İzmir'de yaşayan G.Ü., eşiyle 2018'de boşanma kararı verdi. Evliyken eşinin hamileliğini 4. ayda söylemesi nedeniyle aklında soru işaretleri oluşan G.Ü., çocuğuna da DNA testi yaptırdı. Test sonucunda çocuğun kendisinden olmadığını öğrenen G.Ü.'nün dünyası başına yıkıldı. G.Ü.'nün müşterileri için kendi telefonundan eskort kadınlarla yaptığı yazışmaları kusur olarak gören mahkeme, iki tarafı da eşit kusurlu gördü. "Boşanma davası sonunda mahkemenin ikimizi eşit kusurda bulup tazminata hükmetmesi adalete olan güvenimi sarstı" diyen G.Ü. "İşimden ayrılmak zorunda kaldım. Erkeklik onurum incindi. Evlilik beklentim ve babalık hayalim kalmadı" açıklamasını yaptı.
İzmir'deki yaşayan G.Ü. (41), 7 yıl önce hayatını insan kaynakları müdürü olarak çalışan A.Ü. (39) ile hayatını birleştirdi. Çiftin mutlu giden evlilikleri bir yıl sonra A. (6) adını verdikleri oğullarının dünyaya gelmesiyle daha da arttı. Aradan geçen zamanda İş nedeniyle farklı şehirlerde yaşamak zorunda kalan çiftin arasında anlaşmazlıklar çıktı.
Evlilikleri çatırdamaya başlayan çift, 2018'de boşanmaya karar verdi. Karşıyaka 3. Aile Mahkemesi'nde boşanma davası sürerken oğlu A. ile ilgili aklındaki soru işaretlerini gidermek için özel bir laboratuvarda DNA testi yaptırdı. Test sonucunda oğlunun kendinden olmadığını öğrenen G.Ü.'nün dünyası başına yıkıldı.
Sabah'tan Ceyhan Torlak'ın haberine göre bu şok gelişme üzerine G.Ü. soluğu avukatı Bahar ve Gökhan Uluhan'ın yanında aldı. Avukatı aracılığıyla Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi'nde soybağının reddi davası açtı. Mahkeme çocuğun babasının G.Ü.'nün olup olmadığının tespiti için DNA testi yapılmasına karar verdi. Ancak A.Ü., çocuğu 4 celse boyunca kaçırarak DNA testi yapılmasını geciktirdi.
A.Ü., çocuğu 4 celse sonra DNA testi için Adli Tıp Kurumu'na getirdi. Adli Tıpta çocuktan, anne ve babadan alınan örnekler karşılaştırıldı. Yapılan incelemede A.'nın babasının G.Ü. olmadığı anlaşıldı. Dava sonucu küçük A., G.Ü.'nün nüfusundan düşürüldü. 5 yıl boyunca kendi oğlu olarak bildiği A.'ya babalık yapmak zorunda kalan G.Ü., ikinci darbeyi de boşanma davası sonucunda yedi.
A.Ü.'nün avukatı A.'nın annesinin müvekkili olup olmadığına dair bir tespit yapılamadığını belirterek çocuğun hastanede karışmış olabileceğini söyledi. Karşıyaka 3. Aile Mahkemesi ise dikkat çeken bir karara imza attı. Mahkeme G.Ü.'nün müşterileri için kendi telefonundan eskort kadınlarla yaptığı yazışmaları kusur olarak gördü. Bu nedenle iki taraf eşit derecede kusurlu bulundu. Mahkeme A.Ü.'nün 25 bin lira, G.Ü.'nün ise 20 bin lira tazminat ödemesine karar verdi. A.Ü.'nün yoksulluk nafakası talebi ise reddedildi.
Duygusal çöküş yaşayan ve evliyken eşinin hamileliğini 4. ayda söylemesi nedeniyle aklında soru işaretleri oluştuğunu anlatan G.Ü., "Boşanma davası devam ederken yaptırdığım DNA testi ile şüphelerimde haklı olduğumu ispat ettim. Bunu öğrenmem manevi olarak beni çok yıprattı. İşimden ayrılmak zorunda kaldım. Erkeklik onurum incindi. Evlilik beklentim ve babalık hayalim kalmadı. Rüyalarımda çocuğun bana 'baba' diye haykırdığını görüyorum. Boşanma davası sonunda mahkemenin ikimizi eşit kusurda bulup tazminata hükmetmesi adalete olan güvenimi sarstı" diye konuştu.
Eski eşi erkek çocuk dünyaya getirdiği için adet olarak 5 taş yüzük aldığını anlatan G.Ü., "Doğumundan 5 yaşına kadar çocuk için yaptığım tüm masrafları, aldığım hediyeleri isteyeceğim. Çocuk için ödediğim nafakaların iadesini de talep edeceğim. Bu dava benim için paradan çok gurur meselesi oldu. 250 bin liraya yakın masraf yaptım. Çocuk ile aramızda manevi bir bağ oluşmuştu. Ortak tanıdıklarımız boşandıktan sonra çocuğum ile neden ilgilenmediğimi sordular. Ben de mecbur kalınca çocuğun benden olmadığını söyledim. Bunu söylediğim için kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında dava açtılar. Para cezası aldım. Hükmün açıklanması geri bırakıldı. Manevi olarak yaşadığım çöküntü yetmezmiş gibi bir de bunlarla uğraştım" diye konuştu.