Birazdan göreceğiniz taştan ya da demirden yapılan heykellerin barındıkları anlamları öğrendiğinizde kalbinizde bir yerler acıyacak. Bazen sanat, içinde barındırdığı anlamla güzeldir.
İşte o 7 heykel ve anlamları...
Belçika’daki Lady Antwerp Katedralinin önündeki bu anıt ilk bakışta çok masum ve sevimli gözükebilir, ancak arkasında yatan hikaye biraz farklı bir bakış açısı sunuyor. Heykel, ünlü bir 19. yüzyıl masalının kahramanları olan Nello ve onun evcil köpeği Patrasche’ nin hayatını anlatır. Nello, yoksulluk ve açlıkla mücadele edereke geçirdiği hayatında birçok zorlukla karşı karşıya kalmıştır ve sonunda en iyi arkadaşı Patrasche ile dondurucu bir kış akşamının sabahında bu kilisenin önünde donarak hayatını kaybetmiş bir şekilde bulunur.
Paige Bradley isimli heykeltıraş tarafında yapılmış olan bu eser spesifik bir hikayeyle ilişkili olmasa da aslında hepimizin içinde taşıdığı bir şeyi anlatıyor. Tam adıyla ilişkili olan “Expansion” hayatın içerisinde var olan yanlış anlaşılmalar, beklentiler ve yorucu ofis saatlerinin altında gömülü kalmış potansiyelimizin dışa vurumunu temsil ediyor.
Sanat eserinin sergilenmesi için uğraşırken sürekli reddedilen sanatçı, bir gün bu öfkeyle heykeli bir yerden fırlatmış ve sonrasında parçaları tekrar bir araya getirerek böyle bir eser ortaya çıkarmış. Sanatın bu çok yönlülüğü, bize onun nasıl her yönüyle hayatın bir parçası olduğunu gösteriyor.
New York'taki Birleşmiş Milletler merkezinde devasa bir Colt Python 357 Magnum tabanca var. “Şiddetsizlik” heykeli olarak da bilinen bu anıtın daha da büyük bir anlamı var. Bu bronz sanat, 1985 yılında şarkıcı John Lennon'un anısına arkadaşı Carl Fredrik Reuterswärd tarafından yapılmış The Beatles'ın kurucusu John, söylentilere göre kendi evinde vurularak öldürülmüştü.
Alexander Milov tarafından yaratılan bu heykel, ilk olarak Nevada'daki Burning Man'da sergilenmişti. Bu sanat eserinin çeşitli şekillerde yorumlanabilmesi şaşırtıcı, en yaygın olanları ise ayrı ebeveynleri bir arada tutan çocuklar, egolarını yenik düşen aşıklar ve çocukluklarında kaybolan yetişkinlerin sıradan hayatlarını anlattığı düşünceleri…
II. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerden ayakkabılarını geride bırakmaları ve nehrin yanında durmaları istendi. Tuna kıyısındaki ayakkabılar, nehir kenarında hayatını kaybeden 3.500 kişinin anısına demir ayakkabılar içeren bir ulusal anıt olarak canlandırıldı. Bu anıtı Budapeşte, Macaristan’da ziyaret edebilirsiniz.
Hachiko, Ueno adında bir üniversite profesörü tarafından sahiplenilen dünya güzeli bir köpek, Hachi her gün Ueno’nun istasyona dönmesini bekler ve onunla eve gelirdi. Profesör serebral kanama nedeniyle işyerinde fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı, sonuçsa malum... Efendisinin artık geri dönmeyeceğinden habersiz olan Hachi, ölene kadar, her gününü Ueno'yu istasyonda bekleyerek geçirdi. Külleri ise Ueno’nun yanına gömüldü. Eğer hala izlemediyseniz 1987 yapımı filmini şiddetle öneriyoruz…
Bakü’de 1918-1920 yıllarında Bolşevik işgalinin arifesinde Müslüman bir Azeri genci olan Ali Han Şirvanşir ile Hristiyan Gürcü kızı Nino Kipiani arasında yaşanan imkansız aşkı konu edinen bu anıt Tamara Kvesitadze tarafından dizayn edilmiş ve tüyler ürperten bir özelliği var.
Gürcistan Batum’daki bu heykeller her sabah saat 07.00’da birbirlerine dönerek kısa bir süreliğine öpüşüyor ve sonra yolları ayrılıyor ve kendi yollarına devam ediyorlar.