AKP: yüzde 45,3
CHP: yüzde 30,7
MHP: yüzde 13,8
BDP: yüzde 6,5
SP: yüzde 1,3
Diğer: yüzde 2,4
2011'in ilk 6 ayında her meselenin seçime bağlanacağını ve siyasi partilerin alacağı tavırların sandık sonuçlarını etkileyeceğini vurgulayan Vatan yazarı Okay Gönensin'e göre Metropoll’ün 2010 sonunda yaptığı araştırma sonuçları yarışa başlarken partilerin hangi konumda olduklarını ve seçmenin oy verirken hangi konuları ön plana alacağını anlatıyor:
Seçim yılına girerken
Araştırma kuruluşu Metropoll’ün yılın sonunda yaptığı araştırmanın sonuçları hem partilerin yarışa başlarken hangi konumda olduklarını hem de seçmenin oy verirken hangi konuları ön plana alacağını anlatıyor.
Hangi saikle oy verecekleri sorusunun cevaplarını dört ana başlık altına topladığımız zaman “ekonomi” başlığı ile “Kürt meselesi” başlığı altında yer alabilecek konuların önde geldiği görülüyor.
İşsizlik sorunu dahil, “ekonomik saiklerle” oy vermeyi düşünenler yüzde 14,7 oranını buluyor.
Ancak, Kürt sorunu çevresinde yer alan konulara bakarak oy vereceğini söyleyenlerin oranı daha yüksek, yüzde 15,6.
“Daha gelişmiş bir toplum”un unsurlarını oy verme saiki olarak gösterenlerin oranı yüzde 10,9.
Bu oranlara bakarak, seçmenin yaklaşık yarısının oy verirken, ülkenin ana meselelerine getirilecek çözüm önerilerini, icraatlarını önde tuttuğunu söyleyebiliriz.
***
Oyların yönünü belirleyecek unsurlardan biri olan “liderlerin çalışması, vaatleri”ni gösterenlerin oranının yüzde 7,6 olmasından çıkarılabilecek açık bir sonuç var: Seçmen, CHP’nin yeni Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu dikkatle izleyecektir.
Metropoll’ün araştırmasına göre siyasi partiler yarışa şöyle başladı:
AKP: yüzde 45,3
CHP: yüzde 30,7
MHP: yüzde 13,8
BDP: yüzde 6,5
SP: yüzde 1,3
Diğer: yüzde 2,4
Bunlar “kararsızlar”ın ve “oy kullanmayacağım” diyenlerin oranlarının bir önceki seçim sonuçlarına göre dağıtılmasıyla ortaya çıkan yüzdelerdir. Her araştırma için geçerli olarak kabul edilen “artı 2 - eksi 2” yanılma payına göre daha esnek bir tablo da üretilebilir.
***
Bu sonuçları dikkate alarak, altı ay önceden kesin olarak şunu söyleyebiliriz: Çok büyük bir olay olmadıkça AKP Haziran 2011 seçimini kazanacaktır.
Önümüzdeki altı aylık sürede bu yüzdelerde, seçimin birincisini ve ikincisini değiştirecek ölçüde olmasa da ciddi değişiklikler olabilir.
AKP ile CHP arasında oy alışverişi olmasının zorluğunu dikkate aldığımız zaman MHP ile BDP’nin durumlarının biraz daha “hassas” olduğunu söylemek mümkündür.
AKP, Kürt meselesiyle bağlantılı tartışmaları “iyi yönetmesi” halinde her iki partiden de oy sağlama potansiyeline sahiptir.
12 Eylül referandumu bu ihtimale işaret etmiştir.
“Ekonomik saiklerle” oy vermeyi düşünen seçmen de AKP hükümetinin önümüzdeki altı aydaki icraatlarıyla bunun vatandaşa yansıması kadar, CHP’nin geliştirmeye çalıştığı yeni “sosyal adalet” projelerini de dikkatle izleyecek ve değerlendirecektir.
***
Metropoll’ün araştırmasının sonuçlarına göre, şu andaki siyasi tabloda yukarıya doğru çıkışa geçme ihtimali bulunan iki siyasi partinin AKP ile CHP olduğu görülüyor. Kuşkusuz ki bu potansiyelin oya dönüşmesinde Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun “performansları”nın büyük etkisi olacağını da hep hesaba katmak gerekiyor.