HABER

Bu dava 96 yıldır sürüyor

Sakarya'nın Karasu ve Ferizli ilçelerine bağlı 5 köyü etkileyen arazi sorunu 96 yıldır çözülemiyor.

Bu dava 96 yıldır sürüyor

Yaşadıkları topraklarda işgalci duruma düşen binlerce köylü, 3 kuşaktır süren arazi davası nedeniyle tarım ve hayvancılık desteklemelerinden faydalanamıyor.

Karasu'nun Adatepe, Konacık, Hürriyet köyleri ile Ferizli'nin Bakırlı ve Kusça köylerinin bir bölümünü içine alan arazi sorununun başlangıcı Osmanlı dönemine dayanıyor. 1896 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi'nde görev yapan 'Ali bey' isimli kişiye şimdiki ihtilaflı arazilere ait olduğu ileri sürülen tapu verildi. Tapu 1916 yılında iptal edildi. 'Ali bey'in varisleri, Cumhuriyet'in kurulmasının ardından iptal edilen tapuları almak için iade-i mahkeme yoluyla yargılama başlattı. Bu yargılama 1950'lere kadar sürdü. 1960'lı yıllarda söz konusu arazilerden kadastro geçti. Arazilerin tapulaştırılması sırasında köylüler ile Ali bey'in varisleri arasında ihtilaf yaşandı. 1966'da 'Ali bey'in varisleri, Osmanlı tapusunun geçerliliğini koruduğunu öne sürüp 5 köyü içine alan yaklaşık 80 bin dönümlük arazinin kendilerine ait olduğunu iddia ederek dava açtı. Aradan 46 yıl geçmesine rağmen Karasu Kadastro Mahkemesi'nde görülen dava tamamlanamadı. Dava pek çok hakim gördü. Dava sürecinde vefat edenler nedeniyle hak sahipleri çoğaldı.Yaklaşık 5 bin kişinin sonuçlanmasını beklediği dava nedeniyle köylüler tapu sahibi olamadı. Yaşadıkları topraklarda işgalci durumuna düşen köylüler, tarım ve hayvancılık desteklemelerinden de yararlanamıyor.

Konacık Köyü Muhtarı Mehmet Fidan, dedesinden kalan davayı sürdürdüklerini söylüyor. Yerlerinde işgalci olarak göründüklerini ifade eden Fidan; "Benim babam 80 yaşında babama da babasından kalan bir davayı sürüyoruz. Dava da bitmiş değil. Benim bildiğim 70 senedir bu dava devam ediyor. Yargının geç olduğundan mı? Adaletin tecelli etmediğinden mi? Verilemeyen bir dava mı? Biz hala yerlerimizde işgalci durumda görünüyoruz. Devletin verdiği desteklerden alamıyoruz. Karşı tarafın tapusu Abdülhamit'ten alma. O zaman ki savaştan sonra halkın sıtmadan öldüğü, burada bataklığın olduğu, bu bataklığı kurutup insanları sinekten kurtarmak için 'kanal açıp gölü kurutacam' denerek verildiği iddia edilen bir yer. Ama ne kanal açıldı, ne de kurutuldu. Köylü kendi imkanlarıyla kurutarak ovayı bu hale getirdi. Karşı tarafın gölü kuruttuk iddiası yalan" diye konuştu. "Davada kaç hakim değişti onu bile bilmiyoruz" diyen Fidan, şunları söyledi: "Bence 50'den fazla değişti. Hakim geliyor, davaya tam vakıf oluyor tayini çıkıyor. Burada bir hakim dava sonuçlandıramadı. Yakın zamanda sonuçlanacağına dair umudumuz yok. Bizim görüştüğümüz kişiler 'bir 50 yıl daha sürer' diyorlar. Devletin bu işe el atmasını istiyoruz. Devlet bu işe el atıp, karşı tarafla görüşüp bizlere haklarımızın tapularımızın verilmesini istiyoruz."

BABAM BU DAVANIN SONUNU GÖREMEDİ, BENDE GÖRECEĞİMİ SANMIYORUM

Adatepe Köyü'nün muhtarı Turan Kırman ise bitmek bilmeyen dava nedeniyle köylülerin mağdur olduğunu dile getiriyor. Bin 300 kişinin yaşadığı köyde evlerin ve tarım arazilerinin tapularının olmadığını kaydeden Kırman, davanın yakın zamanda sonuçlanmasını beklemiyor. Kırman, "Davanın başlangıcı bildiğim kadarıyla 1894. Dava Ali bey tarafından açılmış. 7 dönümlük araziyi kuruttum diye başlayan dava 1947'de 80 bin dönüme çıkarak 5 köyü içine alıyor. Yaklaşık 110 senedir bu dava sürüp gidiyor. En az 50-60 hakim eskimiştir. Şuana kadar hiç bir hakimde gelip yerinde keşif yapmamıştır. Gelen hakim 2 senede zamanı dolup gidiyor. Tapu ve mal müdürlüklerinde kaybolan evraklarımız, daha önce dinlenen yaşlı tanıkların olmayışı, karşı tarafın kendi tespit ettiği bilirkişilerle yalan beyan ifadelerle 110 senedir sürüp gidiyor. Hala tapularımıza kavuşamadık." dedi.

Köyde evlerin ve arazilerin tapusunun olmadığını anlatan Kırman, şunları anlattı; "Hayvancılık yapıyoruz. Kooperatifimiz var. Destekleme alamıyoruz. Hiçbir şeyden yararlanamıyoruz. Ama devletin alacağı olduğu zaman gelip buradan rahatlıkla bizden her şeyi tahsil edebiliyor. Ama biz sesimizi hiç bir yerlere duyuramıyoruz. Bir an önce bu yerlerin çözüme kavuşturulup tapuların verilmesi lazım. Bu insanlar mağduriyetten kurtulması lazım. Benim köyümde bin 300 kişi yaşıyor. 5 köyü hesaplarsak yaklaşık 5 bin kişi mağdur. Benim babam burada doğdu. 84 yaşında öldü. O davanın sonunu göremedi. Bende göreceğimi sanmıyorum. Belki torunumun torunu görebilir."

(CİHAN)

En Çok Aranan Haberler