HABER

Bozdağ'dan AYM formulü

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Habertürk canlı yayınında gündeme dair soruları yanıtladı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün Anayasa Mahkemesi kararı ile tahliye edilmesi hakkında, "Hiç tereddütüm yok. Doğrudan Anayasa'yı çiğnemektir bu. Hukuk fakültesi mezunu olmaya gerek yok. Devam eden dava var. Sanıkların iddianameye karşı savunmaları alınmamış. Deliller toplanmamış. Mahkeme işin esası hakkında değerlendirmeyi yapmamış. Anayasa Mahkemesi'ne baktığımız zaman işin başında yargılama başlamadan, yargılamayı bitirecek karar verdi" dedi. Bireysel başvurunun yeniden düzenlenmesi hakkında görüşlerini açıklayan Bakan Bozdağ, "Hükümet programımız içinde, eylem programı içinde bireysel başvurunun artırılması konusunda taahhütümüz var. Adalet Bakanlığı bu çalışmayı yürütüyor. Önümüzdeki süreçte bireysel başvurunun uygulamalarını görmek, aksayan yönlerini görmek ve daha etkin işleyebilmesi için adımlar atmak taahhütümüzdür" ifadelerini kullandı.

Yeni Anayasa yapım süreci hakkında muhalefet partilerini eleştiren Adalet Bakanı, "Muhalefet partileri 1982 Anayasası'nın ömrünü uzatmak için bahane aramaktadır" dedi.

Adalet Bakanı Bozdağ, Habertürk TV'de Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Alican Türkoğlu'nun sorularını yanıtladı. Bozdağ'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"TERÖRİST MİSİN, MİLLETİN TEMSİLCİSİ MİSİN?"

HDP'liler hakkındaki fezlekeler: Fezlekelerin hazırlanma usulü Cumhuriyet Başsavcılıkları soruşturma başlattıktan sonra, Adalet Bakanlığı'na, sonra Başbakanlığa, sonra Meclis'e geliyor. Meclis'teki karma komisyon bunları inceliyor. Bunlar genel kurulda görüşülüyor. Genel Kurul dokunulmazlığın kaldırılmasını belirtirse soruşturma devam ediyor. Şu ana kadar Adalet Bakanlığı aracılığıyla AK Partililerle ilgili 40, CHP'lilerle ilgili 149, MHP'lilerle ilgili 15, HDP'lilerle ilgili 347 fezleke gönderilmiştir.

Dokunulmazlık esasında milletvekillerinin her türlü yasama faaliyetinde baskından uzak tutmak için konulmuştur. Milletvekilleri terör örgütlerinin üyesiymiş gibi çalışsın diye konulmamıştır. Meclis'teki süreç Meclis'in takdirinde. Gruplar burada bir değerlendirme yapıyor. Bir milletvekili alenen suç işliyorsa, terör suçu işliyorsa, bununla ilgili toplumun bakışı da farklı olur.

Bir milletvekili güvenlik güçleri operasyon yaptığı sırada teröristlerin olduğu evden milletvekili çıkıyor. Milletvekili orada ne iş yapıyor? Sen terörist misin, milletin temsilcisi milletvekili misin? Devlete kurşun sıkan teröristlerle ne işin var? Bunlar Anayasa'nın ve yasaların hoş gördüğü şeyler değil.

İsimlendirmeyi doğru görmem. Bütün partilerin ve demokrasiye inanan herkesin, eleştiri hak ve hürriyeti, Anayasa dışında hareket edenlere karşı tavır konması lazım. Teröristlerle sen aynı yerde niye bulunuyorsun? AK Parti'ye muhalefet olsun diye bazı çevreler bunları görmezlikten geliyor, eleştirmek dahi istemiyor. Demirtaş ile ilgili, Yüksekdağ ile ilgili pek çok fezleke var.

"ANAYASA MAHKEMESİ ANAYASA'YI İHLAL ETMİŞTİR"

AYM'nin kararı: Hiç tereddütüm yok. Doğrudan Anayasa'yı çiğnemektir bu. Hukuk fakültesi mezunu olmaya gerek yok. Devam eden dava var. Sanıkların iddianameye karşı savunmaları alınmamış. Deliller toplanmamış. Mahkeme işin esası hakkında değerlendirmeyi yapmamış. Anayasa Mahkemesi'ne baktığımız zaman işin başında yargılama başlamadan, yargılamayı bitirecek karar verdi.

Ben Anayasa Mahkemesi Başkanı'na ve bu karara imza atanlara soruyorum: Hangi kararla bu kanaata vardınız? Yerel mahkemenin yapacağı yargılamayı temelden çökertecek bir karar veriyor. Nereden bu kanaata vardınız? Tutuklama kararı çıktı, siz bu karara itiraz edebilirsiniz. Reddedildikten sonra yine talepte bulunabilirsiniz. Gidebileceğiniz kapı tükenmiş olmuyor. Tüketilmiş bir yargı yolu yok.

Anayasa Mahkemesi'nin önüne bu dava tükendikten sonra yine gelebilir. Bu dava tekrar Anayasa Mahkemesi'ne gidecek. Burada iddianame okunmadan hak ihlali var diyen mahkeme ihsası reyde bulunmuş olmuyor mu? Anayasa Mahkemesi, ilk derece mahkeme gibi, Yargıtay gibi hareket etmektedir. Bu çok net bir şekilde önümüzdeki yıllar içerisinde Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında yoktan gerginliklere yol açacaktır.

Anayasa Mahkemesi ifade ve basın özgürlüğü ihali anlamına geliyor, diyor. İddianame casusluk diyor, Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğü diyor. Mahkeme daha yargılaması yapmamış. Süreç daha yeni başlıyor. AİHM'in içtihatları var.

Anayasa Mahkemesi, Twitter kararı ile başlayarak, Anayasa'yı aşa aşa karar veriyor. Kamuoyunun ilgilendiği konularda, alkışın bol olacağı konularda karar veriyor. Dosyalar seçiliyor. 3 ay bir tutukluluk ile ilgili bir süreç var hemen onu konuşuyor. Diğer mürecaatlardan öne alınıyorsa, önceden başka dosya olmaması gerek. Ancak karara bağlanmamış pek çok dosya var. Anayasa Mahkemesi öne çekmiş, karara bağlamıştır. Anayasa'ya aykırı olarak karar verilmiştir. Şu anda devam eden yargılamaya baskı oluşturmaktadır.

"ADALET BAKANLIĞI ÇALIŞMA YÜRÜTÜYOR"

Bireysel başvurunun yeniden düzenlenmesi: Hükümet programımız içinde, eylem programı içinde bireysel başvurunun artırılması konusunda taahhütümüz var. Adalet Bakanlığı bu çalışmayı yürütüyor. Önümüzdeki süreçte bireysel başvurunun uygulamalarını görmek, aksayan yönlerini görmek ve daha etkin işleyebilmesi için adımlar atmak taahhütümüzdür. Genel kurul yetkisinde olmayan başvuruları değerlendiriyor. İçtüzük Danıştay'a götürülebilir.

Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru hakkında verdiği kararlar, ilgili kişiler hakkında sonuç doğurabilir. Mahkemelerin takdir hakkını ortadan kaldırmaz. Mahkemelerin bu karara uyma zorunluluğu olmadığı gibi direnme zorunluluğu da yoktur. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararından sonra ilgili mahkeme bu karara uyabilir de uymayabilir de. Bu gidişle yoluna devam ederse Anayasa Mahkemesi, insanlar Yargıtay, Danıştay'a gitmeyi bırakıp doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne gidecekler. Anayasa'nın çizdiği sınır neyse onu yerine getirmeli. Kamuoyu beğenir, beğenmez o ayrı.

Terörle mücadele: Adalet Bakanlığı olarak yargılama konusunda bir değerlendirme yapıyoruz. Terör suçlarının il ağır ceza mahkemeleri tarafından yargılanması, il başsavcıları tarafından soruşturulması konusunda çalışma yürütüyoruz.

"MUHALEFET PARTİLERİ SİVİL ANAYASA İSTEMİYOR"

Yeni Anayasa süreci: Yeni Anayasa konusunda, tüm partiler samimiyet testinden geçiyor. Tüm partiler seçim sürecinde bu vaatle geldiler. Uzlaşılan 60 civarında bir madde oldu, Cumhurbaşkanımız gelin çıkaralım diye çağrısı oldu, ona da yanaşmadılar. Komisyon daha işin başında usul konusunda anlaşamadan dağıldı. Samimi olsalar, hemen darbe yasalarını temizlemek için bir komisyon, anayasa için bir komisyon kurulacak. Siz darbe yasalarına karşıysanız, anayasayı değiştirmek gerekli olmaz mı?

Önce bunu dediler, sonra başkanlık sistemini getirdiler. Oy birliği ile karar alınacak. CHP başkanlığı kaldırın dedi, kaldırılmadı. Müzakere ettik, oylama yapıldı 3 kabul, 9 ret. Sonuç olarak başkanlık kabul edilmeyecek. Dolayısıyla CHP'nin çekin demesinin bir mantığı var mı? CHP yeni Anayasa'yı istemiyor, bunun için de başkanlığı bahane olarak sunuyor.

Yeni Anayasa için uzlaşma olmazsa AK Parti bir taslak hazırlar ve kamuoyuyla paylaşır ve Meclis'e gönderir. Meclis'ten geçer, geçmez o ayrı. Başka partilerden destek olmadan geçemez, bu gözüküyor. Ama biz samimi olduğumuzu ortaya koymak ve Türkiye için nasıl bir Anayasa sunduğumuz bizim vazifemizdir. Muhalefet partileri 1982 Anayasası'nın ömrünü uzatmak için bahane aramaktadır.

Cezaevlerinin doluluğu: Şu anda şartlı tahliyesine 1 yıl kalanlar denetimli serbestlikle tahliye ediliyor. Bizim bakanlık olarak 36 ay ceza almış insanlar cezaevine girmesin diye bir düzenleme yapmamız söz konusu değil.

En Çok Aranan Haberler