Halk arasında 'kısırlık' olarak bilinen infertilite, 'en az 1 yıl süreyle korunmasız düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik sağlanamaması durumu' olarak tanımlanıyor. Hem kadın hem de erkekten kaynaklanan bir sorun olabilen kısırlığın çiftlerin yaklaşık yüzde 15’ini etkilediğini ve bu oranın her geçen gün arttığını biliniyor. Kısırlığa karşı korunmak için beslenmeye çok dikkat edilmeli.
Türkiye'de yaklaşık 1.5-2 milyon kişinin kısırlık sorunu ile karşı karşıya. Gebelik yaşının ertelenmesi, obezite, elektromanyetik dalgalar, hormonlu ve genetiği değiştirilmiş gıdalar, stres, sigara ve alkol kullanımı, cinsel yolla bulaşan hastalıkların infertilite nedenleri arasında ön sıralarda geliyor.
Modern yaşamla birlikte fast-food beslenmenin arttığını, insanların evlerinde bilgisayar başında daha az sosyal, hareketsiz bir yaşam sürmeye başladığı bilinen bir gerçek. Bunların hepsi kısırlığın en önemli risk faktörleri arasında sayılıyor.
İnfertilitenin diğer bir nedeninin de hormonlu ve genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren gıdalar olduğu kanıtlanmış bir gerçek. Hormonlu gıdalardaki östrojen hormonu; erkeklerde meme büyümesine, cinsel güç kaybına, kadınlarda da ovulasyonun baskılanmasına neden olmaktadır. Büyükbaş hayvanların hızlı bir şekilde kilo almalarını sağlamak için verilen hormonların etini yiyen kişilerde de yine fertilizasyonun azaldığı bildirilmektedir
Folik asitin progesteron seviyesini düzenlediğini ve düzenli yumurtlama için önemli. Beslenmenin kısırlıktan korunmada önemli bir yeri olduğu unutulmamalı. Yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, yumurta, kuşkonmaz, brokoli, lahana, Brüksel lahanası, muz, avokado gibi besinler folik asit içerir. Yeşil yapraklı sebzelerde bulunan demir, magnezyum, çinko ve kalsiyum içeriği de gebe kalma sürecine oldukça olumlu etkileri saptanmıştır.
Diyetisyen Bahtınur Yılmaz, beslenmede genel olarak dikkat edilmesi gerekenleri ise 10 maddede şöyle sıraladı:
"Hayvansal protein yerine bitkisel protein ağırlıklı beslenilmeli. Doymuş yağları (hayvansal yağlar) kısıtlayıp, bitkisel yağların tüketimi artırılmalı. Kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri (sucuk, salam, sosis gibi) kısıtlanmalı. Rafine ve basit karbonhidratlar yerine, tam tahıllı ürünlerin tüketimi artırılmalı. Sebze ve meyve tüketimi artırılmalı. Vitamin ve mineral eksiklikleri göz önünde bulundurulmalı, eğer eksiklik varsa takviye alınmalı. Alkol tüketimi kısıtlanmalı. Koruyucu ve katkı maddesi içeren hazır paketli gıda alımı sınırlandırılmalı. Omega-3 desteği alınmalı. Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz yapılmalı."