Böyle sünnet töreni mi olur?
Alkol ya da iğne kullanmıyorlar. Kenya'da çocukların sünneti için gerçekleştiren gelenek şaşırtıyor.
Kenya'nın batısında yer alan Bungoma'da Luhya kabilesi'na ait Bukusa halkının erkek üyelerinin her yılın Ağustos ayında yaptıkları bir gelenek var.
16 yaşından küçük bütün erkekler sünnetten hemen önce buz gibi soğuk nehre girmektedir.
Merasimde yapılan bütün sünnetlerde uyuşturma babında herhangi iğne veya alkol kullanılmamaktadır.
Gece töreninden önce ailenin bir erkek üyesi bir inek kesmeli ve bu ineğin etinden elbise gibi sünnet edilecek olan erkeğin üst tarafına giydirilir.
Ardından buz gibi suya birkaç dakika girdikten sonra sünnet işlemine başlanır.
Bölgede yaşayanlar her 3 yılda bir ölülerine olan saygılarını göstermek ve onları onurlandırmak için mezarları açıyorlar.
Açılan mezarlardan çıkarılan ölülerin üzerlerindeki giysiler temizleniyor, gerekirse yenileri giydiriliyor.
Aile üyeleri, ölmüş akrabalarının mezarlarını tek tek açıp cesetleri dışarı çıkarıyorlar.
Sonrasında da ölülerini yeni giysileri ile birlikte kasabanın etrafında gezdiriyorlar.
Yerel halk, öleli yüzyıllar olsa bile aile üyelerinin hala kendileriyle birlikte olduğuna inanıyor.
İnanışa göre ölen kişinin ruhu bir gün mutlaka o kişinin bedenine geri dönecek.
Amerika'da Miriam Marie adlı kadının vasiyetini görenler şaşkına döndü.
Öldükten sonra arkasından ağlanmasını istenmeyen Marie, cenazesinin bir parti ortamında ziyaret edilmesini istedi.
Kadın bu isteği ise dünya gündemine oturdu.
İşte törenden o kareler...
Ölülerini mezardan çıkarıp kıyafet giydiriyorlar!
Bölgede yaşayanlar, her üç yılda bir ölülerine olan saygılarını göstermek ve onları onurlandırmak için mezarları açıyorlar.
Açılan mezarlardan çıkarılan ölülerin giydikleri giysiler temizleniyor, gerekirse yenileri giydiriliyor.
Aile üyeleri, ölmüş akrabalarının mezarlarını tek tek açıp, cesetleri dışarı çıkarıyorlar.
Sonrasında da, ölülerini yeni giysileri ile birlikte kasabanın etrafında yürütüyorlar.
Yerel halk, öleli yüzyıllar olsa bile, aile üyelerinin hala kendileriyle birlikte olduğuna inanıyor.
Ölümlerinden sonra iyi korunan cesetler mezarlarından çıkarılıp, giysiler değiştirildikten sonra kasabayı geziyor ve sonrasında tekrar mezarlarına dönüyorlar.
Bu ritüelin fotoğrafları ise insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyor.
Ölümden sonra ilk kare
19. yüzyılda fotoğraf çektirmek oldukça lükstü. Ancak yakınlarını kaybeden insanlar ilginç bir geleneği sürdürerek cansız bedenlerle fotoğraf çekiliyorlardı...
Post mortem fotoğrafları ise ölen kişiyle son bir anı olması için çekilen fotoğraftır
19. yüzyılda fotoğraf çektirmek oldukça lükstü.
Ancak yakınlarını kaybeden insanlar ilginç bir geleneği sürdürerek...
Cansız bedenlerle fotoğraf çekiliyorlardı.
Üstüne üstlük bu durum Avrupa ve Amerika'da oldukça yaygındı.
Konunun kaynağı 15. yüzyıla dayanıyordu.
O zamanlar ressamlar, ölen rahiplerin resimlerini çizerlerdi.
Şimdi geriye dönüp baktığımızda bu biraz çılgınca görülebilir.
Ama ölü kişinin yakınları ölünün resminin çizilmesindense…
Fotoğraf çektirmeyi tercih ederlerdi.
Özetle amaç ölen kişinin ardından son bir anı bırakmaktı.
Ölen kişilerin daha önce çektirdikleri herhangi bir fotoğrafı yoktu…
Aile bireyleri de hatıra kalması amacıyla ölülerini canlı gibi giydirir, süslerlerdi.
Fotoğraflarda genelde diğer aile bireyleriyle birlikte poz verilirdi.
Bu fotoğraflar üzerine birçok yazarın tezler geliştirdiği…
Fotoğraf sanatçılarının ise araştırmalar yaptığı bilinir.
Post mortem fotoğraflarının insanı çeken de bir yanı olduğu söylenir…
Ve bir çoğu melankoli kokuludur.
Bu arada dikkatli baktığınızda bazı fotoğraflarda o dönemde pozlama tekniği uzun sürdüğü için…
Ölü kişiler canlı ve net çıkarken…
Fani kişiler flu bir şekilde çıkmıştır.
Bazılarının ise ölü mü yoksa diri mi olduğunu ayırt edemeyebilirsiniz.