MANİSA (AA) - MEHMET AKİF SARIHAN - Manisa'nın Sarıgöl ilçesinde geleneksel yöntemlerle elde edilen tarhanaya yaklaşık 150 yıldır sadece bu bölgenin bir mahallesinde yetiştirilen kırmızı biber lezzet veriyor.
Anadolu'nun birçok bölgesinde sonbaharda tarhana telaşı yaşanıyor. Türk kültürünün vazgeçilmez damak tatları arasında yer alan tarhananın yapımı, küçük farklılıklarla yöreden yöreye değişiyor.
Manisa'nın Sarıgöl ilçesinde imece usulü hazırlanan tarhana, sadece bir mahallede yetiştirilen kırmızı biberin verdiği lezzetle diğerlerinden farklılık gösteriyor.
Sarıgöllü kadınlar, yaklaşan kış öncesi sabahın erken saatlerinde toplandıkları evlerde el birliğiyle tarhana yapıyor.
Yoğurt, un, nohut, kırmızı Emcelli biberi, domates, soğan, dereotu, maydanoz, nane ve ekşi maya karışımından elde edilen tarhanayı bezlerin üzerine sererek güneş görmeyen bir odada yaklaşık bir ay bekleten kadınlar, daha sonra mayalanan tarhanayı güneşte kurutmaya bırakıyor.
Kuruduktan sonra eleklerle toz haline getirilen tarhana, bezden torbalara ya da cam kavanozlara konuluyor ve tüketilmek üzere saklanıyor.
Sarıgöl tarhanasının eşsiz lezzeti, kullanılan kırmızı biberde saklı. İlçenin kırsal mahallelerinden Emcelli'de yaklaşık 150 yıldır kendi tohumundan üretilen kırmızı biber, sadece tarhana için yetiştiriliyor.
Sarıgöl'de "tarhana biberi" olarak da bilinen bu lezzet, tarlada hasat edildikten sonra tarhana yapımı için saklanıyor.
Tarhana yapan kadınlardan Derya Öztürk Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ege Bölgesi'nde her yörenin kendine özgü tarhana tarifi olduğunu söyledi.
Sarıgöl tarhanasının sırrının, kırmızı biberde olduğunu dile getiren Aydın, "Kullandığımız kırmızı biber sadece Emcelli Mahallesi'nde kısıtlı olarak yetiştiriliyor ve kilogramı da 15-20 liradan satılan kıymetli ürün. Bu kırmızı biber, tarhanamıza özel bir lezzet katıyor." diye konuştu.
- "Mideyi yakmıyor"
Aydın, Emcelli biberi tohumunun çevre ilçe ve mahallelere götürülerek deneme ekimlerinin yapıldığını ancak aynı lezzeti alamadıklarını dile getirdi.
Biberde yaklaşık 150 yıldır aynı tohumun kullanıldığını anlatan Aydın, "Bu biber ağzı yakıyor ancak mideyi yakmıyor. Her sabah bir evde toplanarak imece usulü tarhana yapıyoruz. Yaklaşık bir ay süren tarhana yapımını bu şekilde kolaylaştırıyoruz. Yardımlaştıkça tarhananın lezzeti artıyor." ifadelerini kullandı.
Hafize İlkhan da tarhana yapımın meşakkatli bir iş olduğunu belirtti.
Tarhananın, bölgenin geleneksel çorbası olduğunu vurgulayan İlkhan, "Zengininden fakirine, 7'den 70'e herkes tarhana tüketir. Misafirlerimize de önce tarhana ikram ederiz." dedi.