Bazıları başarılı olurken bazılarıda başarısız olmuştur. Topladığımız bu 6 suikast eğer gerçekleşseydi tarih belki şuan farklı olabilirdi.
“Farzedelim Hitler Valkyrie suikast komplosunda gerçekten öldürülmüş olsaydı?” Cevap: Değişen çok birşey olmazdı. Ama olay her zaman böyle olmuyor. Bazı suikast girişimlerinde başarılı olunsaydı dünya şu anda korkunç bir halde olabilirdi.
İşte o 6 suikast!
Hedef: Vladimir Lenin
Eğer başarılı olunsaydı: Naziler II. Dünya Savaşı’nı kazanırlardı.
Fanny Kaplan Bolşevik devrimi sırasında politik bir devrimciydi. Bolşevik olmamasına rağmen sosyalist bir devrimciydi. Lenin başa geçtikten kısa bir süre sonra partisini yasakladı. Aklı biraz kaçık olan Fanny’e göre Lenin’i öldürmek, partisini tekrar hayata geçirmek için iyi bir plan gibi göründü.
30 Ağustos 1918’de Lenin’e 3 el ateş etti. Lenin bu suikast girişiminden kurtuldu ve Fanny Kaplan’i 3 gün sonra öldürttü.
Peki ya başarılı olsaydı?
Bolşevik Devrimi çökerdi ve Naziler II. Dünya Savaşı’nı kazanırdı.
1918’e kadar Lenin’in insanları esinlendirme yeteneği ve ona karşı gelen herhangi birini öldürmesi Bolşevikleri beraber tutuyordu. Özellikle Beyaz Rus’lar müttefikleri desteklerken.
Lenin olmadan, Beyaz Rusyalılar Rusya’nın kontrolünü kazanırlardı ve komünist olmayan belki demokratik bir hükümet ortaya çıkabilirdi. Böylece Joseph Stalin milyonlarca Rus’u öldürmezdi – bu iyi olurdu ama – aynı zamanda “Uncle Joe” olmazdı ve Rusya ordusu II. Dünya Savaşında 10 Almandan 8’ini öldüremezdi.
Ayrıca bu aynı zamanda Hitler’in Rusya hakkındaki planları başarılı olmasına ve Nazilerin savaşı kazanmak için ihtiyaçları olan insan kuvvetine, ham maddelere ve yiyeceklere sahip olmasını sağlardı.
Hedef: Franklin Delano Roosevelt
Eğer başarılı olunsaydı: Faşist bir gezegen
1933 yılının Şubat ayında, Amerika krizin ortasındaydı ve Franklin Roosevelt’in göreve başlamasına 1 ay vardı. Ama Giuseppe Zangara neredeyse 20. yüzyılı tersine çeviriyordu. Miami’de Franklin Roosevelt’in konuşması sırasında onu öldürmek için geldi.
Neyse ki Zangara çok kısaydı ve sallanan bir sandalye üzerinde durması gerekiyordu. Bu yüzden de hedefi vuramadı. Kalabalık onu sandalyeden devirince Roosevelt’in yönüne doğru rastgele ateş açtı.
Peki ya başarılı olsaydı?
Tarihin en etkili insanlarından birinin yok olması haricinde, günlük hayatımızda ne farklılık olurdu? Bir uzmana göre, bilimkurgu kitabından fırlamış gibi bir gezegende yaşıyor olurduk. Hatta bunun hakkında biri bir kitap yazdı ve o kişi de Philip K. Dick’ti.
1963’ün The Man in the High Castle kitabında Dick Roosevelt’in suikastını “sapma noktası” olarak görüyor ve Başkan Garner’ın başa geçmesiyle kaynaklanan olayların domino efektine önem veriyor. Garner, Roosevelt’in tersine, savaş sırasında tecrit politikasına bağlı kalıyor. Müttefikler Amerika’nın yardımı olmadan yeniliyorlar ve kısa bir süre sonra Mihver Devletleri gözünü Amerika’ya dikiyor ve 1948’te fethediyor.
Hitler yaşıyor ama hastalıktan zayıf düştüğü için, onun altındaki adam Mein Kampf ajandasıyla devam ediyor.
Hedef: II. Dünya Savaşı sırasında teslim olmak üzereyken Japon İmparatoru Hirohito ve diğer politikacılar.
Eğer başarılı olunsaydı: Japonya verimsiz bir çöplük olurdu.
1945 yılının Ağustos ayının ortalarında, savaş Pasifik OkyanusunU geçTİ. Sovyetler Birliği Japonya’yı Mançurya’dan kovmuştu; Hiroşima ve Nagazaki hala için için yanıyordu; ve İmparator Hirohito teslim olacaklarını ilan edecekti.
Ama herkes Müttefiklere teslim olma fikrini beğenmiyordu. Böylece Savaş Bakanlığı ve İmparator bekçileri Hirohito’nun anonsunu engellemeyi planladılar. İmparator hariç savaş karşıtı herkesi öldüreceklerdi böylece geri kalanlarda “koruma altına” alınacaklardı.
Sonra Japonya’nın savaşma isteğini belirten başka bir konuşma yayınlanacaktı. Neyse ki 4 memur suikastçileri yakaladı ve bu plan son dakikada suya düştü.
Peki ya başarılı olsaydı?
Japonya verimsiz bir çöplük olurdu ve hepimiz radyoaktif yaratıklar olurduk.
Eğer Hirohito teslim olmasaydı, Müttefikler Opration Downfall’u gerçekleştirerek – hem Japonların hem kendi askerlerinin – milyonlarca insanın ölümüne sebep olucaklardı. Bir ordu planlayıcısı X-günü – 1 Kasım 1945 – için hazırlanmış 7 atom bombası olduğunu tahmin etti.
Ayrıca Amerikalılar neyle uğraştıklarını bilmediklerinden, sadece 48 saat sonra bölük bölük asker yollamayı planlıyordu. Sadece Amerikan askerlerinin olacağını düşünmeyin, İngiliz, Avustralyalı, Kanadalı ve Yeni Zelandalı askerlerde gidiceklerdi.
Hedef: Kraliçe Elizabeth I
Eğer başarılı olunsaydı: Amerika varolmazdı.
1588’te İngiltere birçok düşmanı olan izole edilmiş bir adaydı ve İspanya Yeni Dünyanın lideriydi. Ama İspanyol kral Philip daha fazlasını istedi. Özellikle de oğlunun İngiltere’nin başına geçmesini ve Katolik olmasını. Bu yüzden Elizabeth I’in ortadan kalkması gerekiyordu.
Kendine bir donanma kurdu. Ama ne yazıkki kötü planlama ve hava muhalefeti yüzünden İngiliz adaları civarında donanması battı.
Peki ya başarılı olsaydı?
Eğer Philip I. Elizabeth’i öldürseydi, hiç bitmeyen Katolik – Protestanlık savaşı sona ererdi.
İspanyolların İngiltere üzerindeki etkisi muazzam olurdu. İspanyolca konuşuluyor olurdu. Bunun yerine İngiltere hüküm sürmeye devam etti. Ama eğer donanma İngiltere’ye ulaşsaydı protestanlığı kökünden soukp atardı bu da dinci İngiliz kolonilerinin olmayacağının, Birleşik Krallık’ın varolamayacağına ve Amerikan Devriminin olamayacağı anlamına gelirdi.
Hatta İspanya kuvvetli donanmasıyla Yeni Dünya’yı fethetmeye devam ederdi. Avrupa ve Kuzey Amerika İspanya’nın kontrolünde olurdu.
Hedef: Kral I. James ve meclis
Eğer başarılı olunsaydı: Amerika yine varolmazdı.
5 Kasım 1605’te kızgın İngiliz katolikleri Kral I James’i ve meclisi öldürerek dini yayabileceklerini düşündüler. Planları basitti: 36 fıçı barutu House of Lords binasının bodrumuna koyup ateşe verdikten sonra kaçmak ve bunun sorumlusunun devrim olduğunu öne süreceklerdi.
Ancak James suikastinden haberdar oldu ve komplocuları idam ettirdi.
Peki ya başarılı olsaydı?
Bazı tarihçilere göre bu fikir terörizmin bir hareketidir ve başarılı olunsaydı ülkenin Katoliklerine karşı bir antipati yaratabilirdi. Kral James’in oğlu Charles’ın katoliklere karşı yaklaşımı daha yumuşaktı ve bu bütün soğukluğu ortadan kaldırdı. Ama eğer başarılı olsalardı katoliklere bakış açısında ne olabileceğini siz düşünün.
Büyük ihtimalle Charles Protestanlık üzerine deliye dönecek ve İngiltere’yi Protestan bir padişahlık sistemine sürükleyecekti. İngiltere Tanrı’dan en çok korkan ülke olacak ve Mayflower yolculuğu hiç gerçekleşmeyecekti – tutucuların ülkeyi terketmek için nedenleri olmayacaktı.
Mayflower olmadan, demokrasi sistemini kolonilere yayan döküman Mayflower Compact olmayacaktı.
Hedef: George Washington
Eğer başarılı olunsaydı: İngilizler savaşı kazanacak ve Amerika var olmayacaktı.
21 Haziran 1776’da Tory adı altındaki İngiliz yandaşı Amerikalılar George Washington’u öldürmeyi ve krala sadık kişileri esir almayı planladı. Bu komplonun içinde Washington’un özel korumalarından birkaçı, New York’un eski valisi ve şimdiki belediye başkanı da vardı.
Sadece bir tane komplocu mahkemeye çıkmıştı o da Thomas Hickey’di. Komplonun farkedilişinden 1 hafta sonra 20,000 seyirci önünde idam edilmişti.
Peki ya başarılı olsaydı?
İngilizler Revolutionary Savaşını kazanırlardı.
Çoğu kişiye göre Amerikan ordusu yenilirdi. Ama Washington’ın liderliği olmadan ve büyük savaşlardan kaçınma stratejisi olmadan devrim kısa bir süre içinde biterdi.
Özellikle de bütün ordu 1776’ta anlaşmalarının sonunda işi bırakmak üzereyken. Onları devam ettiren Washington’un karizması ve ilham gücüydü. Devam etmeye karar verdiklerinde Washington kongrenin anlaşmaları değiştirerek savaş sonuna kadar kalmalarını sağladı. Washington ve Kral Louis olmadan, İngilizler onları ezerdi.
