"Böyle giderse Fenerbahçe..."

Her geçen gün daha tecrübe kazandığını ve de olgunlaştığını ifade eden Tolunay Kafkas, "İleriki zamanlarda insanlar çok daha iyi bir Tolunay görecekler. İçeriden baktığınızda dünyanın en uysal insanı benim. İki koluma girseniz beni çok kolay kandırırsınız. Ama damarıma basıldığı zaman da tabii ki tepki veriyorum. Bu tepki insanın doğasında var. İsyanım haksızlığadır ağabey. Canımı alsınlar, yeter ki haksızlık yapmasınlar, inan gıkım bile çıkmaz..."
Tolunay Kafkas, eğilmeyen - bükülmeyen, sözünün arkasında duran bir fotoğraftır... Kafkas ile hem Türk futbolunu, zaman zaman sosyal hayatı, zaman zaman siyaseti de tartıştık.
Herşeye duyarlı bir yapısı var Kafkas'ın... Pes etmek asla ona göre bir kavram değil, lugatında yok. O sert görünümüne karşın, topluma, yaşadığı ülkeye de bir o kadar duyarlı birisi... Kitap okumayı çok seviyor, hatta masraflarını üstlenerek okuttuğu dört genç var. Şimdi üniversitedeler, önümüzdeki yıllarda mezun olacaklar. Kazandıklarının bir bölümünü okuyan gençlere ayırmış Kafkas... Eşi bu anlamda en büyük yardımcısı.

‘Ben taraf değilim’
Siyasetle uzaktan - yakından ilgisi yok... Ancak bazı olaylara da asla tepkisiz değil:
"Kitaplar okuyorum. Ama siyasetle ilgilenmiyorum. Tabii ki bazı olaylara tepkisiz kalmıyorum. Ben sporcu kimliği olan insanların siyasetle ilgilenmesini doğru bulmuyorum. Spora da siyasetin karışmasını istemiyorum. Yaşantısı Hakan Şükür'ün seçimi. Fakat bana böyle bir teklif gelse kabul etmezdim. Ben spor adamıyım, öyle de kalacağım. Benim öyle bir hayalim yok. Ancak Spor Bakanı'nın spordan gelmesini isterdim. Bakanlık da bana göre siyasete girmektir. Çünkü bir yere taraf oluyoruz. Ben taraf bir insan değilim."

Böylesi açık sözlü bir fotoğrafı hazır bulmuşken, rotayı futbola, yani onun ve bizlerin yaşam biçimine çeviriyoruz, çok farklı söylemler, iddialı laflar etti:
"Futbolun Türkiye'de çok sevildiğini düşünmüyorum. Türk futbolunun ilerlemesi, gelişmesi için kimsenin bir şey yaptığını düşünmüyorum. Türkiye'de futbolun daha çok geyiği yapılıyor. Futbolun gelişmesini istiyorsak iki madde bizim için çok önemli. Birincisi antrenör eğitimi, ikincisi genç futbolcu gelişimi. Bunlara çok özen ve itina göstermemiz gerekiyor. Ben gelişim direktörüyken sık sık bunu dile getiriyordum. İtina ile antrenör yetiştirmeliyiz ki, bu hocalar da yeni genç yetenekler yetiştirsinler. Artık alt yapı üst yapı kalmadı. Bu zamanda kulüpler genç futbolcu gelişimi diyorlar buna. Bununla beraber biz de yurt dışına futbolcu yetiştiren bir ülke haline gelmeliyiz. Sorunları devamlı yabancılarla çözerek bir yere gelebileceğimizi düşünmüyorum. Biz planlarımızı çok uzun soluklu yapmalıyız ki çocuklarımıza düzgün bir miras bırakalım."

‘Genç nüfusu kullanmıyoruz’
"Karamsar değil, gerçekçiyim. Bir zamanların oyuncu fabrikası Beşiktaş, Galatasaray şu anda oyuncu çıkaramıyor. Ülkemizin en büyük dinamiği genç nüfusu. Ancak bu genç nüfusu kullanamıyoruz. Bunun suçlusu sistem. Ben buradan kendimizi sıyırarak bir şeyler söylemeye çalışmıyorum. Sistemin getirdiği sıkıntılar var. Bu söylediğim imkanları da bize sunacak olan yönetimler. Bizler sürekli transfer isteyen insanlar değiliz ki... Ben genç oyuncuya çok önem veriyorum. Oyuncuları yetiştirip kendi takımlarım da oynatmak istiyorum tabii ki. Bunu da yaptığıma inanıyorum. Ancak bu oyuncuların da gelişimini sağlayacak daha bilgili antrenörler gerekiyor. Tabii ki Karabük olarak bizim de bu konuda eksiklerimiz var, ancak en azından oyunculara süre veriyorum. Herkes kendi kapısının önünü temizlerse bir yerlere gelebiliriz. Türkiye'de her şey günlük yaşanıyor. Bu söylediklerim ise zamanla olacak şeyler. Böyle gelmiş böyle gidecek diye bir şey yok. Zararın neresinden dönersek kârdır sonuçta. Türk futbolunun kurtuluş reçetesi budur bence."

Kafkas'tan inciler:
Tolunay Kafkas sıradan ve basit bir insan. Egolarım yok. Saplantılarım yok. Dostluğa önem veririm. İki tane gerçek anlamda dostum var. Telefonu kaldırdığım zaman her şeyimi teslim edeceğim insanlar. Birisi Şota, diğerleri de Orhan ve Muzaffer. Gönlümü herkese açmak istemem. Çok fazla insan tanımak istemem. Uzaktan sevmeyi tercih ediyorum. İnsanın olduğu her yerde sıkıntılar oluyor. İnsanlar birbirlerini olduğu gibi kabul edemiyor.
* Haksızlık asla yapmam. İyi gördüğüm oyuncuyu oynatırım. Keşkelerim, pişmanlıklarım hiç olmadı. Karabük'le iki yıllık sözleşmem var, ömür boyu burada kalmak isterim.
* Ofansif oyunu daha çok seviyorum. Ama bir teknik direktörün de elindeki malzeme çok önemli. Takımda bana benzeyen bir oyuncu yok.
* Gazete okurum, ancak televizyon az izliyorum. Gündemi takip etmeye çalışıyorum. Milli takıma o zaman da söylemiştim. Bir hoca gelecekse Fatih Terim'dir. Fatih hocayı tercih etmeleri kadar doğal bir şey yok. Abdullah Avcı başarısız diye dışlamamak gerekiyor.

‘Hedef Avrupa’
Peki, ya Karabük ailesi hocam?
"Ben çok memnun ve mutluyum. Alın terinin olduğu bir şehir Karabük. Çok isteyerek ve severek çalışıyorum. Başkanımız ve yönetim ile çok iyi ilişkilerimiz var. Parasal bir sıkıntımız yok. Dört ya da beş oyuncu alacağız. Bir stoper, orta saha, forvet alacağız. Bir de kanat oyuncusu alacağız. Brezilyalı bir kanat aldık. O kampımıza katılacak. Son iki ayda devamlı takip ettiğimiz oyuncular vardı. Türk olarak bir sürü oyuncu istiyoruz. Ancak kulüpleri bırakmıyor çoğunu. İlk hedefimiz Karabük'ü Avrupa kupalarına götürmek ve tesisleşmeyi sağlamak. Çok güçlü bir sponsorumuz var. Projelerimizin başkanımız ve yönetim kurulumuzla gerçekleşeceğine yürekten inanıyoruz. Bu seneyi geçiş dönemi olarak görüyoruz. Başımıza bir sürü aksilikler geliyor. Kadroda iskeleti oluşturmakta sıkıntılar yaşıyoruz. İskeleti oluşturduktan sonra daha az transfer yapan, genç oyunculara yatırım yapan bir kulüp olacağız."

‘Ben çok ince bir adamım’

Haksızlıklara tepki veriyoruz sonuçta. Bariz hatalar olduğunda isyan ediyordum. Ama son 1.5 yılda bunu aştığımı düşünüyorum.
"Ben çok ince bir adam olduğumu düşünüyorum. İncelikleri olan, sanata düşkünlüğü olan, çok okuyan bir adamım. Dışarıdan gözüken başka olabilir. Sonuç olarak kolay gelmedik buralara. Haksızlıklara tepki veriyoruz sonuçta. Bariz hatalar olduğunda isyan ediyordum. Ama son 1,5 yılda bunu da aştığımı düşünüyorum. İki tane olay yaşadım. Orada da bir saygısızlık olduğunu düşünüyordum. Fakat beni tanıyan insanlar ince birisi olduğumu biliyorlar. Gazeteciler içlerinden herhangi birisine tepki gösterildiğinde onlar da tepki gösteriyorlar. Ancak tabii ki gazeteciler içinde farklı insanlar var. Bizlerin içinde de iyi olanlar var, kötü olanlar var. Birine yapılmış bir şeyi bütün gazetecilere yapılmış olarak algılamak bence çok yanlış. 18 yaşında babasını kaybetmiş ve hayat mücadelesi vermiş bir insan olarak tabii ki suratıma bir hüzün yansımış olabilir. Beni tanıyan, beni biliyor, bu da bana yeter."

'Fenerbahçe arayı açar'
Hocam ikinci yarı için öngörüleriniz?
"Yukarısı da aşağısı da çok fazla karışabilecek durumda. Ama Fenerbahçe bu futbolunu devam ettirirse puan farkını açarak gideceğini düşünüyorum. Çünkü arkada Fenerbahçe gibi oynayan bir takım yok. Beşiktaş lige iyi başlamıştı, fakat bir takım sorunları oldu. Ancak araya bir devre arası girdi. Ve her takımın nasıl hazırlandığı, sorunlarını ne kadar çözdüğü önemli. Bizde mesela olmazsa olmaz oyuncumuz Akpala sakatlandı. Alternatif var tabii ki. Ancak baktığınız zaman dünyadaki birçok kulüp golcü arıyor. Bu kolay değil."

Kalite yoksa fiyat artıyor
Acaba Kafkas yabancı sınırlamasına hangi pencereden bakıyor?
"Bana sınırlama da hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü bizim amacımız kendi oyuncularımızı yetiştirmek olmalı. Yetiştiremediğimiz bölgelere de başka yerden oyuncu transfer etmek. Bir problem var. Çözümü de var. Kendi oyuncumuzu kendimiz yetiştirmeliyiz. Kaliteli oyuncular çok fazla olmadığı için Türk oyuncuların fiyatları da fazla oluyor. Aynı kalitede oyuncular bir kaç tane olunca fiyatlar da azalacaktır."

Bilal Meşe / Milliyet

Günün öne çıkan haberlerini izleyin