Obezite çağımızın en tehlikeli hastalıkları arasında yer alıyor. Değişen yaşam standartları ile edinilen sağlıksız alışkanlıklar obeziteye neden olan en önemli etkenlerden. Obezite NASH, kalp hastalıkları, diyabet gibi birçok hastalığa yol açıyor. Her yıl 3 milyondan fazla kişi obezite nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu ölümler arasında alkole bağlı olmayan iltihaplı karaciğer yağlanması olarak da bilinen dünyanın en yaygın kronik karaciğer hastalığı NASH geliyor. NASH hastalığı Avrupa ülkeleri arasında en çok Türkiye’de görülüyor. Her 10 karaciğer yağlanmasından biri NASH.
Maalesef ülkemizde 20 milyon yağlı karaciğer hastası bulunuyor ve bunun en az 2 milyonu siroz riski taşıyan 'NASH' hastası. Hiç belirti vermeden ilerleyen, siroza, karaciğer kanserine ve son olarak karaciğer nakline kadar giden sinsi bir hastalık olan NASH'in henüz bilinen bir ilaç tedavisi bulunmuyor.
Prof. Dr. Yusuf Yılmaz karaciğer yağlanmasının iltihap ile birlikte seyretmesinin NASH olarak tanımlandığını belirtiyor. NASH’ın çoğu kez, yüksek şekerli ve yağlı beslenmenin ve hareketsiz bir yaşam tarzının sonucu olarak ortaya çıktığını belirten Yılmaz, şişmanlık, tip 2 diyabet ve insülin direnci ile yakından ilişkili olduğunu söyledi. Türkiye'de 3,8 milyon NASH hastası olduğu, 133 bin kişide şu an NASH'e bağlı siroz gelişmiş olduğu tahmin edilmektedir.
NASH sinsi seyreden bir hastalıktır, yani hastalar genellikle ileri evre siroz oluşana kadar hiçbir belirti vermez. Nadiren halsizlik, iyi hissetmeme, karnın sağ üst kısmında huzursuzluk, dolgunluk veya hafif bir ağrıya yol açabilir. Belirti vermemesi hastalığın önemsenmemesine yol açar, teşhisi zorlaşır. Geçmişte siroz teşhisi koyduğumuz hastaların önemli bir kısmında sirozun nedenini bulamıyorduk. Günümüzde ise bu hastalardaki sirozun nedeninin NASH olduğu anlaşılmıştır.