HABER

Bu Dünya Çin'e de Hindistan'a da yeter mi?

Asya'nın iki devi Çin ve Hindistan arasındaki ilişkilerin geleceğine işbirliği mi yoksa rekabet mi damga vuracak? Pekin'den gazeteci Kamil Erdoğdu'nun izlenimleri.

Kamil Erdoğdu

Pekin

İki ülke arasında 16 milyar dolarlık anlaşma imzalandı

Her ülkenin olduğu gibi Çin’in de dış politikasında komşularıyla ilişkilerinin özel bir yeri var.

Ancak Hindistan’la 1962 yılında çıkan kısa süreli savaş bu ülkeyle ilişkileri daha hassas hale getirdi. İki ülkenin de küresel ekonominin yükselen güçleri olmasından dolayı Çin-Hindistan ilişkileri dünya kamuoyunca yakından izleniyor.

Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun son ziyaretinde ekonomik konular öne çıktı. Hatta Çin gazetelerinin manşetlerinde “Wen’in ziyaretinde gündemin ilk maddesi ticaret” şeklinde ifadeler kullanıldı. Çin Başbakanı, 2005 yılından beri Hindistan’ı ilk kez ziyaret etti. 2005 yılındaki ziyaret sırasında ve sonrasında dünya basınında ilginç bir tartışma vardı.

Çin, küresel ekonomide dünya çapında bir güç merkezi olurken, ekonomistler “Hindistan, Çin’den rol çalar mı?” sorusunu ortaya attı.

Bu soruya “evet” diye yanıt veren uzmanlar Hindistan’ın avantajları arasında Çin’den daha fazla eğitimli nüfusa, daha kalabalık İngilizce konuşan orta sınıfa ve Batılı anlayışa daha yakın ve bağımsız bir hukuk düzenine sahip olmasını sayıyordu. Hatta Hindistan’ın coğrafi konum itibariyle Ortadoğu’ya yakın olduğuna işaret edilirken, Avrupa ve ABD’yle önemli stratejik ortaklıklar kurabilecek pozisyonda olduğu ileri sürülüyordu.

Bazı ekonomistlere göre ise ortada birinin kazanacağı, diğerinin kaybedeceği bir yarış yoktu; her iki ekonomi de yükselirken kazan-kazan ilkesine dayalı bir durum oluşturulabilirdi. Çin-Hindistan ilişkilerinin düzelmesinde Sovyetler Birliği’nin dağılması da olumlu bir faktör olarak gösteriliyor. Sovyetler Birliği’nin dağılması, önemli bir müttefiki darbe alan Hindistan’ı, Çin’le ilişkilerini iyileştirmeye yöneltmişti. Ancak Çin’in ekonomik bir ortak mı, yoksa ulusal güvenliğe karşı bir tehdit mi olduğu sorusu uzun süre Hindistan’da yanıt bulamadı.

Birbirlerini, Asyalı birer güç olarak kabul etmeleri, çok kutuplu dünya düzeni istemeleri, terörizmi tehdit olarak algılamaları, enerji alanında rakip olsalar da işbirliği olanağı bulunması taraflar arasında yakınlaşmayı hızlandıran faktörler oldu.

Çok kutuplu dünya düzeni Wen Jiabao’nun Yeni Delhi’de mevkidaşı Manmohan Sing’le yaptığı görüşmede İkili Stratejik Ekonomik Diyalog Mekanizması ve İcra Kurulu Başkanları (CEO) Forumu'nun oluşturulması kararlaştırıldı; bu yıl 60 milyar ABD Doları olan ikili ticaret hacminin 2015 yılında 100 milyar dolara çıkarılması hedefi üzerinde fikir birliğine varıldı ve 2011'in "Çin-Hindistan Yılı" ilan edilmesi ve bununla ilgili etkinlikler kapsamında karşılıklı olarak 500 gencin davet edilmesi karara bağlandı. Ziyaret sırasında iki tarafın işletmeleri arasında toplam değeri 16 milyar doları bulan anlaşmalar imzalandı. İki başbakan aralarındaki sınır sorunlarının çözüme ulaşması için zamana ihtiyaçları olduğunu yineledi. Çinli uzmanlar da sınır görüşmeleri için “bu kesinlikle uzun bir süreç olacak” değerlendirmesinde bulundu.

Her ne kadar son yıllarda ekonomi alanında atılan adımlar öne çıksa da, karşılıklı güvenin tam olarak tesis edilememesi nükleer güce sahip iki ülkenin ilişkilerindeki temel sorun olarak kabul ediliyor. Çin, Hindistan’ın ABD’yle, Hindistan da Çin’in Pakistan’la olan ilişkilerine şüpheyle yaklaşıyor. Çinli gazetecilere göre, Pekin yönetimi komşularıyla rekabette en çetin mücadeleyi Hindistan’a karşı verecek.

Pekin’de görev yapan Hindistanlı bir gazeteci dostum da iki ülke arasında karşılıklı güvenin oluşturulmasındaki zorluktan bahsederken, Hindistan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliği adaylığını örnek göstermişti.

Gazeteci dostum, “Pekin yönetimi Hindistan’ın Birleşmiş Milletler’de daha fazla rol oynamasını ve Güvenlik Konseyi’ne üye olmasını desteklediğini açıkladı, ama bunun daimi üyelik olacağını ifade etmedi” demişti.

Yeni Delhi’ye 400 kişilik bir heyetle giden Başbakan Wen Jiabao’nun sözleri, Çin’in Hindistan’la olan ilişkilerine yaklaşımını özetliyordu:

“Dünya Çin’in de, Hindistan’ın da kalkınmasına yetecek büyüklükte.”

En Çok Aranan Haberler