Ne güzeldi 80'lerin ve 90'ların saçma sapan kalıpları. İşte, rezalet kıyafetleri ve saçlarına uyan, şeklen utanç verici bir dönemin sözcük kirliliği.
İşte en büyük kâbusumuz. Toplumsal cinnet sebebimiz. Maradona'nın çok az sevimli versiyonunu mu istersiniz, Levent Kırca'nın biraz önce sarhoş taklidi yapmış gibi duran versiyonunu mu? ikisini de istemezsiniz değil mi? Ama o zamanlar kimseye "ister misin?" diye sormadılar.
Bir reklam sloganıydı. Özellikle siyaset tartışmalarının, kahvehane, berber sohbetlerinin değişilmez söz
öbeği oldu. Konuşmayı tekeline almak isteyen, kimseleri beğenmeyenlerce benimsendi.
Hakan Peker, "Hey Corç" isimli şarkısını yaparken dillere dolanmasını amaçlasa da, herhalde böyle bir felakete yol açacağını bilmiyordu. "Aynı malı deme Corç" şeklinde bir reklâm bile vardı. Uzunca bir süre isimleri büyük çoğunlukta "Ahmet, İrfan, Sezai, Zeynel" olan insanlar birbirlerine "Corç" diye hitab ederken, milletten para dilenmek de gayet normal kabul edilmeye başlandı.
Aslı "Alo ne okuyayım" şeklinde ve Mustafa Keser tarafından telefonla cani: yayına katılan izleyicilere sorulmaktaydı. Ancak zamanla okuyayım, koyayım oldu. Bu söz özellikle 90'larda büyük gelişme
gösteren Merter ve Zeytinburnu tekstil esnafı arasında popüler oldu.
Süper zeka bir laf cambazı tarafından icat edildiği sanılan bu muhteşem kelime oyunu, tahminen ilkokulun birinden tüm ülkeye dalga dalga yayıldı. Oldukça kusurlu bir hatıra olarak tarihe geçti.
Karşısındaki kendisini anlamaymca, anlaşılır konuşmak yerine "Zıt Tokai" diyen 90'lar insanları o dönemde tartışılmaya başlanan iletişim kopukluğu sorununun pankart taşıyanı, bayrak sallayanıydı.
Dilimizin yakın tarihinin en büyük utanç kaynaklarından biri, tarihe gömülüşü belki de en hayırlı deyiş.
Levent Kırca'nın bir skecinden ortaya çıktı. Kafasına balta saplanmış olarak eve gelen bir adamın eşi ona bu soruyu soruyordu. Bir ara herkes birbirine bunu söylediği için şapka, bere takan kalmamıştı.
İşte "Bizimkiler" dizisinin en meşhur repliği. Almanya'dan gelmiş olan Davut Usta birazcık sapık olan oğlu Halis merdivenleri ikişer çıktığında bile ona Almanca "Dur, aptal" anlamına gelen bu sözü söylüyordu. Büyük bir kitleye Almanca iki kelime öğretti. Zamanla birçok kişi "Ja, VVunderbar, Weiter" gibi kelimeleri de öğrendi.
Karşındakini yererek sevme ekolünden çıkan bu sahte hörmetli hitab kelimesi, her yaştan beyni pörsümüşlerin sloganıydı. "Öyle değil mi moruk?" seklinde kullanılırdı.
Tarkan'ın "Kıl oldum" şarkısına ait olan bu replik de geçmiş zamanda bir evlat gibi sahiplenildi. Unutulmasına en sevindiğimiz kalıplardandır kendisi.