HABER

'Bu tedaviyle kanseri tamamen yok etmek mümkün'

İsrailli bilim insanları, bu yıl Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen ve hücrelerin DNA'sında değişiklik yapmaya imkan tanıyan CRISPR-Cas9 genetik makası ile Pfizer/BioNTech ve Moderna'nın koronavirüs aşılarında kullanılan taşıyıcı RNA teknolojisini kansere karşı birleştirdi. Araştırmacılar, bu sayede dünyada ilk kez sağlıklı hücrelere zarar vermeden sadece kanserli tümörleri yok eden yeni bir yöntem bulduklarını açıkladı.

'Bu tedaviyle kanseri tamamen yok etmek mümkün'

İsrail’de Tel Aviv Üniversitesi'nden bilim insanları, ilk kez kanserli hücreleri sağlıklı hücrelere zarar vermeden yok edebilen çığır açıcı bir tedavi yöntemi geliştirdiklerini açıkladı. Araştırmacılar, geliştirdikleri yeni tedavide CRISPR-Cas9 genetik makasını ve taşıyıcı RNA teknolojisini kullandı.

HER İKİ YÖNTEM DE ŞU ANA KADAR ÇOK BAŞARILI SONUÇLARA ULAŞTI

CRISPR-Cas9 genetik makasını keşfeden Emmanuelle Charpentier ve Jennifer Doudna bu yıl Nobel Kimya Ödülü’nü paylaştı. Söz konusu yöntem insanların, hayvanların, bitkilerin ve mikroorganizmaların DNA'sının son derece yüksek bir hassasiyetle değiştirebilmesine olanak tanıyor. Taşıyı RNA (mRNA) ise hali hazırda yüüzde 95 düzeylerinde koruma sağladığı açıklanan Pfizer/BioNTech ve Moderna’nın corona virüse karşı geliştirdiği aşıların genetik kodunda kullanıldı. Her iki yöntem de şu an kadar insanlığa tehdit eden hastalıklara karşı başarılı sonuçlar verdi.

FARELERDE YAŞAM BEKLENTİSİ İKİ KAT ARTTI

Science Advances adlı dergide yayımlanan çalışmada denek olarak kullanılan yüzlerce farede en agresif iki kanser hastalığı geliştirildi: Glioblastoma (bir beyin kanseri türü) ve matastatik yumurtalık kanseri. Farelerin yarısına DNA kesme tedavisi, uygulandığı diğer yarısı ise tedavi uygulanmadan kontrol gurubu olarak değerlendirildi.

Araştırmacılar, tedavi uygulanan farelerde yaşam beklentisin iki kat, hayatta kalma olasılığının ise yüzde 30 arttığını belirtildi

SADECE ZARARLI HÜCRELERİ HEDEFLEDİĞİNDEN YAN ETKİSİ YOK

Öte yandan, bilim insanları CRISPR Cas-9 teknolojinin, biyopsi sonuçlarına göre her hasta için kişiselleştirilebileceğini açıkladı. Yani, enjeksiyon halinde uuygulana tedavi kanserli tümörü hedefleyerek, içerdiği taşıyıcı RNA sayesinde zararlı hücrelerin DNA’sını kesiyor. Böylelikle kanser hücresi çoğalma yeteneği kaybederek, yok oluyor. Çalışmayı yöneten Profesör Dan Peer, a söz konusu yeni tedavinin kısa bir süre sonra hastalarda bir sürü saç dökülmesi, kusma, iştahsızlık, ağrı gibi birçok olumsuz etkiye neden olan kemoterapinin yerini alabileceğini söyledi.

“Bu teknoloji fiziksel olarak kanserli hücrelerin DNA’sını nano-makaslarla kesiyor. Böylelikle kanser hücrelerinin hayatta kalma ihtimali ortadan kaldıyor” diyen Dan Peer, kemoterapinin tüm vücuda uygulandığını ancak yeni DNA kesme teknolojisinin sadece kanserli hücreleri hedef aldığı için yan etkiye neden olmadığını söyledi.

İKİ YIL İÇİNDE İNSANLARDA UYGULANABİLİR HALE GELECEK

Bununla birlikte Peer, ekibiyle birlikte söz konusu tedaviyi bütün kanser formlarına karşı geliştirmeyi hedefledikleri iki yıl içinde insanlar üzerinde kullanmak için çalıştıklarını aktardı.

KANSER SORUNUNU TAMAMIYLA ORTADAN KALDIRABİLİR

Peer, ayrıca DNA tekniğinin 3 aşamalı tedavisiyle kanserli tümörlerin yok edebileceğini kaydetti:

“Bu şekilde yok edilen bir kanser hücresinin bir daha asla aktif olmayacağına inanıyoruz. Bu teknoloji sayesinde, kanser hastalardaki yaşam beklentisinin artacağını ve bir gün hastalığı tamamıyla tedavi edeceğini düşünüyoruz. 12 yıl önce taşıyıcı RNA tedavileri hakkında konuştuğumuzda, insanlar bunun yalnızca bilim kurgu olduğunu düşünüyordu. Yakın bir gelecekte, genetik taşıyıcı kodların kullandığını tedavi yöntemleriyle kanser sorunun çözüleceğine inanıyorum” dedi.

En Çok Aranan Haberler