Bazılarına göre burç taşları kutsal kaynaklara dayanıyor. Bazılarına göre ise, Atlantis döneminden, antik çağlardan beri gelen kültürün bir parçası. MÖ 3000' li yıllarda nadir bulunan kıymetli taşlar sihirli amaçlar için kullanılırmış. Astrolojinin doruğuna ulaştığı bu dönemlerde Babil ve Hindistan' da burçların yönetici gezegenlerinin de bu taşlarla bağlantılı olduğu kabul edilirmiş. Taşların renkleriyle, burçlara ve gezegenlere atfedilen renkler arasında bağlantılar vardır. O dönemde insanlar, üzerlerinde kullanacakları taşları astrologlara danışmadan almazlarmış. Zira her birinin ayrı önemi var, hatta bazıları tedavi için bile kullanılmış. Örneğin Yakut beyin ve zihin hastalıklarının tedavisinde, Ortaçağ' da veba salgınından korunmak için kullanılmış. Zümrüt' ün göz hastalıklarına iyi geldiği düşünülmüş. Açık kırmızı Akik anemi ve kansızlık tedavisinde, koyu kırmızı Akik karaciğer hastalıklarında, kahverengi Akik ise dalak hastalıklarında tedavi amaçlı kullanılmış. Şimdi bu taşlardan bazıları hakkında daha detaylı bilgi verelim, eski zamanlarda nasıl ve hangi amaçlarla kullanılmış olduklarına bir göz atalım:
Kullanıcısının engelleri başarıyla aşmasını sağlar. Ekonomik başarı ve özellikle de manevi güç verir. Cesaret ve kendine güven getirir. En büyük özelliği güçlü bir irade vermesidir.
Zeka ile bağdaştırılır. Akla dinginlik ve sakinlik verir. Dengesiz duyguları ve gereksiz endişeleri uzaklaştırır. Sarhoşluğa karşı direnç sağladığı düşünülmüştür.
Gençlik ve canlılık getirdiği, iyimserlik ve umut sağladığı söylenir. Özellikle deniz yolculuklarında ve denizi seven insanlarca kullanılmıştır. Kanaatkarlığın ve yaratıcılığın simgesidir. Enerjiyi yükseltici etkisi olduğu söylenir. Epilepsi ve nefrit hastalığına iyi geldiği söylenmiştir.
Selenit olarak tanınır. Aşkı ve sağlığı pekiştirir. Sakinleştirici ve koruyucu etkisi olduğu söylenmiştir.
Açık kalplilik sembolüdür. Geleceğe dönük umutlara ulaşmakla bağdaştırılır. Vücudu rahatlattığı, toksinlerden ve zararlı maddelerden temizlediği düşünülmüştür. Mide ve bağırsak sorunlarına iyi geldiği söylenir.
Vücut ve ruhun dayanıklılığını arttırır. Kudret ve dayanıklılığın sembolüdür. Eski zamanlarda aşklarını arttırması için eşler tarafından kocalarına hediye edilirmiş. Aşkı kötü gözlerden koruduğu düşünülürmüş. Saflık ve masumiyeti simgeler.
Lal taşı olarak bilinir. Dostluk, sadakat ve samimiyetle bağdaştırılır. Sağlığı güçlendirdiği ve özellikle seyahatlerde taşıyıcısını koruduğu düşünülmüştür.
Sadelik ve alçak gönüllülüğü simgeler. Böyle gözükmekle beraber, aslında çok kıymetli olmayı anlatır. Bu yüzden bilgeliğin ve alimliğin simgesi olarak da görülmüştür. Eski zamanlarda anne sütünü arttırdığı düşünülürmüş.
Özellikle pembe kuvars aşk konusunda çekicilik ve şans getirir. Uyumluluk ve adaptasyonu arttırıcı, zihni açıcı olduğu söylenir.
Kuzey altını olarak tanınır. Bademcik hastalıklarına iyi geldiği söylenir.
Parasal konularda şans getiricidir. Sakin ve dengeli olmaya yardımcı olduğu ve aşırılıklardan uzaklaştırdığı söylenir.
Öz kontrol ve dayanıklılıkla bağdaştırılır. Dürüstlüğü ve manevi gücü temsil eder. Eskilere göre, doğum sancılarını hafifletirmiş. Döl yatağı hastalıklarının tedavisinde kullanılmış. Uykusuzluğa iyi geldiği söylenir.
Sadakat ve kendine güvenle bağdaştırılmıştır. Zihni keskinleştirir, hüznü uzaklaştırır, dinsel inançları kuvvetlendirir. Kalp rahatsızlıkları için ve gözler için çok yararlı olduğu söylenir.
Dostluk getirir, kıskançlık ve hasedi uzaklaştırır. İlahi konularda derinleşmek için yardımcıdır. Depresyon ve gereksiz endişelerden korur. Kullanılan ilaçların etkisini arttırır ve kişinin konuşma gücü üzerinde olumlu etkileri vardır
Kullanıcısına sakinlik ve sabır getirir. Aşk ve sadakatin sembolüdür. Görüşleri güçlendirir, çabuk ve pratik çözümler üretmede yardımcıdır. Birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Kanlı yaraları, safrayı iyileştirdiği, kolera tedavisinde kullanıldığı söylenir.
Özellikle sağlıkla ve sağaltımla bağdaştırılır. Göz tedavisinde kullanılırmış. Eski çağlarda Güneş' in ve ateşin sembolü olarak görülmüş. Tüccarlara bolluk ve servet getirdiği düşünülürmüş.
Coşkunluk, ihtiras ve tutkunun sembolüdür. Mücadele gücü verir. Kullanıcısına dinçlik, şans ve aşk getirir. Dostça olmayan kötü enerjilere karşı koruyucu olduğu düşünülürmüş. Beyin ve zihin hastalıklarının tedavisinde, Ortaçağ' da veba salgınından korunmak için kullanılmış.
Nefrit taşı olarak bilinir. Aşkta cazibe getirir. Uzakdoğu' da altınla eşdeğer olarak görülmektedir. Mükemmelliğin simgesi olarak görülür. Eskilerce böbrek hastalarına iyi geldiği söylenmiştir.
Aklı sakinleştirir ve zihni temizler. Kişisel hırslardan uzaklaştırır, inancı kuvvetlendirir. Aldatılmalardan, sahtekarlıklardan, düşmanca davranışlardan, nazardan korur. Eski zamanlarda çıbanların tedavisinde kullanılmıştır.
Bereket ve neşe getirir. Serveti geleceği iyi bir şekilde yönlendirmek için kullanmayı kolaylaştırır. Samimiyet ve sadakatin sembolüdür. Geleceği okuyabilme gücü verir ve zihni keskinleştirir. Eski zamanlarda sara ve göz hastalıklarının tedavisinde kullanılmıştır.