KELEBEK ETKİSİ (ATİLLA GÖKÇE)
Karabük’te tanık olduğumuz olay, belki de bir “kelebek etkisi”... Kaos teorisiyle ilgili inceleme yapanlar, yağmur ormanlarında bir kelebeğin kanat çırpmasıyla okyanusta fırtınaların çıkabileceğini hesaplamışlar... Hayata oradan bakarsak, Vodafone Arena’daki Kupa maçı, sadece elenmenin öfkesini değil, haksızlığa uğrayıp mağdur olduğuna inanmanın da alt yapısını oluşturmuş. Fenerbahçe’nin gerilim ve baskı yaratarak kazandığı maç Beşiktaş’a görünenlerden fazlasını kaybettirmiş. Şenol Güneş tribünde... Bu yıl alıngan, öfkeli, huzursuz ve sitemkar tavırlar sergiliyor. Neredeyse aynanın karşısına geçip kendiyle kavga edecek... Hiç rahat değil. Bu rahatsızlık takıma da yansıyor.
DURUMLAR KELEK
Beşiktaş Kupa’daki şoktan sonra ligde de liderliğini -belki de şampiyonluğu- zora soktu. İgor Tudor takımın oyununu eğlenceye dönüştürürken, Beşiktaş öfkesinin ve yılgınlığının bedelini ödüyor. Şenol Hoca’nın önce kendiyle barışması, sonra da bir hamle yapması gerek. Aksi halde durumlar kelek!
DERBİYE TAKILI KALMIŞ (BİLAL MEŞE)
Belli ki Beşiktaş, Fenerbahçe derbisine takılı kalmış! Üstelik kadroda cezalı Tosiç yok, Mitroviç var. Müthiş bir motivasyon eksikliğini gözlemledik. Paslarla çıkışlar yaptılar, pozisyon ürettiler, son vuruşlarda aynı beceriyi gösteremediler, eyvallah. Ne var ki, Beşiktaş’ın ilk yarıda rakibine çok sayıda pozisyon vermesini yadırgadık! Birini Yatabare, diğerini ise Ceyhun gole çeviremedi. Artı bu yarıda oyun kontrolünün de ev sahibinde olması, Kartal’da özgüven duygusunu da aşağıya çekti!
MERAK EDİYORUZ
Kartal’ın gol ayağı Cenk Tosun rakip savunma arasında kayboldu, hiçbir varlık gösteremedi, niye oyunda kaldı, anlamadık! Cenk kötü, o zaman sür Aboubakar’ı oyuna kardeşim, elindeki silahı niye o kadar yedekte tutarsın? Aboubakar, oyuna girdi, bitime doğru golünü de attı. Buna ne dersiniz teknik kadro, nasıl savunacaksınız kendinizi merak ediyoruz doğrusu! Oğuzhan, Babel, Talisca, gerçek performanslarının çok uzağındaydı dün! Etkili kramponların, etkisiz oyunu mağlubiyeti getiren en büyük faktörlerdi bizce.
İNŞALLAH YANILIRIZ
Efendim, Fenerbahçe mağlubiyeti Beşiktaş’ta müthiş bir erozyon yaratmış... Geçmişte bir Samsunspor faciası anımsıyoruz, o maçtan sonra öyle puan kayıpları yaşadı ki Kartal, zirveden pike yaptı, yere çakıldı, şampiyonluk kuş misali uçup gitmişti! Dileriz, bugünkü Kartal, aynı tabloyu yaşamaz, kupa şokuna takılı kalmazlar, inşallah biz yanılırız!
BÖYLE KAPTAN OLMAZ (MURAT ÖZBOSTAN)
Her zaman söylemişimdir, kaptanlık bir takımdaki en önemli görevdir. Bu görevi kaldırmak da öyle kolay değildir. Fenerbahçe maçı sonrası Oğuzhan'ın kaptanlık performansının Beşiktaş yönetimi içinde dahi tartışıldığını bu gazetenin sütunlarında okudunuz. Her ne kadar bu haber, Beşiktaş yönetiminin hoşuna gitmese de görünen köy kılavuz istemiyor. Oğuzhan kaptanlığı tamamen hakeme itiraz etme, hakeme birebir markaj olarak algılamış görünüyor. Dün Beşiktaş'ın yediği ilk golde Seleznov'la girdiği mücadelenin arkasını getirmek yerine kollarını açıp hakeme yönelmeyi tercih etti. Bir kaptan olarak yapması gereken bu muydu Oğuzhan'ın? Fenerbahçe maçını hatırlıyoruz, daha 3'üncü dakikadan itibaren Van Persie'yle atışmaya başladı. Kaptanın görevi takımı germek değil, sakinleştirmektir. Böyle kaptan olunmaz
KADERİNE RAZI OLDU
Beşiktaş'ın kupada aldığı Fenerbahçe yenilgisinin travmasını hala hissettiği ortada. Takım halinde etkin olamadıkları maçta ihtiyaç halinde kırdıkları camlarda da çekiç bulamadılar. Bir maçta Talisca, bir maçta Babel, diğerinde Quaresma, devreye girip vasat oynadıkları maçları çözüyorlardı. Karabük deplasmanında ise devreye giren yedek güç bulamayınca, kaderine razı oldu Beşiktaş. Aboubakar'ın attığı gol ise sadece son 5 dakikanın heyecanlı geçmesini sağladı.
MÜCADELE VE KOŞU KAZANDI (METİN TEKİN)
5 gün içinde alınan 2 mağlubiyet Beşiktaş'ın çok yaşadığı bir şey değil. Dün akşam Karabük'te oynanan oyunu teknik anlamda analiz edecek olursak, özetle koşunun kaliteyi yendiğini söyleyebilirim. Karabükspor o kadar koşuya ve mücadeleye çevirdi ki oyunu, 90 dakika tamamen ev sahibinin istendiği gibi oynandı. Yani beceri, kalite ve pas değil, mücadele ve koşu kazandı.
DERBİ ETKİLEMİŞ
Zaten Karabükspor'un planı da buydu. Quaresma, Talisca, Babel tam da bu nedenle etkisiz kaldı. Oyunun hiçbir bölümünde ne etkili ne de hücum zenginliği olan bir Beşiktaş gördük. Herhalde Beşiktaş'ın en az pozisyona girdiği oyundu. Evet, bu karşılaşma için Beşiktaş'ı kupadaki Fenerbahçe derbisi etkilemiş olabilir ama Karabükspor'un oynadığı oyunun da hakkını yememek lazım. Attıkları ilk golden sonra Beşiktaş'ın reaksiyon gösterememesinin de sebebi buydu.
AKSİYON YOKTU (AHMET ÇAKAR)
Fenerbahçe ile oynanan kupa maçı, Beşiktaşlı oyuncuları duygusal olarak çok etkilemiş. Dün gece hem şampiyonluk yarışında önemli bir mağlubiyet aldılar hem de tüm bölümlere baktığımızda maçı kazanmak için hiçbir şey yapmadılar. Yaptıkları tek şey, kanatlara inmeye çalışıp orta yapmak. Aslında çok fazla kanatlara da indiler. Özellikle Quaresma'nın kanadından. Buradan yapılan ortalarda da top ya Karabük kalecisi Ahmet'te kaldı ya da Karabüksporlu defans oyuncuları rahatlıkla çıkarttılar. İlk yarıda Karabük kalesi çizgisinden çıkan pozisyon ve Atiba'nın şutundan başka pozisyon yok. Ama daha önemlisi, Beşiktaş'ta kazanmak için herhangi bir aksiyon yok.
NABZA GÖRE ŞERBET
Karabükspor bu senenin flaş takımı. Çok koşan, disiplinli bir takım. Galatasaray'dan sonra da Beşiktaş'ı yenmeyi başardılar. Görünen o ki kendi sahalarında kolay kolay maç vermeyecekler. Beşiktaş, kaybettiği bu 3 puanı, lig yarışında çok arayabilirler. Gelelim hakem Halis Özkahya'ya... Maç 0-0 iken çok iyiydi. Ama son bölümde ciddi hatalar yaptı. Önce Karabükspor'un çok önemli bir avantajını kesti, son dakikalarda da Quaresma'ya kırmızı kart görmesi gerekirken, eyyam bir kararla sarı kart verdi. Böyle hakemlik olmaz. Acı veriyor, nabza göre şerbet veriyor ve güven günden güne yitiriliyor.
NAKLEN FIRÇA (ALİ ECE)
Tudor’lu Karabük ligin hem en çok koşan hem de en iyi pozisyon alan takımlarından birisi. İlk yarı sonunda Barış Başdaş’ın hocasından yediği “naklen fırça” tam da bu pozisyon oyununun disiplinini vurgulayan cinstendi. Tudor’un doğru oyun tercihinin yanı sıra, olaylı Fenerbahçe derbisinde 50 dakika 10 kişi oynamanın yıpranmışlığı da Beşiktaş’ın ilk 45’te her zamanki temposuna yükselememesine neden oldu.
EZBERE OYUN
2. yarıda Beşiktaş’ın ilk yarıda yapamadığı bir şeyi yapması gerekiyordu: Alan savunması yerleşimini bozacak akıllı kilit paslar. Ancak “o pas” Ceyhun Gülselam’dan geldi ve Karabük Zec’in usta işi aşırtmasıyla golü buldu. Beşiktaş ise golü yemeden önce olduğu gibi rakip kaleci Ahmet’i hava topu çalıştıran cinsten “hiç kimseye ortalar”ı yapmaya devam etti. Karabük ise önce Tudor disipliniyle devam etti sonra duran topta “Orta öyle değil böyle yapılır” dercesine kesen Latovlevici’nin katkısıyla ikinci golü buldu. Beşiktaş ise ezbere orta yapmak yerine ortadan ilk akıllı oynamayı başardığı pozisyonda skoru 2-1’e getirdi. Beşiktaş golden sonra umutlansa da ezbere ortalar pozisyonları eritti. Tudor baktı ki Beşiktaş sürekli içeri dolduruyor o da sahaya stoper doldurmaya devam etti, cebindeki 3 puanı vermedi.
TAKDİRE ŞAYAN (RÜŞTÜ REÇBER)
Bireysel olarak Oğuzhan’ın, Talisca’nın, Ryan Babel’in ve Cenk Tosun’un performansları yetersizdi. Beşiktaş takımı sadece kanatları kullanmak zorunda bırakıldı. Gökhan Gönül-Quaresma ikilisi, Karabük’ü zorlayan tek etkendi. Oyun olarak yapılması gerekenler yapılmayınca, pozisyon üretme bakımından da Beşiktaş kötü bir sınav verdi. Fakat belirtmem gereken bir şey var; o da Karabükspor Teknik Direktörü Igor Tudor’a dair... Muazzam bir savunma anlayışını sahaya yansıttı, Beşiktaş’ın da zaaflarını çözen ve bunu sahada uygulayan bir anlayışı bulması takdire şayandı.
KAFASI DERBİDEYDİ
Karabük takımı, iç sahada ligde en iyi puan toplayan ikinci takım. 27 puanın 23’ünü, dünkü maç itibariyle iç sahada aldılar. Bu demektir ki, iç sahada çok tehlikeli bir takımlar... Acaba Beşiktaş, Karabük deplasmanına gelirken bunun farkında mıydı? Dünkü gördüğüm Beşiktaş’ın hem futbol hem de mental olarak kafası kupadaki derbideydi.
TATMİN İÇİN OYNADI (OKTAY DERELİOĞLU)
Karabükspor'un hocası Tudor, Beşiktaş'ı iyi analiz etmiş diyemiyorum. Galibiyetlerini küçümsemek istemiyorum ama Karabükspor'un 9 adamla kendi ceza sahası bölgesindeki futbol anlayışına karşı bakışta olduğum için bunları sölyülyorum. Buna rağmen Beşiktaş sahada uyuyormuş gibiydi... Ateşleyici hiçbir oyuncu yok. Üstüne üstlük sahada eksik oynatan oyuncular topluluğu vardı. Bunların başında da Quaresma geliyordu. Quaresma kendini tatmin etmik için oynadı..
NASIL TAHAMMÜL EDİYOR
Şenol Güneş nasıl tahammül ediyor ona anlamış değilim. Quaresma tüm ölü topları etkisiz kullandı. Büyük takım forması giymese kırmızı kartla oyundan atılabilirdi. Quaresma bir gün tatlı yedirir, 40 gün acı yedirir. Yeni sözleşme imzaladılar onunla. Oyuncuya dayalı bir düzen var. Oğuzhan'ın ve hatta hatta Atiba'nın da etkisziliği, biraz birşeyler yapmak isteyen Talisca vardı sahada ama o da mağlubiyeti engelleyemedi. Şenol hocanın yedek kulyübesinde olması da büyük dezavantaj.
Herşeye rağmen Beşiktaş takımı eski görüntüsünden en azından 1 haf ta önceki Konya maçındnh eser yoktu. Bir takım bu kadar değişim gösteremez..
DIŞ SAHA İÇİN YUMUŞAK (GÜNTEKİN ONAY)
AÇIK bir şekilde görüldü ki, Beşiktaşlı futbolcuların büyük bir bölümü dünkü maçın öneminin ve zorluk düzeyinin farkında değildi. Karabükspor gibi sert ve ligin en çok koşan takımı karşısında deplasmanda kazanmak ciddi bir kararlılık ister. Dün sahaya çıkan 11 özellikle ilk golü bulamazsa bu tip sıkı dış saha maçları için oldukça yumuşak. İşi mücadeleye çeviren bazı rakiplere karşı daha agresif olması gerekiyor siyah-beyazlıların. Dün defansif oynayan Karabükspor’u en çok zorlayan Quaresma’ydı. Ancak en çok orta yaptığı maçlardan birini oynayan Portekizli isabet konusunda çok düşük bir yüzde ile oynadı.
ORTADAN KAYBOLDULAR
CENK iyi bir bitirici lakin statik kalıyor. Ekmeğini taştan çıkarması lazım. Stoperler karşısında öncelik alması şart. Gol attıkça saha içinde ne yazık ki tembelleşen bir Cenk Tosun var. Bu mücadelesi ve temposu yeterli değil. Ben, Cenk Tosun’u beğenen ve destekleyen biriyim lakin saha içinde çok daha fazla çalışması gerekiyor. Aynı şeyler Oğuzhan ve Talisca için de geçerli. İşler kötü giderken savaşmak ve sorumluluk almak yerine ortadan kayboluyorlar
REAKSİYON GÖSTEREMEDİ
LİGİN ikinci yarısındaki tüm deplasmanlar zor ve kazanmak için savaşmak gerekiyor. Kimse Beşiktaş’ın kalitesine söz söyleyemez ama bazen kalite tek başına yetmiyor. Dün Karabük’te kazanma arzusu eksik, savaşçı ruhtan yoksun ve saha içinde kopuk bir Beşiktaş vardı. Hemen hemen maçın tamamını rakip yarı alanda oynamasına rağmen isabetsiz, gereksiz ve telaşla yapılan ortalar Beşiktaş’ın atak verimliliğini de düşürdü. Saha kenarında Şenol Güneş ve takımın savaşçı ruhu Tosiç de olmayınca Beşiktaş takımı çok pasif kaldı. Yenilgiye gereken reaksiyonu gösteremedi.
RİTMİNE ULAŞAMADI (CEM DİZDAR)
Orta sahasını stoper özellikli oyuncularla tahkim eden Karabük, Tanase’nin organizatörlüğünde Latovlevici üzerinden kendi sol tarafını sürekli sıcak tuttu. O sıcak anların ikisinde Yatabare ile Ceyhun’u çerceveyi görür pozisyonda bıraktılar ama son hamleler berbattı. Devre boyunca Quaresma/Oğuzhan/Gökhan üçlüsü bu kanadı savunmayı başaramadı. Hal böyle olunca Quaresma üzerinden hücum da mümkün olamadı. Ters kanattaki Babel ise doğru pozisyon alan Dany’yi aşamadı. İlk 10 dakikadaki imrenilecek tempoyu devre ortasına doğru artan seri fauller aşağı çekince de maç, anında ‘ülke vasatı’na geriledi. Geri kaldı ‘duran toplar’. Onların da sadece biri heyecan vericiydi, Quaresma’nın korneri. Son derbinin başat aktörlerinden Oğuzhan, sert Karabük orta sahası arasında çözüm üretmekte zorlanınca Beşiktaş o bildik ritmine ulaşamadı.
CİDDİ SIKINTI
Beşiktaş’ta bu sonucu, kupada yaşanan travmatik gelişmelere de bağlayabiliriz kuşkusuz. Ne var ki Olcay, Kerim gibi sol kanat seçeneklerini aynı anda kaybetmiş olmayı da akılda tutmak gerek. Kullanılamayacak transferlerle medyada bol bol yer kaplarken sol kanadın sadece Babel’e kalması Beşiktaş’ın gelecek günleri açısından ciddi bir sıkıntıya işaret ediyor.
NET PENALTIYDI (DENİZ ÇOBAN)
Maç, hakem açısından hatalarla doluydu. 9.dakikada Cenk’in şutunda Dany’nin kolundan dönen top net bir penaltıydı. Çünkü bu yıl yaşanan, bu ve buna benzer pozisyonlara MHK, seminerlerde penaltı çalınmasını salık verdi. “Kol hafif açıksa ve top o kola gelmişse penaltı çalın” talimatı MHK tarafından hakemlere iletildi. İlk yarı oynanan Trabzonspor-Rize maçında H.Umut Meler’in ve Kasımpaşa- Galatasaray karşılaşmasında Hakan Balta’nın kapalı kolundan dönen topa Mete Kalkavan’ın çaldığı penaltı düdükleri MHK tarafından doğru kabul edildi.
TEK ADAY BÜLENT YILDIRIM
Maç içerisinde hakemin çok fazla kart hatası oldu. Oyunu sürekli bozan, Marcelo’ya aşağılayıcı jest mimikler yapan Seleznyov’un, rakibine iki defa kontrolsüz müdahalede bulunan Marcelo’nun, Gökhan Gönül’e yaptığı faulden sonra Ermin Zec’in, atiba’ya sert bir faul yapan Tanase’nin maçı kartsız tamamlamalarını anlayamadım. Hakemin elini cebine atmadığını gören Quaresma bundan cesaretlenerek, bilinçli bir şekilde Ermin Zec’e tekme attı. Net bir şekilde Quaresma kırmızı kart görmeliyken; Özkahya lütfen sarı kart gösterdi. Halis Özkahya 2 hafta sonra oynanacak Galatasaray- Beşiktaş derbisinin Bülent Yıldırım’dan sonra ikinci adayıydı. Dünkü yönetimi gösterdi ki; artık o derbinin tek adayı kaldı. O da; Bülent YILDIRIM!
KENTİN RUHUNDA VAR (ŞANSAL BÜYÜKA)
Karabükspor takımının adında var, kentin ruhunda var; Demir’i eğmek, Çelik’i bükmek zor... Karabükspor deplasmanına kim giderse gitsin, o maçı alıp gelmek hepsinden daha zor... İşte Beşiktaş... Bütün istatistikler ezici biçimde Beşiktaş diyor... Ama ne yararı var... Skor tabelasında Karabükspor’un galibiyeti yazıyor...
MARCELO'YA ÜZÜLÜYORUM
Beşiktaş hücumda baskılı ama etkisiz bir oyun ortaya koyarken, özellikle geri dörtlüsünde ve savunma anlayışında ciddi sıkıntılar yaşadı... Aslında bu Marcelo için üzülüyorum... Geçen yılın devre arasından bu yana yanında partner olarak Tosiç, Atınç, Rodolfo, kısa süre de olsa Atiba, Pedro, son maçta da Mitroviç ile oynadı... İnsan yastığını değiştirse yadırgıyor, Marcelo neredeyse her maç bir stoper değiştiriyor... O zaman uyumu yakalamak elbette zor oluyor.
İŞTAHLARI KABARDI
Beşiktaş için teselli, attığı golle Kamerun‘a Afrika kupası şampiyonluğunu kazandıran, Karabük karşısında oyuna girdikten sonra takımının tek golünü kazandıran Aboubakar, belli ki ligin ikinci yarısında, ilk yarıda olduğu gibi gole uzak durmayacak. Golle daha haşır-neşir olacak... Galibiyet elbette sadece Karabükspor’u mutlu etmedi... Başakşehir‘in, Galatasaray‘ın “iştahının kabardığını“ çok açık hissedebiliyoruz... Zirvede hava ısınıyor...