Bu çocuklara nasıl yaklaşılır? Annemizden babamızdan gördüğümüz, tamamen bilim dışı pedagojik bilgilerimizle açıklıyoruz:
Adım bir: ''Nimetle şaka olmaz!'' diye bağıracaksınız. Hemen ardından çocuğunuzun ellerini kolonyalı mendille sileceksiniz çünkü bu hareketi yapacak yaşta bir çocuğunuz varsa eminiz ki sofrada kolonyalı mendil bulunduruyorsunuzdur. Kullanın.
Adım iki: Ya da üç, siz bilirsiniz. Sırada çocuğunuza uygun bir sofra adabı eğitimi vermek var. Nimetle nasıl şaka olmadan yemek yenir, öğün rezil rüsva edilmeden nasıl mideye indirilir, çatal ve kaşık sırasıyla hangi ellerde tutulur (bıçağı öğretmeyin, bu hareketi yapan çocuk daha bıçak kullanacak yaşta değildir), artık sofra adabıyla ilgili aklınıza ne gelirse, kendi anneniz babanızdan ne öğrendiyseniz...
Hayatınızda böyle yetişkinlerle karşılaşmışsanız, yapacak pek de bir şey yok... Sinir olabilirsiniz, kızabilirsiniz, veya internet sitelerinin yaptığı gibi ifşa yöntemini seçebilir, onları rezil edebilirsiniz.
İfşaya değecek; size Facebook'ta beğeni, Twitter'da retweet kazandıracak rezillikleri sıralamaya devam edelim. Buyrun; diğer nimet şakaları, sofra âdapsızlıkları:
Bu arkadaşları acilen Aydın ilimizin Söke ilçesinde yer alan herhangi bir kıyı kasabasına, rehabilitasyona yolluyoruz. Karpuzu insan gibi yemeyi öğrensinler.
Bu dostlarımızı komple çocukluklarına yollamamız lazım. Paylaşmanın ne güzel bir şey olduğunun anneden gizlice alınmış cipslerle öğrenildiği o güzelim çocukluğa.
Tam öğrenememişler.
İlk oradan mı ısırılır pizza dilimi!?
Splinter Usta lağımında ters döndü...
Acilen Hollywood'da çekilmiş tüm gençlik filmlerini yeniden izletiyoruz bu arkadaşlara. Lise filmi olur, kolej olur, üniversite olur... Filmin içinde, kapısında seyyar hot dog satıcısı bulunan bir Amerikan futbolu stadyumu olsa yeter.
Vitamini kabuğunda değil ki? Neden?
Başkaları kitkatından bir dilim istemesin diye dişlerini bu kadar acıtmaya değer mi? Böyle ısırılır mı, değer mi?
Anlayamıyoruz hakikaten. Değer mi!?