Türkiye’nin son derece verimli olduğu arıcılık alanı balarısı kolonilerinin bakımları ve beslenmeleri ile arı ürünleri elde edilmesi sonucunda zirai bir kazanç sağlayan meslekler arasında yer alır. Arıcılıktaki en büyük hedef bal üretimidir. Polen, arı sütü, balmumu gibi ürünlerin de elde edilebildiği arıcılık, ustalık, hassasiyet, özen gerektiren bir alandır. Devlet desteği alınarak da yapılabilen arıcılık faaliyetleri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından denetlenir ve takip edilir. Arıcılıktaki en önemli nokta arıları iyi tanımaktır.
Özellikle başlangıç için kovan sayısı, arıcılığın yapılması için belirlenen alan, arıların ihtiyaçlarını bilmek gibi konular son derece önemlidir. Arı kolonilerinin yer aldığı ahşap ya da benzeri bir malzemeden yapılmış olan kutular arı kovanı olarak adlandırılır. İki çeşit kovan vardır. Bunlardan silindir biçiminde olanlar kara kovanlar prizma şeklinde olan kovanlar ise fenni kovanlardır. Koloni halinde yaşamlarını sürdüren arılar nesillerini devam ettirebilmek için an arı ile birlikte bir kısmının kovandan gitmesine ya da arıcı tarafından yeni bir koloni oluşturulması oğul olarak isimlendirilmiştir.
Bal arıları bahar ayları geldiğinde çiçeklerdeki çiçek tozları ve bal özleri çoğaldığı zaman hızlı bir biçimde gelişirler. Bunun bir sonucu olarak da kovan onlara yetmeyebilir. Arılar yeni ana arılar yetiştirme ve oğullama yapmaya başlar. Oğullayan arılar zayıflayarak bal ve çiçek tozu toplama konusundaki verimleri ciddi oranda azalır. Teknik arıcılığa göre arı oğul vermeden suni arı alınır ancak bazen bu durumu engellemek zor olabilir. Arı oğulları genel olarak havanın daha iyi olabileceği sabah 09.00 ile 15.00 arasında çıkarlar. Bir arı oğlu yerleştirmek için kovanın daha önceden hazırlanmış olması gerekir.
Arıları çekebilmek için arıların sevebileceği türden kokular barındıran ve onları kovana çekecek olan güzel kokulu özel parfümler ve spreyler bulunur. Oldukça fazla çeşitli koku seven bal arıları en çok çeken kokular şunlardır:
Arı kovanından çıkmış olan arı oğulu kovana geri çekilebilir. Bunu yapabilmek için denenebilecek birden fazla yöntem vardır. Zannedildiğinden daha kolay olarak uygulanabilen bu yöntemlerden ve tekniklerden bazıları şunlardır:
Arının oğul vereceğini anlamak ve süreci takip edebilmek mümkündür. Bir arının oğul vereceğine dair bazı belirtiler vardır. Bu belirtilerin en bilinenin kovan açıldığında peteklerin yan ya da alt kısımlarında görünen ana memeleridir. Eğer bir oğul verilecekse kovanların önünde toplanan arılar, kovanın gövdesinin üstünde ya da uça tahtasından altında yığın olarak bir araya gelirler. Bu belirtiler ile arının oğul vereceği anlaşılır.
Arıcılık yapan kişilerin arıları iyi tanıması önemlidir. Hassasiyet, ustalık, sabır gerektiren bu alanda ana ve oğul arıları takip etmek gerekir. Kovanından kaçan bir arı oğulunun nasıl geri geleceğini bilmek de arıcılık için önemli bir noktadır. Kovanından uzaklaşan arı birden fazla yöntem aracılığı ile kovanına geri çekilebilir. En sık uygulanan yöntemlerden biri de arının üzerine hafifçe su serperek arının yağmur yağdığını sanmasını sağlamaktır.
Oğul arılar farklı durumlara bağlı olarak kovandan uzaklaşabilirler. Bu durumlar gerçekleştiğinde oğul arının kovana geri çağrılması gerekir. Bunun için çeşitli yöntemler bulunur. Bir oğul arısı ya da birden fazla oğul arı kovandan çıkmadan önce midelerini bal ile doldururlar ancak yine de iki ya da üç saat kadar bir zaman boyunca kovanın etrafında dolanırlar. Kovandan en fazla beş kilometre uzaklaşabilirler.