"Savaşlar, önce çocukları vurur"... Tabaklar kırılmış, kurabiyeler yenmiştir. Nazlı ve Yusuf'un dükkanına davetsiz bir misafir girmiştir. Küçücük elleriyle, gizlice, sınır ötesinden getirdiği hatırasına sahip çıkmak istemiştir. Şükrü. Esma; günlerce, gecelerce, karanlıkta, çürümüş insan eti kokuları arasında bir umut özgürlüğe nasıl yürüdüklerini anlatmaktadır.