HABER

Borrell: Yeni bir koşul yok

STRASBOURG (İHA) - Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell, Kürt nüfusunun hakları ve Ermeni soykırımının tanınması için yapılan çağrının yeni bir koşul olmadığını, sadece tarihi olayların altını çizdiklerini söyledi. AP Türkiye Raportörü Eurlings ise raporda sözde Ermeni soykırımı konusunda açık bir talep olduğunu dile getirdi.

Avrupa Parlamentosu'nda, Türkiye Raporu 407 oyla kabul edildi. Oylamada 262 kişi de ret oyu kullandı. AP Başkanı Josep Borrell ile AP Türkiye Raportörü Camıel Eurlings, tarihi oylama sonrası ortak bir basın toplantısı düzenledi. İlk sözü alan AP Başkanı Borrell, siyasi bir kararın kabul edildiğini belirterek, "Oylanan değişiklik önergeleri şunu göstermektedir; AP, Türkiye ile müzakerelere gecikmeksizin başlamayı istemektedir. Tam üyeliğe bir alternatif istemediğimizi dile getirdik. AP'ye baktığımızda, B Planı'na 'hayır' dediğini gördük. Çok büyük bir değişiklik ortaya çıkarmadılar. Kürt nüfusunun hakları konusunda değişiklikler vardı. Ermeni soykırımının tanınması için yapılan çağrı vardı. Herhangi bir yanlış anlama ortaya çıkmasın, bu yeni bir koşul değildi. Bizler sadece tarihi olayların altını çizdik. AB'nin geleceği açısından da önemli bir adım atıldı" dedi.

AP Türkiye Raportörü Camıel Eurlings ise, son derece önemli bir görev üstlendiğini dile getirerek, gerçeklere dayalı bir rapor yazmaya çalıştığını kaydetti. Türkiye'ye Ekim ayında gerçekleştirdiğini ziyarette en çok, son birkaç yıl içindeki değişikliklerin kendisini etkilediğini ifade eden Eurlings, "Ancak atılacak daha çok adım var. İnsan hakları, kadın hakları konusunda yapması gerekenler var. Biz AP olarak mutlaka Türkiye'nin katılımına destek verdik, ancak raporun çok yapıcı olduğunu düşünüyorum. Eleştirileri de gündeme getiriyor. Ermeni soykırımına gelince; açık bir talep var. Aynı şekilde Kürtler'in hakları söz konusu olduğunda, bunlar vurgulanıyor" diye konuştu.
Türkiye'ye adil bir şans vermek istediklerini, ancak bir taraftan da sorumluluklarımı yerine getirmek istediklerini belirten Eurlings, "Hiçbir şekilde işkencenin gerçekleşmemesi gerek. Yine aynı şekilde Türkiye'de bir kilise kurulması mümkün olmadı, tıpkı burada cami açıldığı gibi" ifadelerini kullandı.

Borrell ve Eurlings, açıklamalarının ardından AP üyelerinin sorularını da yanıtladı. "Raporda müzakerelerin 'gecikmeksizin' başlatılması çağrısı yapılıyor. Gelecek yılda başlatılması gecikme olmuyor mu?" şeklindeki bir soruya Borrell, "Türkiye ile ilgili kararı verecek olan konseydir, tarih konusunu da. Alınan kararlar haklı mı bilemiyoruz. Zaten müzakere süreci uzun bir süreç olacaktır. Şu aşamada bunları tartışmanın doğru olduğunu düşünmüyoruz. Biz sadece 'gecikme' olmamasını söyledik. Tabii ki devlet ve hükümet başkanları bundan neyi kastettiğimizi anlarlar" yanıtını verdi.

Borrell, "Avrupalılar Türkiye'den neden korkuyorlar?" sorusunu da "Bilinmeyenden korkulabilir. Onların daha fazla şeyler bilmesini sağlamalıyız. Korkularının temelsiz olduğunu göstermeliyiz. Avrupa vatandaşları bilmedikleri şeylerden korkmaktan vazgeçmeliyiz. Geçmişten kaynaklanan önyargılar söz konusu. Bu nedenle açık olan birşey var; mutlaka birbirimizi daha iyi tanımalıyız" şeklinde yanıtladı.

Hükümet ve devlet başkanlarıyla görüşmesinde onlara vereceği mesajın ne olacağının sorulması üzerine Borrell, "Bugünkü kararlarda yer alan şeyleri söyleyeceğim. Bizim de görüşümüzü duymanın önemli olduğunu söyleyeceğim. AP son derece kapsamlı bir tartışma getirdi. Bu da tamamen reddedildi. Belirli gerekçeler de ortaya konuldu. Belirli alanlarda değişiklik gündeme getirildi. AP'nin oyladığı şeyi söyleyeceğim ve ikinci defa reddettiklerini söyleyeceğim" diye konuştu.

Gizli oylamayla ilgili bir soruya yanıt veren Borrell, "İlgili prosedürleri uygulamam gerekiyor. Milletvekilleri imza toplayarak gizli oylama yapılmasını istedi. Gizli oylama konusunda yeterli imzayı topladılar. Ben kuralları uyguladım. AP içinde kuralların uygulanması gerekiyor, ancak şeffaflığın da sağlanması gerekiyor" dedi.

Eurlings, "Zirveden önce sizce muhafazakarların görüşleri ne olabilir?" sorusuna, "Tabi ki bir bölünme söz konusu olabilir. Buna benim partim de dahil. Benim raporumda açık olan birşey var; Türkiye'nin hazır olması gerektiğini söylüyoruz, AB'nin de hazır olması gerektiğini söylüyoruz. Benim izlenimime bakacak olursanız; kendisini kanıtlaması için bir şans verilmesi lazım. Türkiye'ye çok dikkatli bakılması gerekiyor. Müzakerelerin ilk aşamasında öncelik, Türkiye'nin kriterleri yerine getirmesi olacaktır. Hala yapılması gereken çok şey var" yanıtını verdi.

Kürtler konusunda bir çözüm teklifi olup olmadığının sorulması üzerine Türkiye Raportörü Eurlings, "Zannediyorum rapor bu konuda çok açık birşeyi dile getiriyor. Kaydedilen ilerlemelerden memnuniyet duyuyoruz. Ancak daha ileriye dönük adımlar atılması gerek. Kürt halkıyla bir uzlaşma sağlanmalı. Bunun son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Böylelikle zaten sağlanmış olan barış sürdürülmüş olacak" şeklinde konuştu.

"Oylamanın Avrupa kamuoyunun fikrini yansıttığına inanıyor musunuz?" sorusuna Eurlings, "Bunu yansıttığını sanmıyorum. Artık AB'nin açıkça şunu da bilmesi gerek; eğer kamuoyunu başka yönde değiştirmek istiyorsak, insanların mutlaka Türkiye'deki değişimi görmelerini istiyoruz. Türkiye'nin mümkün olduğunca Hollanda gibi, Fransa gibi özgür olmasını istiyorlar. Türkiye'deki değişim son derece önemli. Bunu görmek de son derece önemli" yanıtını verdi.

Müzakerelere başlamak için önkoşulların neler olduğunun sorulması üzerine ise Eurlings, şu yanıtı verdi:

"Çok açık bir ön koşul var. Bu da 59. paragrafta dile getiriliyor. Bu koşul şu konularda anlaşma sağlanması, siyasi kriterlerin tam olarak uygulanması. Bu zaman da alabilir. Bu aylar alabilir, ancak bu mekanizmanın gecikmeksizin işlemesini istiyoruz. Ardından müzakerelerin başlangıcında bir vurgulama yapılması, siyasi kriterler teoride kalmamalı, pratikte de uygulanmalı. Umut ediyorum Avrupa Konseyi bu tarz bir müzakere üzerinde ilerlerler. Baskıyı uygulamak son derece önemli"

Bir başka soru üzerine Eurlings, ekonomik açıdan Türkiye'nin çok fazla yol katettiğini söyledi. AB'nin içinde mutlaka genç insanları görmek istediklerini vurgulayan Eurlings, "İşkencenin tamamen sona erdirilmesi gündeme getirildiğinde bunun tamamen ortadan kaldırılması gerek. Temel standartlar herhangi bir şekilde dinle bağlantılı değil, temel değerlerden bahsediyoruz. Avrupa için temel değerler son derece önemli. Bütün bunlar söz konusu olduğunda bunlar son derece önemli. Geleceğe bakmak istiyorsak geçmiştekilerden de konuşabilmek gerek. Rapor bu noktaya dikkat çekiyor" dedi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler