HABER

Brüksel'de tartaklanan Türklerden çarpıcı iddialar

BRÜKSEL (İHA) - Belçika'da yaşayan Türkler, Brüksel'de son günlerde ard arda terörizm karşıtı protesto yürüyüşleri düzenlemek istemişler, fakat her seferinde polis tarafından engellenmişlerdi. Çıkan olaylar sırasında göz altına alınan Türkler, söz konusu duruma ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Belçika'da yaşayan İlhan Gök (37) isimli doğalgaz ustası, "Türkiye'ye düşen ateş burada bizi de yaktı. Uzakta olmamıza rağmen sesimizi duyurmak istedik ve buna izin vermediler. Belçika polisi bize çok kötü davrandı. Çocuklar olmasına rağmen itip tartaklandık. Nezarethanede suratımıza defalarca göz yaşartıcı gaz sıktılar. Toplam 60 kişiydik nezarethanede. Türk olduğumuz için kendi ülkemizde bunları yapmamızı söylediler ve gerekirse daha da kötüsünü yapacaklarını belirttiler. Kesinlikle izin
vermeyeceklerini de söylediler. Bu olaylar onları ilgilendirmiyormuş. Bu bizi kesinlikle yıldırmadı. Biz Türk olarak sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Ama bize neden bu haksızlık yapılıyor? DHKP-C ya da PKK yürümek istediği zaman neden onlara izin veriliyor da bize neden verilmiyor? Fehriye Erdal meselesi 8 yıldır devam ediyor. Bir içeri alıyorlar, bir salıyorlar. Onu burada gizli tutuyorlar. Bunlara karşı hiçbir şey söylenilmiyor da biz bir yürüyüş yapınca, bize terörist muamelesi yapılıyor" şeklinde
konuştu.

Bir restoranda garsonluk yapan ve ismini açıklamak istemeyen K.K. (22) ise, "Gözaltına alındım. Gözüme gaz sıktılar. 3 kişi de beni tartakladı. Elimizden bayraklarınızı alıp, onları yırtmaya çalıştılar. 'Burası Belçika, taşıyacaksan Belçika bayrağı taşı' dediler. Gözümüze devamlı gaz sıkınca arkadaşın ağzında kan geldi. Bir yardım istedik, su istedik onu bile vermediler, 15 saat. Burada hep hakaret ediyorlar. 'Pis Türkler dönün evinize' diyorlar. Türkiye'den şehit haberi geldiğinde içimiz cız ediyor.

Hepimiz sonuçta Mehmetçiğiz. Gereği olursa gideriz. Yılmadık, sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Protestolara sonuna kadar devam edeceğiz. Bize burada köpek muamelesi yapıyorlar, 35 kişinin üzerine kapalı alanda gaz sıktılar. Ne gelen vardı, ne giden. Ölüyorduk" dedi.

Belçika'da serbest meslek sahibi olan bir başka Türk S.A. (20), "Beni hücreye soktular. Karanlıktı. Beni orada tartakladılar. Bizi itfaiye hortumuyla ıslattılar nezarethanede" ifadelerini kullandı. Hative Vardar (50) isimli bir bayan da 15 yaşındaki oğlunun Belçika polisi tarafından dövüldüğünü iddia ederek, "Benim oğlumun adı Fırat. 15 yalında. Çocuğumu yerlerde sürüklemişler. Ayaklarıyla ezmişler. Coplarla dövülmüş benim oğlum. Sonrasında beyin sarsıntısı geçirmiş. Hastane hastane dolaştım bir tek rapor alabilmek için dünden beri. Polisten emir gelmiş; bu olay sebebiyle hastaneye gelen çocuklara bu tarz raporlar verilmeyecek ya da minimize edilecek diye. Yani hasar en az gösterilecek denmiş. En sonunda oğlumun beyin sarsıntısı geçirdiği anlaşılınca mecburen beyin MR'ı çektiler. Yamultmuşlar çocuğumu. Hangi devletin, hangi polisin böyle bir hakkı var? Ben kabullenemiyorum. 41 senemi bu ülkeye verdiysem, benim hiç mi hakkım yok? 4 nesildir ben bu ülkedeyim. Eğer bizi istemiyorlarsa bu kadar ırkçılık yapmaya gerek yok. Kovsunlar bizi, olsun bitsin. Ben Türk isem benim ülkem beni kabul eder. Ben Vilvoord'da okutuyorum çocuğumu, Diyorlar ya 'Burada yaşıyorsunuz, tam olarak adapte olun' diye; 'Belçikalılar gibi olun' diye; Olduk da ne oldu? Benim çocuğum bu muameleyi hak edecek ne yapmış? Benim çocuğum beni şikayet etse, ben ona el kaldırdım diye çocuğumu benden alırlar, bana da ceza verirler. Ben kendi çocuğumu dövemezken, polisler dövebiliyor. Ben bunları kınıyorum. Nerde insan hakları? Belçika'da mı? Bu yaşanan vahşettir. Çocuğumu aramaya çıktım, bulamadım. Polis haber vermek zorunda ama vermediler. İki gecedir uyuyamıyorum, depresyonlara girdim. Benim dövemediğim çocuğumu kimse bu hale koyamaz" açıklamasında bulundu.

Polisler tarafından tartaklandığı öne sürülen Fırat (15), "Herkes koşuyordu. Ben de onlarla koşarken, polis beni yakaladı. 3 kişi duvara itti, sonra yere koydular. Önce cop darbeleri aldım. Sonra 3 dakika kadar vurdular ayaklarıyla. Üzerime çıktılar. Sonra beni arabaya soktular. Dediler ki 'Sen Kürtleri seviyor musun?' Ben de 'evet' dedim benim babam Kürt ama 'PKK'yı sevmiyorum' dedim. 'Nasıl sevmiyorsun?' dedi, ben de çünkü onlar 'terörist' dedim. 'Sensin terörist' diyerek, dövdüler. Sonra 'Ermenileri seviyor musun?' diye sordular. Ben de 'evet' dedim hatta 'Kız arkadaşım Ermeni, evleneceğim' dedim. 'Peki soykırım oldu mu?' diye sordular. Ben de 'Abi o ne demek bilmiyorum' dedim. 'Sen nasıl bilmiyorsun?' deyip yine dövdüler. Bir daha sordu ben bir daha 'bilmiyorum' dedim sonra 'evet oldu de, bak vurmayalım' dediler. Ben de 'evet oldu' dedim. Sonra dövmedi" şeklinde yaşadıklarını anlattı.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler