HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Boşanma davalarını kadınlar açıyor

Boşanma davalarını kadınlar açıyor

Denizli'de geçen yıl Aile Mahkemelerinde görülen 1907 boşanma davasının yüzde 74'ünün kadınlar tarafından açıldığı bildirildi.

Denizli Barosu Başkan Yardımcısı Zehra Demirci, "Kendi parasını kazanan kadın 'sürekli dayak yiyeceğime, küfür işiteceğime kendi hayatımı kendim yeniden kurabilirim' diyor" dedi.

Zehra Demirci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aile mahkemelerinde görülen dava sayısının her geçen yıl arttığını, bunların çoğunun da boşanma davası olduğunu belirtti.

Denizli Aile Mahkemelerinde geçen yıl açılan davaların yüzde 66'sının boşanmayla ilgili olduğunu ifade eden Demirci, "2006'da Denizli Aile Mahkemelerinde açılan dava sayısı 2 bin 889. Bunun bin 907'si boşanma davası" dedi.

Boşanmalarda görülen artışın kadının ekonomik anlamda rahatlamasıyla ilgili olduğunu savunan Demirci, şöyle devam etti:

'Denizli'de geçen görülen bin 907 boşanma davasının yüzde 74'ünü kadınlar açtı. Eskiden de kadınlar evliliklerinde şiddet görüyor, çeşitli problemler yaşıyordu. Fakat bu kadar çok boşanma davası açılmıyordu. Günümüzde iş hayatında öne çıkan ve kendi parasını kazanan kadın, 'Ben tek başıma da yapabilirim. Sürekli dayak yiyeceğime, küfür işiteceğime kendi hayatımı kendim yeniden kurabilirim' diyor. Ekonomik özgürlüğü olan kadın 'ben artık bunları çekmem' diyerek, boşanma davasını daha rahat açıyor."

CİNSEL ŞİDDETİN ETKİSİ

Son yıllarda evliklerin sona ermesinde, aile içi fiziksel ve cinsel şiddette yaşanan artışın büyük etkisi olduğunu vurgulayan Zehra Demirci, şöyle konuştu:

"Aile içi cinsel ve fiziksel şiddet her geçen gün artıyor. Erkeklerde bir tatminsizlik söz konusu. Günümüzde pornografik yayınlara çok rahat ulaşılabiliyor. Erkekler, orada gördüklerini gerçek hayatta uygulamaya eğilimine giriyorlar."

ŞİDDET İŞKENCEYE DÖNÜŞÜYOR

Zehra Demirci, evliliklerde kadına yönelik şiddetin başladığı andan itibaren artarak devam ettiğini belirterek şöyle dedi:

"Müvekkillerimden biri, kocası istemediği halde annesine gittiği için ayaklarının altı jiletle doğranıp tuz basılarak cezalandırılmıştı. Bir kere şiddet gören kadının evliliğini sürdürmemesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü hiçbir kadın hakareti, küfürü hak etmiyor. Kadın, bunlardan ödün vermemeli."

ERKEK BİRİNCİ, KADIN İKİNCİ KALİTE

Demirci, erkekteki şiddet eğiliminin toplumda erkek çocuğa yüklenen sıfatlardan kaynaklandığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Toplumda halen erkeğin birinci, kadınınsa ikinci kalite vatandaş olduğu bilinci yaygın. Çocuklar o şekilde yetiştiriliyor. Erkek çocukları çok el üstünde yetiştiriliyor. Kız çocuğa, 'sen sus, ayıp, anlamazsın' denildiği halde, erkek çocuk, her şeyi çok iyi yapan, çok iyi bilen bir kişi olarak yetiştiriliyor. Bu ileride aile hayatına da yansıyor. Erkek kendini çok üstün görüyor. Erkeğin 'ben bilirim, sen anlamazsın' şeklindeki kadını ezici tutumları sürekli yaşanıyor."

Medeni, İş ve Ceza yasalarında 2004 yılından itibaren kadınlar lehine birçok yeni düzenleme getirildiğini belirten Demirci, fakat kadınların bu hakları kullanmayı bilmediğini sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler