Sözcük anlamına göre bozuk; çalışmayan, işe yaramayan her şeyi karşılar. Atasözlerinde, deyimlerde ve günlük kullanım dilinde yer alır. Başına ya da sonuna gelen kelimelerle birleşerek farklı yeni anlamlar üretir. Asıl veya mecaz anlamlarıyla sıfat olarak kullanılır.
Bozuk kelimesinin eş anlamlısı olan kelimelerin başında çalışmayan gelir. Bir nesnenin artık işlevini göremediği zamanlarda kullanılır. Yiyecek ya da içeceklerin tüketilmeyecek hale gelmeleri durumunda da bozuk ifadesi karşılar.
Türk Dil Kurumu'nda farklı tanımları vardır. Biri isim, diğerleri sıfattır. Asıl ve mecaz anlamlarına göre tanımlar şunlardır:
Bir cümlede, atasözünde ya da deyimde bozuk kelimesi kullanılabilir. Ancak bu kelimenin hangi anlamının söylenmek istediği cümlenin bütününe bakarak bulunabilir. Bazı atasözü, deyim ve cümleler şunlardır:
Bozuk kelimesinin eş anlamı olan kelimeler arasında şu sözcükler vardır:
Kokmuş, sıkıntılı, madeni, kızgın, kötümser, karışık, huzursuz, gergin, işlevsiz, kırık. Bu sözcükler bozuk yerine kullanılabilir.
Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki. (Halide Edip Adıvar)