Bosna Hersek’te Mehter Rüzgarı

Ankara Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı, Bosna Hersek’te verdiği konserle Bosnalıların gönlünü fethetti.Uluslararası Saraybosna Üniversitesi tarafından düzenlenen Türkiye’nin Manevi Mimarları Programına katılmak üzere Bosna Hersek’te bulunan Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı Fojnica kentinde verdiği konserde büyük ilgi gördü.Türkiye’nin Manevi Mimarları etkinlikleri öncesinde Yunus Emre Enstitüsü Türk Kültür Merkezi önünde Bosnalılara mini bir konser veren dünyanın en eski askeri bandosu olan mehteran takımı, daha sonra Fojnica sokaklarında Mehteran yürüyüşü gerçekleştirdi.Uluslararası Saraybosna Üniversitesi tarafından düzenlenen 5 gün sürecek Türkiye’nin Manevi Mimarları etkinlikleri kapsamında Ankara Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı, Fojnica kentinin ardından Saraybosna, Travnik ve Mostar kentlerinde birer konser verecek.MEHTER TAKIMINA YOĞUN İLGİYunus Emre Enstitüsü Fojnica Türk Kültür Merkezi’nin önünde başlayan etkinlikte Ankara Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı, "Plevne, Türkler geliyor, Estergon Kalesi, Osmanlıyız biz" marşlarını söyledi. Daha sonra Fojnica sokaklarında Mehteran yürüyüşüne başlayan Mehter takımına yol kenarlarında bulunan Bosnalılar alkışlarla eşlik ederek ilgi gösterdi.Yürüyüş ve gösterinin ardından Bosnalıların fotoğraf çektirme isteğini kırmayan mehteran, Bosnalı çocuklara gösteri kıyafetlerinin bir parçası olan kavukları takarak poz vermeleri sıcak anların yaşanmasına neden oldu.YÜZYILLAR SONRA BOSNA'DA KÖS SESİ“Türkiye’nin Manevi Mimarları” etkinliklerinin başladığı Fojnica (Foynitsa) tarihte büyük önem taşıyor. Fatih Sultan Mehmet, Bosna-Hersek'i fethinden sonra, 28 Mayıs 1463 tarihinde bir ahidname yazdırdı. Bu ahitnameyle Bosnalı gayrimüslimlere geniş çaplı bir koruma sağlanmıştır. Aslı Bosna-Hersek'in Fojnica şehrindeki Fransisken Katolik Kilisesi'nde olan bu ferman özel olarak korunuyor ve sergileniyor.İlk duyulduğundan 550 yıl sonra tekrar Fojnica (Foynitsa) sokaklarında yankılan kös sesi ve Mehteran ezgileri yerel halkın ilgisini çekerken, Osmanlının girdiği yerlerde ne kadar adaletli ve inançlara saygılı olduğunu bir kez daha anımsattı.