HABER

"Botokslu yüzler gibi botokslu müzikler var"

Müzisyen, yazar ve radyo programcısı Aydilge: - "Şu zamanda her şey o kadar mekanik ve prodüksiyona bulanmış durumdaki, hepimizin samimiyete ihtiyacı var. Botokslu yüzler gibi botokslu müzikler var. Ben istiyorum ki dinleyici bana, benim yürek evime gelsin" - "Şarkılarımı kalbimin tam orta yerinden yapıyorum. Ne yapsam da patlasa, kimle polemiğe girsem de hit olsa diye düşünen bir tüccar değilim ben. Biraz melankolik, biraz hüzünlü ama mutlaka umut dolu, renkleriyle sonradan oynanmamış, filtresiz şarkılar yaptım. Çünkü amacım hakiki duygulardan bahsedip hakiki bir bağ kurmak dinleyiciyle" - "Müzik inanılmaz büyük bir güç. Hatta bir şifa aracı. Dolayısıyla ben müzikten büyük ve önemli değilim. Müzik akıyor, ben de bu alanda olabildiğince samimi ve iyi niyetli kalmaya çalışıyorum ki, müzik benim aracılığımla akmaya devam etsin"

İSTANBUL (AA) - AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - Müzisyen, yazar ve radyo programcısı Aydilge, hayatın her alanından ilham aldığını belirterek, "Şu zamanda her şey o kadar mekanik ve prodüksiyona bulanmış durumdaki, hepimizin samimiyete ihtiyacı var. Botokslu yüzler gibi botokslu müzikler var. Ben istiyorum ki dinleyici bana, benim yürek evime gelsin. Hep beraber çalalım söyleyelim. Kocaman bir aile gibi. Sıcacık, samimi." dedi.

Bugüne kadar birçok besteye imza atan ve 2 romanı okuyucularıyla buluşturan Aydilge, nisan ayında çıkardığı "Kendi Yoluma Gidiyorum" adlı dördüncü albümünden "Yeni Başlayanlar İçin Aşk" adlı şarkısının klibini eylül ayı sonunda müzikseverlerin beğenisine sundu.

Müzikal çalışmalarına henüz çocukluk yıllarında başlayan genç şarkıcı, AA muhabirine müzik ve edebiyat alanındaki çalışmalarını anlattı.

Sanatçı, 7 yaşında girdiği TRT Ankara Çocuk Korosu sınavını kazandıktan sonra 30 özel ses arasına seçildiğini ve 15 yaşına kadar TRT'de radyo sanatçısı olarak görev aldığını belirterek, radyo sanatçılığından sonra gitarıyla çeşitli besteler yapmaya başladığını söyledi.

Başkent Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü'nden 2006'da birincilikle mezun olan, yüksek lisansını ise İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema alanında yapan sanatçı, edebiyata da küçüklüğünden beri ilgi duyduğunu, üniversiteden mezun olduktan sonra da kaleme aldığı ilk kitabı "Bulimia Sokağı"nı okurlarla buluşturduğunu ifade etti.

- "Hüzünlü şarkılarımda bile tatlı bir umut bırakırım"

Genç şarkıcı, ilk kitabında çoğunlukla genç kızlarda görülen aşırı zayıflamayla ilgili psikolojik bir rahatsızlığı konu aldığını belirterek, "Bulimia'yı, Amerikan Edebiyatı Bölümü'nde cinsiyet çalışmaları dersinde işlemiştik. Kadın bedeni üzerinden bir ticari sektörün oluşmasını ele almıştık ve bu sektörün aslında kadını kağıt bebek gibi belirli kalıplara soktuğunu gördük. Tüm bu çarpık güzellik anlayışının yarattığı tahribata dikkat çekmek için de 'Bulimia Sokağı'nı yazmaya karar verdim. Çünkü dünyada her yıl bir milyon kadın, yeme bozuklukları, yanlış diyetler, zayıflama hapları ve tehlikeli estetik müdahaleler nedeniyle ölüyor." diye konuştu.

Romanının İnönü Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde kaynak kitap olarak okutulduğunu aktaran Aydilge, daha sonra çıkardığı "Aşk Notası" romanında da madde bağımlılığı ile hastalıklı aşkların benzerliği üzerinden bir konu işlediğini dile getirdi.

Aydilge, insanın aşık olduğu kişiye de bağımlı olabileceği değerlendirmesinde bulunarak, şöyle devam etti:

"Onsuz yapamamak, yaşayamamak da bir tür kelepçedir. Tabii bunları ders anlatır gibi değil de edebi bir dille hikayeye dönüştürerek anlattım. İnsanların bu kısır döngüden nasıl çıkabileceğini, kendilerini nasıl var edebileceklerine dair umut ışıkları da içeren kitaplar bunlar. Albümlerime baktığımız zaman da aslında hüzünlü şarkılarımda bile o umut ışığını korumaya çalıştığımı görürsünüz."

Ajitasyon yapılarak popülerlik kazanan hiçbir şeyden hoşlanmadığını vurgulayan Aydilge, bu yüzden çalışmalarında her zaman "umut etmeyi" ön plana çıkardığını anlattı.

Aydilge, "gözyaşı ticareti"ne karşı olduğuna dikkati çekerek, "Bu sadece müzikte değil, dizilerde, filmlerde, haberlerde, şarkılarda da yapılıyor. Sürekli acıdan ve kötülüklerden bahsedilerek, umutsuz, bezmiş, kendisini çaresiz hisseden, iyiliğe inancını yitiren bir kültür ortaya çıkıyor. Öz güven sahibi bireylerin yaşadığı sağlıklı bir ortam yerine, korku kültürü tüm dünyayı sarıyor." yorumunu yaptı.

Birçok dizi müziğine de imza atan ve jenerik müziği bestelemenin farklarından bahseden müzisyen, "Kiralık Aşk" dizisinin müziğiyle birçok kez "En İyi Dizi Müziği" ödülünü aldıklarını söyledi.

Aydilge, müziği bir amaç müzisyenleri ise bu yolda bir araç olarak gördüğünü ifade ederek, "Müzik inanılmaz büyük bir güç. Hatta bir şifa aracı. Dolayısıyla ben müzikten büyük ve önemli değilim. Müzik akıyor, ben de bu alanda olabildiğince samimi ve iyi niyetli kalmaya çalışıyorum ki, müzik benim aracılığımla akmaya devam etsin. Dinleyicilerime de bakıyorum gerçekten iyi niyetli, güzel insanlar. Bundan çok mutlu oluyorum. Konserlerimde de bu mutlululuğu, huzuru görebiliyorum." dedi.
\

- "İyi kalpli müzik çalışıyorum"

Aydilge, dizi müziklerinde de ticari düşünmediğinin altını çizerek, "Gerçekten 'iyi kalpli bir müzik' yapmaya çalışıyorum. Bazen bunu söylediğimde insanlar anlamıyorlar ve gülüyorlar, 'İyi kalpli müzik nedir?' diye. Şöyle anlatayım; şarkılarımı kalbimin tam orta yerinden yapıyorum. Ne yapsam da patlasa, kimle polemiğe girsem de 'hit' olsa diye düşünen bir tüccar değilim ben. Biraz melankolik, biraz hüzünlü ama mutlaka umut dolu, renkleriyle sonradan oynanmamış, filtresiz şarkılar yaptım. Çünkü amacım hakiki duygulardan bahsedip hakiki bir bağ kurmak dinleyiciyle." ifadelerini kullandı.

Eserlerini hazırlarken hayatın her yönünden ilham aldığını dile getiren Aydilge, şunları kaydetti:

"Şu zamanda her şey o kadar mekanik ve prodüksiyona bulanmış durumda ki hepimizin samimiyete ihtiyacı var. Botokslu yüzler gibi, botokslu müzikler var. Ben istiyorum ki dinleyici bana, benim yürek evime gelsin. Hep beraber çalalım, söyleyelim. Gerçek bir komün, kocaman bir aile gibi, sıcacık, samimi. Bakın, dinlemek sessiz kalmaktan fazlasını gerektirir. Karşısındakinin sadece söylediklerine değil, bir türlü söyleyemediklerine de kulak kesilmeli insan. Müzik yapmanın anlamı da bu. Sürekli kendi dertlerimizi anlatırsak çok bencilce olur."

Yönetmenliğini Burak Kılıçkaya'nın üstlendiği "Yeni Başlayanlar İçin Aşk" adlı şarkısının klibine de değinen Aydilge, nadiren yapılan ters akış tekniğinin kullandıkları klipte, zor da olsa şarkıyı tersten okuduğu bilgisini verdi.

Sanatçı, klibin 4 farklı dönemi içerdiğini belirterek, 1920'ler, 1950'ler, 1970'ler ve günümüzde bir zaman yolculuğu yaptıklarını sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler