ZAFER SEL - Doğu Karadeniz'de 1929'dan beri yapılan incelemelerde mayıs-haziran aylarının sel ve heyelanlar açısından en riskli dönem olduğu, Bosna Hersek ve Sırbistan'da yaşanan sel ve heyelanlardan dersler çıkarılması gerektiği bildirildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Bektaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hava tahmininin tıpkı deprem tahmini gibi yorum esasına dayansa da meteoroloji biliminin son yıllarda yaptığı atılımlarla deprem tahminlerinin çok üzerinde başarıya ulaştığını ifade ederek, "Ancak yine de hava tahminlerinde de önemli bir yanılma payı var" dedi. Bektaş, küresel iklim değişikliği nedeniyle hava tahmini ile ilgili öngörülerde de önemli sapmalar olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "İklim bilimcileri küresel boyutta etkin yağış kuşağının önümüzdeki 50 yıl içerisinde ülkemizden kuzeye doğru kayacağını ön görse de yine de sağanak yağışların özellikle Doğu Karadeniz'de sel ve heyelanlara neden olacağını vurgulamaktadır. Gerçekten de iklim değişiminin ayak sesleri 1973 yılından itibaren Avrupa’dan ülkemize doğru gelmektedir. Genellikle kış ve sonbaharda yaşanan sel olayları artık ilkbahar ve yaz aylarında da kendini göstermeye başladı. Bosna Hersek ve Sırbistan'da 3 ayda yağması beklenen yağış 3 günde yağınca ortaya çok vahim bir tablo çıktı. Beklenmeyen veya öngörüsü olmayan sağanak yağış çok büyük zararlara yol açtı. Balkanlar'da bu olay yaşandı Doğu Karadeniz'de de yaşanacak diye bir şey yok ama ileri düzeyde meteorolojik tahminlere rağmen yine de yaşanan trajik bir olay. Ders alınması, tedbir alınması ve üzerinde çok düşünülmesi gerekir." Doğu Karadeniz'in sel ve heyelan açısından riskli olduğunu vurgulayan Bektaş, şunları kaydetti: "Balkanların doğuya doğru devamı olan Karadeniz Bölgesi sel ve heyelan tehlikesine açık bir bölgedir. Özellikle Doğu Karadeniz'in jeolojik ve topografik yapısı kısa süreli etkin yağışlara aşırı duyarlıdır. Gittikçe tehdidini artıran küresel iklim değişimi tehlikesi balkanlarda olduğu gibi Doğu Karadeniz'de de risk faktörüdür. Yoğun nüfus bölgelerinde, yamaçlardaki potansiyel heyelan sahalarında inşa edilmiş çok katlı binalar, yamaç önü düzlüklerinde yeterli drenaj ağı olmayan, sele ve taşkına açık yerleşim alanları, küresel iklim değişiminden ve tehlikesinden en çok etkilenecek bölgelerdir." Prof. Dr. Osman Bektaş, küresel iklim değişim nedeniyle yağışların, sellerin sıklığı ve etkinliğinin arttığını belirterek, "Artık yağışların nerede ne zaman olacağı tam olarak bilinmiyor. Tüm tedbirler buna göre alınmalı" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz