MEHMET FATİH ERDOĞDU - Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) Tarım ve Orman Bakanlığı ile yürüttüğü "Türkiye'nin Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi Projesi" kapsamında yapılan çalışmalar, Anadolu'da yeni endemik bitki ve hayvan türlerinin keşfini sağladı.
FAO'nun Proje Koordinatörü Dr. Nihan Yenilmez Arpa, AA muhabirine, projede elde ettikleri bulguları ve Türkiye'de gıda güvenliği açısından bozkırın önemini anlattı.
Şanlıurfa'daki 3 bozkır alanda çalışma yürüttüklerini belirten Arpa, buralarda biyolojik çeşitliliğe ilişkin tespitlerde bulunduklarını söyledi.
Arpa, "Buğdayın Amerika kıtasına ve dünyaya Karacadağ'dan gittiğini biliyoruz. Bugüne kadar buğdayın ana vatanı olarak Şanlıurfa'nın Karacadağ bölgesi biliniyordu. Yaptığımız çalışmalarda Tek Tek Dağları Milli Parkı ve Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nda da buğdayın birincil ve ikincil atalarının olduğu ortaya çıktı. Bugüne kadar bu iki alandan kayıt verilmemiş yabani mercimek, yabani nohut ve bezelyenin de Tek Tek Dağları Milli Parkı'nda ilk alansal kayıtları yapıldı. Bu bölgeler çok önemli rezerv alanları." ifadelerini kullandı.
- Biyolojik çeşitlilik kayıtlara geçti
Arpa, "Şanlıurfa Karacadağ'da 'ranunculus bingoeldaghensis' isimli yeni bir endemik bitki kaydı gerçekleştirildi." bilgisini vererek, şu değerlendirmede bulundu:
"Çalıştığımız her bölge için 20'nin üzerinde yeni bitki kaydedildi. Karacadağ'da bugüne kadar toy kuşu görülmemişti, ona rastladık. Soydan Sulama Göleti'nde de ilk kez flamingo görüldü. Yine Karacadağ'da kral çekirge türünün ve Tek Tek Dağları'nda Avrupa göçmeni bir kelebeğin ilk kez fotoğrafı çekildi. Kızılkuyu bölgesinde 'karagöz mavisi' isimli kelebek gördüğümüz türlerden biri oldu."
Genetik çeşitliliğin yerinde muhafaza edilmesiyle ülkenin gen kaynaklarının korunarak sürdürülebilirliğinin sağlanabileceğini vurgulayan Arpa, "Bunlar çok heyecan verici sonuçlar. Bu verilerle izleme programı oluşturmayı düşünüyoruz. Eğitim ve farkındalık oluşturma çok önemli. Yerel halka yönelik eğitim ve farkındalık faaliyetlerimiz var. Türkiye bozkırları için yeni çalışmalar da yapacağız." diye konuştu.
- "Gıda güvenliğimizin garantisi bozkırlar"
Bozkırların korunmasının gıda güvenliği açısından çok önemli olduğuna dikkati çeken Arpa, "Bozkırlar biyolojik çeşitlilik açısından son derece zengin fakat bir o kadar hassas ve kırılgan. Buralarda pek çok türün yabani akrabaları ve sağlık amaçlı kullanılan türler bulunuyor. Gelecekte bu bitkiler gıdalarımız ve belki de belirli hastalıkların güvencesi olacak. Buna rağmen herhangi bir yapısal proje gündeme geldiğinde ilk izin verilen alanlar bozkırlar oluyor." ifadelerini kullandı.
Özellikle Karacadağ eteklerinde tarla açılması ve yoğun otlatmaya bağlı pek çok gen kaynağının tehdit altında olduğunu belirten Arpa, şunları kaydetti:
"Kentleşme ve diğer yatırımlarda 'Bozkırlar kıraç alanlar, orada zaten hiçbir şey yok.' diye düşünülerek buralar gözden çıkarılıyor. Oysa gıda güvenliğimizin garantisi bozkırlar. Proje alanlarında lokal kaydı yapılan bazı türlerin ilde ve bölgede varlığı biliniyordu ancak pilot alanlardaki varlıkları ve yerleri tespit edilerek kayda alındı. Genetik kaynakların yerinde korunmasına ilişkin daha güçlü bir çaba harcanabilir."