Başbakan Erdoğan, hükümet olarak Kürtçülüğe de Türkçülüğe de karşı olduğunu açıkladı.
Başbakan Erdoğan 2011 yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'na ilişkin Meclis Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulunuyor.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin ne zaman düze çıkmak istese hemen ardından sorunların yaşandığını belirterek hükümet olarak hertürlü iç ve dış oyunu boşa çıkartarak ülke için çalışmalarını sürdürdüklerini anlattı.
Başbakan Erdoğan, Mardin Bitlis ve Konya temasları ile ilgili açıklamalarda bulunarak bu illerde yapılan yatırımları dile getirdi. Başbakan Erdoğan Konya-Ankara hızlı treninin 2011'de hizmete alınacağını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan Bitlis -Muş arasındaki 1900 metrelik tünelin açılışını yaptıklarını, bu bölgelerde bunun yaşanmadığını söyledi.
Türkiye'nin sadece kendi içinde değil TİKA kanalı ile Kafkasya ve Balkanlar'da çok önemli çalışmalar yaptığını belirten Erdoğan TİKA'nın 37 ülkede hizmet edecek noktaya getirdiklerini anlattı.
Başbakan Erdoğan, son 15 Günde Ekonomik İşbirliği Teşkilatı zirvesinin İstanbul'da yapıldığını, bunun yanında Türkiye Afganistan Pakistan görüşmelerinin yapıldığını, ayrıca Türkiye Suriye arasında 13 bakanın katıldığı zirvenin gerçekleştiğini anlattı.
Başbakan Erdoğan kürsüye gelen bazı arkadaşların Mizan olacak dediğini buna karşın insanlarda aynı zamanda İnsaf olması gerektiğini dile getirerek insanların yapılanları gördükleri için 8 yıldır AK Parti'yi iktidarda tuttuğunu anlattı. Başbakan Erdoğan 1800'lü yıllarda Mardin kalesinin tamiri için Padişahlık fermanının çıktığını hükümet olarak bu kaleninin şimdi restoresyonunun yapıldığını anlattı.
Türkiye'nin 156 tane üniversitesi olduğunu ve her ilde üniversite açtıklarını bu üniversitelerle birlikte şehirlerin değiştirdiğini anlatan Erdoğan, 8 yılda inşa edilen 13 bin 500 metre uzunluğundaki duble yollar ve havaalanlarının şehirleri değiştirdiğini anlattı.
Erdoğan, Türkiye'nin yıllardır çivi dahi çakılmayan illerinde dahi büyük bir hareket yaşandığını dile getirdi. Erdoğan, batıda umut ne kadar çoğalıyorsa güneydoğuda aynı şekilde kalkınıyor. Erdoğan, bizim lügatımızda ayrımcılık, insanları bölgelere göre ayırma yoktur." dedi. Erdoğan, insanları dinine mezhebine göre ayırt etmedik etmiyoruz. dün de etnik milliyetçiliği yapmayacaklarını söylediklerini, etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçilik yapmayacaklarını söylediklerini 8 yıldır da bunu yapmadıklarını anlattı.
2005'te Tek bayrak, tek millet tek devlet dediklerini anlatan Erdoğan, alt kimlik üst kimlik olayına dikkat çekerek, üst kimliğin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır, ben Kürt sorununu savunuyorum ama kürtçülüğün de türkçülüğünde karşısındayım. Belediyeler devletin resmi kurumlarıdır. Bu ülkenin resmi dili Türkçe'dir Resmi dil ne ise o kullanılmasıdır. Ademi merkeziyetçiliğin siyasi tanımına karşı olduğunu sadece hizmet içerikli ademi merkeziyetçilikten yana olduğunu anlattı.
Erdoğan, köy boşaltmaların, işkencelerin, darbe girişimlerinin sorgulandığı bir Türkiye var, çekiç gücün gönderildiği, ana dilde yayın yapıldığı bir Türkiye var." dedi.
Başbakan Erdoğan, bu tartışmaları sürekli gündeme getirmek Türkiye'ye faydalı olmayacağını belirterek, "Milli birlik ülkeyi yüceltme projesidir. Bu proje istismacıların elinden oyuncaklarını alıp ülkeyi rahatlatma projesidir. Biz ülkenin gelişmesi için çaba harcarken birileri toplumun sinir uçlarına dokunarak gerilim üretmeye çalışıyor. Türkiye seçime giderken, istikrarla giderken aynı oyun yeniden kuruluyor yeniden kurgulanıyor. Fidan kök salmaya başlarken yeniden kurutulmak dalları budakları yeniden kırılmak isteniyor. bu tuzak çok karanlık ve çok bildik bir tuzaktır. Kim ne yapasa yapsın benim milletim bu tezagaha gelmeyecek ve bu tuzağa düşmeyecektir." Bu tuzağın içinde terör örgütü var, terör örgütü ile birlikte hareket edenler var mayfa ve çeteler var. Seçim öncesinde milletin gerginlik oluşturup milletin tercihlerini değiştirmeye çalışma çabası var. Tüm bunlar hangi amaca hitap eder. Yapılan bu iş çözüme bir katkısı var mı ateşe benzin döken siyaset tarzının kime ne faydası var.
Bizim kimseden demokrasi dersi almaya ihtiyacımız yok. Bize demokrasi dersi verenler 12 Eylül referandumunda vatandaşa neleri empoze ettiklerine baksınlar. Bu ülke sahipsiz değil, bu millet çaresiz değil. Biz bu topraklar üzerinde hiçkimseye ameliyat yaptırmayız.
Dağdaki terörist ile bu ülkenin dairelerinin koridorlarına kadar nasıl girildiğini milletim çok iyi anlıyor.