve tespihi de incelemeyi sürdüren polis, anahtarlığın üzerindeki '32248' numarasını araştırmaya başladı. Numaranın Manisa Posta Güvercinleri Derneği'ndeki bir güvercine ait olduğunu öğrenen polis, güvercinin sahibinin de öldürülen Şükrü Balcı olduğunu belirledi.
**145 TL İÇİN YAKMIŞLAR**
Yanan kişinin kimliğine ulaşan polis, bu kez gencin yakın çevresi ve arkadaşlarını araştırmaya başladı. MOBESE kamerası kayıtlarından yola çıkan polis Şükrü Balcı ile arkadaşları Hüsnü Can Gündem (22) ve Gökhan Türkyılmaz'ın (21) istasyon mevkiinde olay gecesi birlikte olduğunu gördü. Balcı'nın arkadaşı olan Hüsnü Can Gündem'e 145 TL borcu olduğu öğrenilirken, kamera görüntülerinde, ellerinde alkol şişeleriyle vagona giren Gündem ve Türkyılmaz'ın 3 saat sonra olay yerinde koşarak uzaklaştıkları tespit edildi.
**KAHVEDE YAKALANDILAR**
Zanlıların yakalanması için operasyon başlatan Manisa polisi, Gündem ve Türkyılmaz'ı önceki gece bir kahvehanede yakaladı. Yapılan çapraz sorguda Hüsnü Can Gündem'in, kibriti ateşleyen kişi olduğunu itiraf ettiği belirtilirken, ifadesinde "Kurtlar Vadisi'nden etkilendim" dediği iddia edildi. Gündem'in ifadesinde, "Balcı ile aramızda alacak meselesi vardı. Ona 145 TL borç vermiştim. Olay gecesi alkol aldık ve Şükrü Balcı alkolün etkisi ile sızdı. Bunun üzerine Şükrü Balcı'nın cep telefonu ile cüzdanını aldıktan sonra vagondaki yatakları kibritle tutuşturdum" dediği öne sürüldü.
**TELEFONU ALAN KİŞİ DE YAKALANDI**
Olaydan sonra bir çorbacıya giderek karınlarını doyurduklarını ifade eden Hüsnü Can Gündem ile Gökhan Türkyılmaz, Şükrü Balcı'ya ait olan cep telefonunu da olaydan sonra sattıklarını itiraf ettiler. Polis olaydan sonra telefonu alan kişinin peşine düştü. Yapılan sıkı takip sonucu Balcı'nın telefonunu aldığı belirlenen Kadir Kılıçatan (24) isimli kişi de gözaltına alındı.
Kurtlar Vadisi dizisinde Cevat karakteri ile yardımcısı Yılmaz arasında kurbanlarını yakarak öldürmeden önce şöyle bir diyalog geçmişti:
**Cevat:** Yılmaz bu ne?
**Yılmaz:** Odun ağam
**Cevat:** Odun ne yapılır?
**Yılmaz:** Yakılır ağam.
Habertürk

Mersin'de 3 aylık bir erkek bebek, dövüldükten sonra bir apartmanın girişine bırakıldı. Güneykent Mahallesi Orkide Sokak’taki Deniz Apartmanı sakinleri, binaya girerken ağlama sesi gelen apartmanın bahçesini kontrol ettiklerinde terk edilen bebeği fark etti. Kundağa sarılı bebeği alanlar, polise haber verdi.

Olay yerine gelen polis, bebeğin dövüldüğünü belirleyince ambulans çağrıldı. 112 Acil Servis ekibinin müdahale ettiği bebek, Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne götürüldü. Tedavi altına alınan ve yüzünün sol tarafı morarmış halde olan bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. 3 aylık olduğu belirlenen bebeği dövüp terk eden kişileri araştıran polis, hastanelerin doğum kayıtlarını da incelemeye aldı.


ABD’de 42 tane hayvana işkence yaparak öldüren ve evinin bahçesine gömen 43 yaşındaki kadın, mahkeme tarafından 100 bin dolar kefalet bedeliyle tutuklandı.Cinayete teşebbüs suçundan mahkemeye çıkarılacak olan Sharon McDonough adlı kadının bahçesinde Kasım ayında yapılan kazılarda gömülmüş 20 tane köpek cesedi bulunmuştu.

Geçtiğimiz günlerde yapılan kazılarda ise işkenceye maruz kalmış ve sonrasında öldürülmüş 22 hayvan ölüsü daha çıkarıldı. Hayvanlara yapılan otopside hepsinin işkence gördüğü, ağızlarının bantla kapatılarak boğuldukları tespit edildi.

HER TÜRDEN KEDİ VE KÖPEK

Evinde aynı zamanda canlı olan beş köpek ve bir kedi bulunan cani kadının öldürdükleri hayvanlar arasında İtalyan tazısı, buldog ve çoban köpeğinin yanı sıra tekir kediler dâhil çeşitli türlerden kedi ve köpekler var.


Amerika'nın Tennesee eyaletinde, gece yarısı yatağından kalkan 4 yaşındaki Hayden Wright, önce buzdolabından bir bira aldı..
[** **](https://www.mynet.com/bu-cocugun-gelecegi-cok-parlak-2689823-myvideo)
Daha sonra onu içerek mahallesindeki 01:45'te evlerin zillerini çalmaya başladı. Bir komşusunun kapısını açık gördü. Noel ağacının altındaki kız elbisesini çaldı.. Kutuyu açtı ve içindeki elbiseyi giydi.. Daha sonra sokak ortasında elinde açık bira şişesi ve üzerinde elbise ile yakalandı..


İngiltere’de bir alışveriş merkezinde ters yönde ilerleyen iki yürüyen merdivenin arasına başını sıkıştıran çocuk mucize eseri ölümden döndü. Ancak olay sırasında çocuğun yüz ve göz damarlarının patlaması nedeniyle ortaya korkunç bir manzara çıktı.
Daily Mail’in haberine göre, annesiyle birlikte Londra’nın güney batısındaki Colliers Wood semtindeki bir alışveriş merkezine giren dört yaşındaki Stevie Webb adlı çocuk, annesinin başka bir tarafa baktığı sırada yürüyen merdivenin yan koruyucu bandına çıktı.
Yan banta çıkmasıyla birlikte elbisesini banda kaptıran çocuğun başı bir anda ters yönlerde ilerleyen iki merdivenin arasında sıkışarak sürüklenmeye başladı.
Olayı fark ederek derhal acil düğmesine basan anne, çevreden yetişenlerin yardımıyla oğlunun başını sıkıştığı yerden çıkardı.
Doktorlar, dört yaşındaki Stevie’nin boyun kemiklerinin henüz esnek olduğu için boynun kırılmadığını söyledi. Ancak mucize eseri ölümden döne çocuğun yüz derisiyle ve gözlerindeki kılcal damarlar sıkışmanın etkisiyle patladı.
Damarların patlaması nedeniyle Stevie’nin yüzü ve gözleri korkkunç bir görünüm aldı.
Doktorlar, kılcal damarların zaman içinde iyileşerek Stevie’nin eski haline gelebileceğini söyledi.


ABD’nin en fazla izlenen sabah haber kuşağı programı "Today's Show" da "İran tarafından sınırı izinsiz geçmek suçuyla alıkonulan 3 ABD vatandaşı gençle ilgili haberle ilgili yayınlanan haritada Türkiye, Kürdistan olarak gösterildi. [** **](https://www.mynet.com/nbcden-buyuk-ayip-2689821-myvideo) Konuyu haber yapıp programlarında NBC televizyonunu yapmış olduğu hatadan dolayı kınayan, New York merkezli Türk radyosu “Radyo Türküm’ü arayan ABD’de yaşayan Türk vatandaşları NBC’ye olan tepkilerini dile getirdiler. Radyo Türküm’ün Yayın Müdürü Sinan Ödeş, “NBC’nin yaptığı ayıba programlarımızda yer verince, dinleyicilerimizden NBC’nin programını ve yöneticilerini eleştiren çok sayıda tepki aldık” dedi. Radyo Türküm’ün internet sitesinde yer alan haberde şöyle: “NBC televizyonunda sabah saatlerinde yayınlanan "Today's Show" İran tarafından sınırı izinsiz geçmek suçuyla alıkonulan 3 ABD vatandaşı gençle ilgili haberi verirken gençlerin sınırı geçtikleri bölgeyi Kürdistan olarak gösterdi. Bahsi geçen haberde İran tarafından alıkonulan 3 gençten Sarah Shourd'un annesinin İran hükümetine yönelik mesajı yer aldı. Bu mesajda Anne, gençlerin İran'a saygısızlık yapmak istemediğini, onların iyi insanlar olduğunu vurgulayarak bırakılmasını diledi. Ancak böylesine bir haberde bile yine Türkiye ve Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı göstermeyen NBC televizyonu ve Today's Show yapımcıları, haritanın üzerine Kürdistan ibaresini yerleştirdi. Radyo Türküm ailesi olarak dünya devletlerince tanınmayan, varolmayan, resmi belgelerde adı bile geçmeyen bu hayali ülkeyi varmış gibi gösteren NBC'yi kınıyoruz” (ANKA)

Çayına uyku hapı koydular, telefonunu kredi kartlarını kasp edip çöplüğe attılar! Çanakkale'den evlenmek için geldiği Adana'da gelin adayına 3 bin 500 liralık altın alan emekli Hamit Efe'yi (55) çayına koydukları uyku hapı ile uyutup telefon ve kredi kartlarını da gasp ettikten sonra çöplüğe attığı öne sürülen 2'si kadın 3 kişi 15'er yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaya başladı.

Çanakkale'nin Biga İlçesi'nde yaşayan işçi emeklisi Hamit Efe evlenmek için 13 Temmuz'da Adana'ya geldi. Kendilerini karı koca olarak tanıtan Bostan Karabıyık (39) ve Ayşe Çetin (30) otogarda karşıladıkları Efe'yi evleneceği Gülay Topal ile tanıştırdı.

Evlenmeye karar vermeleri üzerine Efe, süt parası olarak Gülay'a bin lira verdi. Ardından, hep birlikte kuyumcuya giderek Efe'ye toplam 3 bin 450 lira değerinde bilezik, küpe ve yüzük aldırdılar. Daha sonra, uğur getirmesi için Çoban Dede türbesine ziyarete götürdüler. Burada dua edildikten sonra gittikleri çay bahçesinde sahte gelin Gülay, Efe'nin çayına uyku hapı attı.

Habertürk


Fatih Laleli'de yaşayan Bulgar uyruklu Fyodor Dimitrievich S. (42), çıkan bir tartışma sonrasında Rus uyruklu eşini kafasına tahta ile vurarak öldürdü. İstanbul Fatih'te Fyodor Dmitrievich Shtiru(48), boşandıktan 17 yıl sonra barışarak birlikte yaşadığı eski eşi Aliona Kisakova’yı (35) kafasına sopayla vurarak öldürdü. Fyodor Dmitrievich Shtiru, polise verdiği ifadede "Benimle grup seks yapmak istedi. Bunun için arkadaşlarımı getirmemi isteyince çılgına döndüm" dedi.

Bulvar vatandaşı Fyodor Dmitrievich Shtiru ile Moldovya uyruklu Türk vatandaşı eşi Aliona Kisakova, barıştıktan sonra 7 aydır birlikte yaşadıkları Laleli, Defter Emini Sokak'taki Akkoyun Apartmanı’nda tartıştı. Fyodor Dmitrievich Shtiru, saat 01.00 sıralarında tartışma anında kırdığı sandalyenin ayağıyla Aliona Kisakova'ya saldırdı.

Güzellik uzamanı olan Aliona Kisakova, başına aldığı darbelerle olay yerinde hayatını kaybetti. Olaydan sonra bileklerini keserek sokağa çıkan Fyodor Dmitrievich Shtiru, kendisini fark eden polis ekipleri tarafından yakalandı.

İlk sorgusunda cinayeti kabul eden Fyodor Dmitrievich Shtiru, "Bana uygunsuz ilişkiye girmeyi teklif etti. Grup seks yapmak için arkadaşlarımı getirmemi isteyince bir anda çileden çıktım. Tafasına sopayla vurarak öldürdüm" dedi.

Polis, Aliona Kisakova’yla aynı evde kiracı olarak kalan Rus uyruklu 2 kadının da ifadesini aldı. Kadınlardan biri "Aliona Kisakova 2’nci eşinden olan 9 yaşındaki Stefan Kisakova’yla yaşıyordu. 7 aydır da masörlük yapan eski eşiyle barışarak beraber yaşamaya başlamışlardı. Son birkaç gündür sık sık kavga ediyorlardı ve Aliona Kisakova, eski eşinden evi terketmesini istediğini duyduk. Daha sonra kavga sesleri geldi" dedi. Polis ekipleri, konuyla ilgili olarak inceleme başlattırken küçük Stefan polis koruması altına alındı.


Bursa'da, donmak üzereyken camını tıklatan yaşı küçük kıza tecavüz ettiği iddia edilen tekstil işçisi tutuklandı. Cezaevine giderken gözyaşlarına boğulan şüpheli genç, "Kızı birilerine kakalamaları gerekiyordu. O da ben oldum" diye konuştu.

Edinilen bilgiye göre olay, merkez Yıldırım ilçesi Vatan Mahallesi'nde meydana geldi. Ailesinden sürekli şiddet gördüğünü iddia eden İlköğretim okulu öğrencisi K.F., dün gece de babasının kendisini dövmesi üzerine evden kaçtı. Gün boyunca sokaklarda gezen 15 yaşındaki K.F., havanın kararmasıyla daha da üşümeye başladı. Koşarak ısınmaya çalışan genç kızın bedeni, dondurucu soğuğa daha fazla dayanamadı. Soğuktan ölmemek için komşularının penceresine yaklaşan K.F., camı tıklattı. Bu sırada evde televizyon seyreden 19 yaşındaki tekstil işçisi Y.M., camı açtığında soğuktan donmak üzere olan komşularının kızı ile karşılaştı. İlköğretim okulu öğrencisi kızı içeri alan tekstil işçisi, K.F.'nin sobanın başında ısınarak kendine gelmesini bekledi. Daha sonra K.F.'ye tecavüz ettiği iddia edilen şüpheli Y.M., ilişkinin ardından kızı evden kovdu. Gidecek yeri olmadığı için karakola sığınan genç kız, tecavüze uğradığını söyledi. Bunun üzerine harekete geçen ahlak bürosu ekipleri, tekstil işçinin evine baskın düzenledi. Gözaltına alınan şüpheli genç, "çocuğa nitelikli cinsel istismarı" suçundan sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı. Cezaevine giderken gözyaşlarına boğulan Y.M., "Hakkımdaki iddialar doğru değil. Kızı birilerine kakalamaları gerekiyordu. O da ben oldum. Kendisi zaten komşumuzun kızı" diye konuştu.

Cezaevine gönderilen oğluna son kez sarılan baba A.M. ise, "O kız, her gün başka erkeklerle geziyor. Her gün evinden birileri onu alıyor, birkaç gün sonra da bırakıyor. Onun kişiliğini herkes biliyor. Evladım iftiraya kurban gitti. Onun hiçbir suçu yok. O kız beni bile arıyor. Parayı veren herkesle ilişkiye giriyor. Bu o kızın ailesinin bir oyunudur" iddialarında bulundu.

Bu arada mağdur K.F.'nin kaçtığı ailesine teslim edildiği öğrenildi.


Kayseri'de bir baba, sevmek için havaya atıp tuttuğu bebeğinin ağır yaralanmasına neden oldu. Kocasinan ilçesi Barbaros Mahallesi'nde oturan Ramazan Köroğlu, 1 yaşındaki oğlu Ebrar'ı sevmek için havaya atıp tutmaya başladı. Ancak, babanın elleri arasından kayan bebek başının üzerine zemine düşerek ağır yaralandı. Ebrar bebek, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi beyin cerrahi servisinde tedavi altına alındı.

Olaydan sonra “taksirle yaralanmaya sebebiyet vermek”ten gözaltına alınan baba Ramazan Köroğlu'nun polise verdiği ifadede “Oğlum Ebrar'ı sevmek için yukarı atıp tutarken bir anda elimden kaydı. Yaptığımdan çok pişmanım ama bir kaza oldu” dediği öğrenildi. Ramazan Köroğlu, ifadesinin alınmasından sonra Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla serbest bırakıldı. Hastane yetkilileri, Ebrar'ın tedavisinin sürdüğünü, sağlık durumunun iyiye gittiğini söyledi.

Göz altına alınan 30 çete üyesi sağlık kontrolünden geçirilirken çete lideri Bayram S.'nin 5 yıldızlı otelde yaptığı dillere destan düğünün görüntüleri dikkat çekti. Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından düzenlenen 'Ahtapot' isimli operasyonda göz altına alınan 30 kişi sağlık kontorülünden geçirildi. Operasyon kapsamında çeteye bağları bulunduğu iddia edilen Ankara Emniyet Müdür Yardımcıları Y.Ç ve H.T ile Antalya Emniyet Müdür Yardımcısı Ü.B ve Kahramanmaraş Emniyet Müdür Yardımcısı E.Ç'de Antalya'ya getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Birbiriyle bağlantılı olan 'Ankaralılar' ve 'Lazlar' grubu isimli 2 çeteye yönelik düzenlenen 'Ahtapot' operasyonunda ayrıca Antalya'da görevli 2 polis memuru, 1 gardiyan ve 1 astsubay da göz altına alındığı Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir komiser ve polis memurunun da ifadesine başvurulduğu belirtildi.

Çetenin 'Kumar', 'ihaleye fesat karıştırma', 'çek ve senet tahsili', 'yaralama' suçlarına karıştığı belirtilirken ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ise 4 tüfek ve 550 mermi ele geçirildiği belirtildi. **TAHTEREVANLI, MEHTER MARŞLI DÜĞÜN** Çete lideri Bayram S.'nin geçen yıl Antalya'nın Kundu Turizm Bölgesi'nde bulunan 5 yıldızlı bir otelde dillere destan bir düğün yaptığı belirtildi. Bayram S.'nin bir çok sanatçının sahne aldığı düğün alanına havai fişekler ve mehteran takımı eşliğinde tahterevanla gelmesi dikkat çekti.

Güneykent Mahallesi Orkide Sokak’taki Deniz Apartmanı sakinleri, binaya girerken ağlama sesi gelen apartmanın bahçesini kontrol ettiklerinde terk edilen bebeği fark etti. Kundağa sarılı bebeği alanlar, polise haber verdi.
Olay yerine gelen polis, bebeğin dövüldüğünü belirleyince ambulans çağrıldı. 112 Acil Servis ekibinin müdahale ettiği bebek, Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne götürüldü. Tedavi altına alınan ve yüzünün sol tarafı morarmış halde olan bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. 3 aylık olduğu belirlenen bebeği dövüp terk eden kişileri araştıran polis, hastanelerin doğum kayıtlarını da incelemeye aldı.


Adana’da, uyuşturucu tedavisi gören 16 yaşındaki kıza, içki içirip, alkolün etkisiyle kendinden geçmesinin ardından tecavüz ettiği öne sürülen akrabası 28 yaşındaki H.K. hakkında, 15 yıl hapis cezası istendi.
Olay, geçen şubat ayında Pınar Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, H.K., uyuşturucu madde kullandığı için tedavi gören akrabası 16 yaşındaki B.B.K.’ye cep telefonundan mesaj çekip, dertleşme ve konuşma bahanesiyle evlerine çağırdı. Annesine “Akvaryumcuya gidiyorum” diyerek evden ayrılan B.B.K., akrabasıyla buluşup, birlikte onun evine gitti. İddiaya göre, H.K., evinde içki içirerek sarhoş ettiği B.B.K.’ye, kendisine karşı koyamayacak hale geldikten sonra tecavüz etti. Kendine geldiğinde yarıçıplak olduğunu fark eden B.B.K. giyinerek eve gitti.
Bu durumu ailesine anlatamayan genç kız, geçen ay, uyuşturucu nedeniyle tedavi gördüğü Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı’nda görevli uzman doktora başına gelenleri anlatmasıyla olay ortaya çıktı.
Şikayet üzerine başlatılan soruşturmada H.K. hakkında ‘Çocuğa karşı cinsel saldırıda bulunmak’ suçundan dava açıldı. 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenen H.K., önümüzdeki günlerde Adana 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanacak.


Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde yayınlanan Güney Marmara'da Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci - Yazar Cihan Hayırsevener uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını kaybetti. İki çocuk babası, gazeteci - yazar Cihan Hayırsevener, Uludağ Üniversitesi Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olay önceki gün saat 15.45'te Atatürk Caddesi'nde meydana geldi.

Bandırma'da günlük olarak yayınlanan Güney Marmara'da Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci-Yazar Cihan Hayırsevenler gazete binasına giderken henüz kimliği belirlenemeyen bir kişinin tabancalı saldırısına uğradı. Bacaklarına 3 kurşun isabet eden Hayırsevener'e ilk müdahaleyi olay yerine gelen Motorize Yunus ekipleri gerçekleştirdi. Polisler, Cihan Hayırsevener'in fazla kan kaybetmemesi için bacaklarını kemerle sıkarak ambulansın gelmesini bekledi. Olay yerine kısa sürede gelen 112 Acil Servis ambulansı ile Bandırma Dr. Güven Karahan Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Hayırsevener ameliyata alındı. Hayırsevener, ambulans beklerken vuranları tanıdığını söyledi.
Yaşamının son dakikaları yine meslektaşı tarafından görüntülenen Hayırsevener, “Biliyorum” dediği kendisini vuran kişinin adını söyleyemedi.
Daha sonra Uludağ Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılar iki çocuk babası, gazeteci - yazar Cihan Hayırsevener akşam saat 21.00'de yaşamını yitirdi. Olayla ilgili polis geniş çaplı soruşturma başlatırken, polis ekipleri görgü tanıklarının ilk ifadelerinden edindiği bilgilere göre Gazeteci Hayırsevener'in vurulmasının ardından olay yerinden hızla uzaklaşan siyah renkli binek otoyu arıyor.


Tokat'ın Reşadiye ilçesinde, hacizli ve yakalama kararı bulunan aracı, trafik ekiplerince durdurulan minibüs şoförü, araçta geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. Niksar ilçesi ile Sivas'ın Koyulhisar ilçesi arasında minibüsüyle yolcu taşımacılığı yapan Ali Kaya (43), yol güzergâhındaki Reşadiye'ye uğradı. Reşadiye Otogarı'nda minibüsüne yolcu alan Kaya, ilçe çıkışında aracı trafik ekiplerince durdurulduğu sırada aniden rahatsızlandı.

**İKİ ÇOCUK BABASIYDI**

Kalp krizi geçirdiği belirtilen Kaya ambulansla Tokat'a götürülürken yolda hayatını kaybetti. Evli ve 2 çocuk babası olduğu öğrenilen Kaya'nın cenazesi, Yolkonak beldesinde kılınan namazın ardından Merkez Mahallesi Mezarlığı'nda toprağa verildi. Niksar Belediyesi Özel Halk Minibüs İşletmecileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne bağlı olarak yolcu taşımacılığı yapan Kaya'nın, trafik çevirmesinde aracının hacizli ve yakalama kararı olması nedeniyle korktuğu, bu nedenle kalp krizi geçirmiş olabileceği belirtildi.


Aşırı alkollü şekilde gittiği hastanenin tuvaletinde tecavüze uğradığını söyleyen İngilizce öğretmeni, “O sırada dışardan birisi ‘Haydi Hayri’ diye bağırıyordu” diyerek tecavüzün organize olduğunu iddia etti.
Tatile gittiği Antalya’da bir hastanenin tuvaletinde temizlik görevlisi Hayri Güçcük’ün tecavüzüne uğradığını iddia eden İngilizce öğretmeni G.T., başına gelen olayın organize olduğunu öne sürdü. Hürriyet gazetesinden Murat Kazancı'nın haberine göre; Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında Şişli Adliyesi’nde talimatla ifadesi alınan G.T., şunları anlattı: “Arkadaşım A.D.’yle kaldığımız pansiyonda içki içtik. Bir süre sonra fenalaşan arkadaşımı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne götürdüm. İçeri girerken ben de fenalaştım. Muhtemelen alkolden zehirlendik. Bana içinde sakinleştirici bulunan serum verildi. Bir ara kendime gelir gibi olduğumda tekerlekli sedyede olduğumu fark ettim. Bir süre sonra iç çamaşırlarımla, ardından cinsel bölgelerimle oynandı. Bu sırada tuvalet ihtiyacı hissettim. Ayağa kalktım, koluma giren mavi kıyafetli birini hatırlıyorum. Ayağında Nike marka kırmızı çizgili ayakkabı vardı. Erkek mi, kadın mı olduğunu hatırlamıyorum. Tuvalete gittik. Tuvalet alafrangaydı. Ayağa kalkamadım. Benimle birlikte tuvalete giren Hayri Güçcük beni kaldırdı. İç çamaşırımı çekmemiştim. Yardım edeceğini düşünmüştüm. Daha sonra, ‘Birlikte olmak istiyor musun?’ diye sordu. Şiddetle reddetme rağmen eliyle ağzımı kapatarak kendimi savunamayacak durumda olmamdan faydalandı ve tecavüz etti. O bana tecavüz ederken, dışarıdan ‘Hadi Hayri’ diye bir ses geldi. Bundan, bana yapılanın organize olduğunu anladım. Bu ses üzerine sanık külotumu yukarı çekerek beni yattığım sedyeye kadar götürdü ve çekip gitti.”
**Öğretmenliği bıraktı**
G.T., olaydan sonra psikolojisinin bozulduğunu, öğretmenliği bırakmak zorunda kaldığını da anlatarak, “Kimse gerçekte böyle bir şey yaşamasa kendini rezil etmez. Sanığın kendi rızamla ilişki istediğim yolundaki savunmasını kabul etmiyorum. Bu hayatın olağan akışına aykırı” dedi.
**Kendi istedi demişti**
Cinsel saldırı suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Hayri Güçcük, “Benimle ilişkiye girmek istediğini söyledi. Olay kendi isteğiyle olmuştur” iddiasında bulunmuştu. Sanık avukatı da, ”Kamera görüntülerine göre müvekkilim tuvalette sadece 2 dakika 2 saniye kalıyor. Bu kadar kısa sürede tecavüz mü olur?” savunmasını yapmıştı.


Fırtına 6 can aldı. Balıkesir'de bir cami minaresinin yıkılması sebebiyle 4 kişi yaşamını yitirirken, İzmir'de hortum, Antakya sel bir kişinin canına mal oldu. Balıkesir'in Dursunbey ilçesindeki köy camisinin minaresinin devrilmesi sonucu meydana gelen olayda hayatını kaybedenlerin kimlikleri belli oldu.

Dursunbey'e bağlı Yukarı Yağcılar köyündeki cami minaresi şiddetli yağış ve fırtına sebebiyle köy odasının üzerine devrildi. Olayda köy odasında bulunan 4 kişi hayatını kaybetti.

[**

**](https://www.mynet.com/izmirde-hortum-can-aldi-110100485811 )

[**

](https://www.mynet.com/antakyada-siddetli-yagis-can-aldi-110100485812 )
[

**](https://www.mynet.com/tum-yurtta-yagis-bekleniyor-110100485809 )

Şiddetli yağış ve fırtına sonucu yıkılan minarenin yol açtığı göçük altında kalan Hüseyin Acaroğlu (76), Ramazan Avcı (52), Ali Aslantaş(63) ve Naim Başaran(67) isimli 4 kişi hayatını kaybetti. Öte yandan, enkazdan yaralı olarak çıkarılan Yusuf Başaran(66) ve Ali Gölcük'ün(55) Dursunbey Devlet Hastanesi'ndeki tedavileri devam ederken, Recep Efe ve Şaban Aktaş isimli köylülerin ise yara almadan kurtuldukları, olay yerindeki enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiği bildirildi.


Balat'ta bir işkembecide müşteri ile çalışanlar arasında 'sirke' yüzünden çıkan tartışma, silahlı çatışmaya dönüştü. Olay sabah saat 05.30 sıralarında Balat sahil yolunda bulunan ünlü Balat İşkembecisi'nde meydana geldi. İddiaya göre Fatihlilerin güne silah sesleriyle uyanmalarına neden olay şöyle gelişti; işkembeciye çorba içmeye gelen ve alkollü olduğu öğrenilen bir şahıs garsonlardan çorbası için sirke istedi. Garsonların getirdiği sirkeyi beğenmeyen şahıs bağırarak şişeyi çalışanların üzerine fırlattı. Bunun üzerine çalışanlar alkollü olduğu iddia edilen şahsı yaka paça dükkanın dışına çıkardı ve polis ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine saat 06:00 sularında olay yerine gelen polis ekipleri gerekli çalışmaları ve kontrolleri yaptıktan sonra işkembeciden ayrıldı.

Bundan birkaç dakika sonra işkembecinin önüne gelen 34 BA 951 plakalı otomobilden inen 4 şahıs tabancalarla işkembeciyi kurşun yağmuruna tuttu. Silah sesleri üzerine tekrar olay yerine dönen polis ekiplerinin 'teslim ol' ihtarına şahısların ateşle karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. Çıkan çatışma sonucu şahıslardan biri yaralı, diğer 3'ü ise kaçmaya çalışırlarken yakalandı. Olayın ardından bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerindeki ilk çalışmaların ardından yaralı şahıs ambulansla hastaneye sevk edilirken, diğer 3 saldırgan ise Fatih Asayiş Bürosu ekiplerince gözaltına alındı. Bölgede İSPARK bekçiliği yapan Osman Erkır, "Çatışma 4-5 dakika kadar sürdü. Polisin gelmesi ve müdahale etmesi ile son buldu. Saldırganların derdini bilmiyorum ama çok tehlikeliydiler" diye konuştu. İşyeri çalışanlarından Mehmet Ali Kayacan ise "Olaydan bir saat kadar önce bir kişi dükkana geldi ve huzursuzluk çıkardı. Aşırı alkollü şahsı arkadaş dışarıya attı. Bunun üzerine 3,4 kişi gelip dükkanı taradılar. Bizi Allah korudu" dedi. Öte yandan olay sırasında 2 garson da çeşitli yerlerinden hafif şekilde yaralandı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.

Afrika'da güneş enerjisi ile çalışan buzdolabı taşıyan develer, seyyar klinik görevinde kullanılmaya başlandı. Doğu Afrika ülkesi Kenya’daki develer son zamanlarda çok ilginç bir aksesuar taşımaya başladı. Sırtlarına yerleştirilen güneş panelli buzdolapları içinde medikal malzeme taşıyan develer, dünyanın ilk çevre dostu seyyar klinikleri haline dönüştüler.

Fikrin sahibi yetkililer, medikal hizmetin çok yetersiz olduğu Kenya ve Etiyopya’da insanların ihtiyacı olduğu ilaçları ucuz, çevre dostu ve güvenilir bir yoldan sağlamak adına bu projeyi üretti.
Son 10 senedir göçebe toplumlar en ıssız ve ulaşımın zor olduğu bölgelere ihtiyaçları olan ilaçları deve sırtında taşıyorlardı. Zor arazilerde ulaşım kolaylığı ve tasarruf sağlayan özellikleriyle dikkat çeken develer, yetkililerin aklına gelen parlak fikir ile seyyar klinik hizmeti görmeye başladılar


Havuzda boğulan oğlunun yaşam savaşı sırasında, olanları sosyal paylaşım sitesine nakleden anne büyük tepki gördü. ABD'de bir kadının, oğlu yüzme havuzunda boğulurken olayı bir sosyal paylaşım sitesinde paylaşması ortalığı ayağa kaldırdı. İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre Florida eyaletinin Meritt Island şehrinde yaşayan Shellie Ross'un, 2 yaşındaki Bryson adındaki oğlu evin havuzunda yaşam mücadelesi verirken sosyal paylaşım sitesine "oğlum az önce havuza düştü, lütfen onun için dua edin" şeklinde mesaj yazdığı ifade edildi.

Olayı ilk olarak Ross'un 11 yaşındaki diğer oğlunun farkettiği ve derhal polise haber verdiği, annenin ise polisin eve gelip kurtarma çalışmalarına başladığı sırada bile bilgisayar başında olduğu kaydedildi. Ross'un olaydan beş saat sonra da boğularak hayatını kaybeden oğlunun fotoğraflarını sosyal paylaşım sitesine koyduğu ve bu davranışlarının sitenin diğer kullanıcıları tarafından sert tepki gördüğü kaydedildi.
Ülkede büyük yankı uyandıran anne Ross ise kendini savunarak davranışlarının kimse tarafından yargılanamayacağını belirtti.

En Çok Aranan Haberler