Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yargıtay’ın N.Ç. davasında verdiği kararın herkesi rahatsız ettiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Kurban Bayramı'nı geçirmek üzere geldiği memleketi Yozgat’ta Belediye Düğün Salonu'nda düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Bayramlaşma töreni sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bozdağ, N.Ç. ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: "Kamu vicdanını, milletin vicdanını rahatsız etti, bir insan olarak bir hukukçu olarak beni de rahatsız etti. Karara baktığınızda, olayın niteliğine baktığınızda böylesi bir olayda hukuk hakime, mahkemeye taktir hakkı veriyor. Ama cezanın alt sınırını, üst sınırını tayin ediyor. Mahkeme cezayı alt sınırdan takdir ediyor. Bu kadar kötü bir olayda, bu kadar çirkin bir olayda, cezayı alt sınırda nasıl takdir etti? Takdiren, teşciden cezayı artırarak verebilirdi, vermedi. Üst sınırdan verebilirdi, vermedi. Yaşı küçük, kemik yaşına istinaden farklı bir muameleye tabi tuttu, burada da bir rapor var, nüfus yaşı başka. Tabi bütün bunlara baktığınız zaman, mahkemenin kamuoyunu rahatsız eden bir karar verdiği açık."
"Kararı veren hakimler, N.Ç. kendi kızları olsaydı yine aynı kararı verebilirler miydi?" diye soran Bozdağ, şunları kaydetti: "Bu kararın hukuka uygunluğu da tartışmalı değil, hukuka uygunluğu da söz konusu değil. Ben buradan bu kararı veren hakimler, N.Ç. kendi kızları olsaydı, böyle bir karar çıkmış olsaydı bu karara ne derlerdi, soruyorum. N.Ç kendi kızları olsaydı, kendileri de hakim olsaydı, acaba bu kararı savunabilirler miydi? Bu kararı eleştirenlere, 'yaygara yapanların, yaygarası kararı değiştirmez' deme cüretini gösterebilirler miydi? Bir karar bu kadar çok tartışılıyorsa yanlışlığı tartışılmazdır. Bu noktada bu kararın hukukumuzu lekelediğini, vicdanları rahatsız ettiğini, Türk adli tarihinde ayıplı kararlardan biri olarak yer aldığını düşünüyorum. Umarım karar düzeltme süreleri eğer geçmediyse Yargıtay bu yanlışı düzeltirse, büyük bir yanlışlıktan dönülmüş olur."
Türkiye’de böylesine çirkin bir olayda, toplumun reddettiği bu kadar adi bir suçun işlendiği bir yerde böylesi bir rutin uygulamanın kabul edilemeyeceğini vurgulayan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı: "Bizim yasalarımız bu kararın verilmesini teşvik etmiyor, baktığınız zaman bu kararı hakime vermeyi zorunlu kılan bir yasal düzenleme yok. Sonuçta cezanın bir alt bir de üst sınırı var. Alt sınır ile üst sınır arasındaki cezayı tayin etme yetkisini hakime tanır. Mahkeme isterse üst sınırdan, ortadan veya alt sınırdan verebilir. Mahkeme burada üst sınırdan veya ortadan vermiyor alt sınırdan ceza tayin ediyor. Bu kadar çirkin bir olayda, toplumun reddettiği bir olayda, bu kadar adi bir suçlamada ve suçun işlendiği bir yerde böylesi bir rutin bir uygulama yapması kabul edilemez, böyle bir durumda cezanın üst sınırdan vermesinde bir mani yoktu. Mahkeme üst sınırdan ceza verseydi kamuoyu bu eleştirileri yapmazdı. Bu anlamda yasalarda eksiklikler varsa bu düzeltilir. Burada takdir hakkını N.Ç.’den yana değil de sanıklardan yana kullanan mahkemenin büyük kusuru var.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz